20 YAŞ ALTINDA OMUZUN İKİNCİ KEZ ÇIKMA OLASILIĞI YÜZDE 90 VE ÜZERİNDE
Omuz çıkığının tekrarlanmasında yaşın çok önemli bir faktör olduğunu aktaran Dr. Öğr. Ü. Aksu, “İstatistikler, 20 yaş altında omuz çıkığı yaşamış gençlerin riskli hasta olduğunu göstermektedir. Gençlerde daha çok spor yaralanması olarak bu durumu görüyoruz. 20 yaş altında omuzun ikinci kez çıkma olasılığı yüzde 90. Dolayısıyla bu yaş grubu önemlidir. 20 – 30 yaş arasında ise ilk çıkıkta direkt cerrahi düşünmeyiz. Hastaya özel fizyoterapi planlarız. Eğer ikinci çıkık gerçekleşirse bu grupta da tedavi olarak cerrahi ön planda olur. 30 yaş üzerinde tekrarlanma riski ciddi anlamda düşer. Tekrar gerçekleştiği zaman MR, tomografi gibi gerekli tetkiklerle bir cerrahi gerekip gerekmediğine ya da fizyoterapinin yeterli olup olmadığına karar veririz” şeklinde konuştu.
“İYİLEŞME SÜRECİNDE DAİMA FİZİK TEDAVİ GEREKİR”
Günümüzde tedavinin yüzde 90 kapalı yani artroskopik cerrahi olduğunu belirten Dr. Öğr. Ü. Aksu, “Kapalı olarak yapılan ameliyat sonrasında hastaların yaşayabileceği komplikasyon oranı da daha düşüktür. Ancak bu iyileşme sürecinde hastanın dikkat etmesi gerekenler var. Öncelikle bu süreçte kesinlikle fizik tedavi alınması gerekir. Hastanın yeterliliğine göre çoğunlukla fizik tedaviyle devam etmeyi uygun görürüz. 4-6 haftalık süreç içinde de akut nekahat süresini bitirmiş oluruz” dedi.
“SPORCULAR REHABİLİTASYON SÜRECİ SONRASINDA SPORTİF FAALİYETLERE DÖNER”
Cerrahi tedavi amacının hastanın omuzunu stabilitesini uygun şekilde normal hayatına dönerek kullanabilmesi olduğunu vurgulayan Dr. Öğr. Ü. Aksu, sözlerini şöyle sürdürdü: “Özellikle profesyonel sporcularda tekrar spora dönebilmek çok daha önem taşıyor. Rehabilitasyon süreci sonrasında, kişiye göre değişse de ortalama altı hafta gibi bir süreye ihtiyaç duyulur. Sonrasında sportif faaliyetlere dönüşü kademeli olarak yapılır. Yaralanma sonrası, kaldığı yerden devam etmesini bekleyemeyiz. 6’ncı haftadan sonra çalıştığı takımın fizyoterapistiyle görüşüp spora dönüş sağlar.”