Ellili yaşların sonlarında gibiydi. Ofisime girer girmez daha “Merhaba, hoş geldin!” bile demeden pat diye konuya giriverdi: “Kilo vermek istiyorum!” Uzun boylu, göbekli, terli, telaşlı, endişeli olduğu sözcüklere yaptığı vurgulardan kolayca anlaşılıyordu beyefendinin. “Evet, biraz kilo fazlalığınız var ama obez filan değilsiniz. Başka bir sorunuz yok mu ki hemen kilo konusuna giriverdiniz?” şeklindeki soruma verdiği yanıt da sitem doluydu: “Olmaz olur mu? O kadar çok sorunum var ki... Ama önce kilolarımdan kurtulmam lazım!” dedi ve soluk almadan öyküsünü anlatmaya başladı...
VARAN İKİ
KİLO VERMEK İSTİYORUM
“Ben oldum olası toplu, okul arkadaşlarımın deyimiyle ‘gürbüz’ çocuktum. Ortaokulda başladığım aktif spor yaşamım üniversiteyi bitirene dek sürdü, (hafiften gürbüz olma dışında!) ciddi bir kilo sorunum olmadı. Ne zaman ki üniversite bitti, iş hayatı başladı, bel çevrem genişlemeyi, göbeğim büyümeyi, vücudum yağ biriktirmeyi ilerletti! Başlangıçta pek önemsemedim, yemeye içmeye, hareketsiz ve egzersizden uzak bir hayat sürmeye devam ettim.”