Özellikle karın içindeki basıncı arttıran her türlü etkenin hemoroid hastalığının ortaya çıkmasını tetikleyebildiğini ifade eden Dr. Öğr. Üyesi Ahmet Murat Koca, “Bu faktörler arasında şunlar bulunmaktadır: aşırı kabızlık veya ishal gibi bağırsak hareketlerindeki düzensizlikler, tuvalette uzun süre oturmak, fazla kilo veya obezite, gebelik döneminde artan karın içi basıncı, kötü beslenme alışkanlıkları, hareketsiz bir yaşam tarzı, uzun süreli oturma veya sürekli ağırlık kaldırma gibi aktiviteler.
Bu faktörlerin hemoroid hastalığının ortaya çıkmasını tetikleyebileceği unutulmamalıdır. Bu nedenle, sağlıklı bir yaşam tarzı benimsemek ve bu faktörleri kontrol altında tutmak önemli.” diye konuştu.
Hareketsiz yaşam tarzı terk edilmeli
“Hemoroid hastalığının tedavisinde medikal tedavi veya cerrahi müdahale uygulanabilir, ancak en önemlisi hastalığın ortaya çıkmasını önlemek için belirli önlemlerin alınmasıdır.” diyen Dr. Öğr. Üyesi Ahmet Murat Koca, eğer hastalık ortaya çıkarsa, ilaç kullanımının yanı sıra yaşam tarzındaki sorunları da çözmek gerektiğini dile getirerek, “Örneğin, hareketsiz bir yaşam tarzı varsa, aktif olmalıyız; beslenme düzeninde sorunlar varsa, bunları düzeltmeliyiz; kilo fazlalığı varsa, kilo vermeliyiz; uzun süre tuvalette oturma alışkanlığı varsa, bunu değiştirmeliyiz.
Öncelikle bu koruyucu önlemleri almamız önemlidir. Beslenmemize lifli gıdaları dahil etmeliyiz.” dedi. İlaç işe yaramazsa cerrahi müdahale gerektiriyor Hemoroidlerin birinci, ikinci, üçüncü ve dördüncü evre olarak ayrılabileceğini kaydeden Dr. Öğr. Üyesi Ahmet Murat Koca, şöyle devam etti:
“Birinci ve ikinci derecedeki hemoroidler genellikle dışarıya çok fazla çıkmazlar ve ilaç tedavisi ile tedavi edilebilirler. Ancak, ilaç tedavisi işe yaramazsa veya durum ilerlerse, cerrahi müdahale gerekebilir.
Üçüncü ve dördüncü derecedeki hemoroidler ise genellikle cerrahi müdahale gerektirir.
Cerrahi müdahale yöntemleri arasında lazerle tedavi veya klasik cerrahi yöntemler bulunabilir. Hangi tedavi yönteminin uygun olduğuna karar vermek için hastalık iyice değerlendirilmeli ve buna göre bir tedavi planı oluşturulmalıdır.”