Diz kireçlenmesinde tedavi yollarından bahseden Doç. Dr. Sever, “Diz kireçlenmesi tedavisini konservatif (cerrahi olmayan) ve cerrahi tedaviler olarak ayırabiliriz. İlerlemiş diz kireçlenmesinde (bu hastalar genelde 60 yaş üzerindedir) tedavi cerrahidir ve çoğunlukla da protez cerrahisi uygulanır. Protez cerrahisi dizdeki hasta kıkırdağın tamamen tıraşlanması ve yerine metal protez yerleştirilmesi işlemidir. Bu metal protez ile diz eklem yüzleri kaplanır. Protez kıkırdağın vazifesini görür ve kemiklerin sürtünmesini önleyerek ağrı şikayetini ortadan kaldırır. Protez cerrahisi klasik yöntemle; cerrahi tecrübe ve kılavuz diz setinin kullanımı ile yapılabilir veya son zamanlarda popüler olan robotik cerrahi şeklinde yapılabilir. Robotik cerrahide robot yardımlı cerrahi uygulanır ve hata ihtimali çok azaltılır” ifadelerini kullandı. Diz kireçlenmesinde tedavinin zor olduğu hastaların 40-60 yaş arası, hafif ve orta düzeyde kireçlenme problemi olan hastalar olduğunu söyleyen Doç. Dr. Sever, “Bu hastalarda cerrahi olarak unikondiler (yarım diz protezi), yüksek tibial osteotomi (kemik düzeltme), artroskopik cerrahi uygulanabilecek cerrahi yöntemlerdir. Konservatif (cerrahi dışı) yöntemler ise; fizik tedavi, kaplıca tedavisi, diz içi enjeksiyonlar, kıkırdak güçlendirici ilaçlar olarak sayılabilir. Konservatif tedavilerin amacı hasta şikayetlerini azaltmaktır. Kıkırdağın bozulmasını etkilemeyeceği için kalıcı tedaviler değildir. Diz içi enjeksiyonların da (PRP, kök hücre, viskosüplementasyon) zamanla tedavide sıra dışı bir etkisi olmadığı anlaşılmıştır” dedi.