Anevrizmalar aortun hangi bölgesindeyse ona yönelik tedavi yapılması gerektiğini belirten Prof. Dr. Selim İsbir, tedaviyle ilgili şu bilgileri verdi “Aortun kalpten hemen çıktığı bölgelerde anevrizmalarda tek şansımız şu an için açık ameliyat. Ama göğüs bölgesi ve karın bölgesindeki anevrizmalarda yaklaşık son 15-20 yıldır sıklıkla endovasküler tedavi dediğimiz kapalı yöntemle başarıyla tedavi etme şansına sahibiz. Tanı konulduktan sonraki süreç oldukça rahat.
Özellikle de eğer anevrizmanın lokasyonu, boyutları ve de anatomik ilişkisi kapalı yönteme uygun ise çok rahat bir tedavi. Hastalar normal hayatlarını iki gün içerisinde dönebiliyorlar.
Kaplı stent dediğimiz suni greftlerle rahatlıkla tedavi edebiliyoruz. Dolayısıyla çok yüz güldürücü bir tedavi. Yeter ki erken tanıyı koyalım. Maalesef her aort anevrizması endovasküler yöntemle tedavi edilemiyor.
Bir takım anatomik özellikler gerekli. Onun için çok detaylı tomografik incelemelerde bulunuyoruz. Detaylı ölçümlerle uygun olup olmadığına karar veriyoruz.”
AORT DAMARI 9.5 SANTİME ÇIKAN 78 YAŞINDAKİ HASTA TEDAVİ EDİLEREK SAĞLIĞINA KAVUŞTU
Bugün anevrizma tedavisinde oldukça başarılı sonuçlar alabildiklerini söyleyen Prof. Dr. İsbir, 78 yaşında ve oldukça ender boyuttaki bir anevrizması olan hastasını örnek göstererek şu bilgileri verdi: “78 yaşındaki bu hastamızın karın aortu 9,5 cm’ye kadar büyümüştü ki bu oldukça ender rastlanan bir durumdur. Yani 2.5 santimlik bir aort neredeyse 4 katına çıkmış ve hasta farkında değil. Tesadüfen yaptırdığı böbrek ultrasonunda tespit edilmiş. Tabii hemen bize geldiğinde detaylı ölçümlerini yaptık. Endovasküler tedaviye uygundu.
Kendisini yatırdık. Hemen endavasküler greftini yerleştirdik. Hastamız bugün gayet iyi. Ama geç kalsaydık bu anevrizma patlayacaktı ve belki de hastayı kaybedecektik. Burada anevrizmanın 9.5 cm’e gelmesi oldukça uzun bir zaman diliminde gerçekleşmiş olsa da bu sürede hiç fark edilmemiş. Çoğu hasta bu şansa sahip olmuyor ve anevrizmaları patlıyor ve belki de hayatlarını kaybediyor. Dolayısıyla düzenli kontrol ve erken tanı anevrizmalarda gerçekten hayat kurtarıyor.”
“RÜPTÜR OLMADAN ANEVRİZMAYA MÜDAHALE EDİLMESİ YAŞAMI KURTARIYOR”
Hastalık yakalanıp tedavi edilebilirse ölüm oranının oldukça düşük olduğunu aktaran Kalp Damar Cerrahisi Uzmanı Prof. Dr. Selim İsbir sözlerini şöyle sonlandırdı:
“Anevrizmaya bağlı yaşam kaybı oranı yüzde 1’in altında. Ancak tedavi etmediğimiz zaman yani rüptür gerçekleştiği zaman bu hastaların yüzde 50’si hayatını kaybediyor. Eğer şanslılarsa bir merkeze ulaşabiliyorlarsa ameliyat şansını elde edebiliyorlarsa o zaman kurtulma şansları var. Ama ameliyatları oldukça riskli hale geliyor. Dolayısıyla anevrizmaya rüptür olmadan müdahale edilmesi oldukça önemli."