SON DAKİKA
Uzman isimden kritik açıklama! "Ciddi hastalıkların erken teşhisini kolaylaştırıyor!"
Göğüs Hastalıkları Uzmanı Doç. Dr. Zafer Aktaş, akciğer kanseri başta olmak üzere, lenfoma ve tüberküloz gibi ciddi hastalıkların erken teşhisini kolaylaştıran Endobronşiyal Ultrasonografi'ye (EBUS) ilişkin açıklamada bulundu. İşlem öncesi ile sonrasını anlatan uzman isim, EBUS işleminin yüksek derecede güvenli bir prosedür olduğunu vurguladı.
Akciğer kanserinin en yaygın belirtileri arasında öksürük, nefes darlığı, hızlı kilo kaybı, yorgunluk, eller ve ayaklarda şişme yer alır. Lenfomada ise boyun veya koltuk altı gibi noktalarda lenf bezi büyümesi, yüksek ateş, nefes darlığı, aşırı terleme, döküntü ve kaşıntı gibi semptomlar görülmektedir. Bulaşıcı bir enfeksiyon hastalığı olan tüberküloz da ciddi bir sağlık sorunudur. Yüksek ateş, bilhassa geceleri görülen terleme, 15 günden uzun süren öksürük şikayeti, şiddetli göğüs ağrısı, iştahsızlık, zayıflama ve halsizlik en önemli belirtileri arasındadır. Göğüs Hastalıkları Uzmanı Doç. Dr. Zafer Aktaş bu 3 hastalığa işaret ederek dikkat çeken bir açıklamada bulundu.
Uzman isim, Tanı yöntemi Endobronşiyal Ultrasonografi’nin (EBUS) hava yolları ve çevresindeki akciğer dokuları, lenf bezleri ve damar yapılarının ultrasonografik olarak incelenmesine olanak tanıyan ileri bir teknik olduğunu vurguladı.
EBUS’un hastalıkların tanısında kritik öneme sahip bir yöntem olduğunun altını çizen Aktaş, “EBUS, trakea ve bronş ağacının yanı sıra bu yapıların duvarlarına komşu olan akciğer dokuları, lenf bezleri ve damar yapılarının detaylı bir şekilde görüntülenmesini sağlayarak, çeşitli hastalıkların tanısında kritik bir rol oynamaktadır" diye konuştu.
EBUS'un faydaları ve kullanım alanları hakkında da bilgi veren Aktaş, şunları söyled
“Bu yöntem, özellikle akciğer kanseri, lenfoma, sarkoidoz, tüberküloz gibi hastalıkların tanı ve evrelemesinde büyük önem taşıyor. EBUS ile hastalıklı bölgeden gerçek zamanlı örnekler alınabiliyor, bu da hastalığın doğru bir şekilde tanımlanmasına ve tedavi planlamasında büyük bir avantaj sağlıyor. EBUS, cerrahi girişimlere bir alternatif olarak, minimal invaziv bir yöntemdir. Genel anestezi altında, ağız yoluyla uygulanan bu işlem, düşük riskli ve yüksek başarı oranlarına sahiptir.”
Doç. Dr. Aktaş, EBUS işleminin yüksek derecede güvenli bir prosedür olduğunu ve ciddi komplikasyon riskinin son derece düşük olduğunu kaydederek, işlem öncesi hastalara en az 6 saat boyunca aç ve susuz kalmaları gerektiğini, bir refakatçi ile gelmelerinin önemini ve sedatif ilaç uygulaması ile işleme hazırlanacaklarını ifade etti. İşlem sonrasında hastalar, geçici boğaz ağrısı, ses kısıklığı gibi yan etkiler yaşayabileceğini söyleyen Aktaş, “İşlem sonrası dört saat boyunca hiçbir şey yenilmemeli ve içilmemeli. Sakinleştirici ilaçlar verildiği için otomobil kullanılmamalı ve alkol alınmamalı. Ayrıca, herhangi bir komplikasyon durumunda derhal doktorla iletişime geçilmeli. EBUS işleminin reddedilmesi halinde, hastalığın doğru teşhisi konulamayabilir, tedavinin planlanmasında ve sürdürülmesinde aksamalar yaşanabilir. Hastalığın ilerlemesi veya gereksiz ameliyatlar gibi olumsuz sonuçlarla karşılaşılabilir” dedi.