SON DAKİKA
Kısır döngü gibi! Duştan sonra hapşıranlar dikkat, Canan Karatay 'Zehir soluyorsunuz' diyerek uyardı!
Kalp ve İç Hastalıkları Profesörü Canan Karatay "Banyolarımız bizi zehirliyor mu? Tabii ki zehirliyor!" diyerek ezber bozan bir açıklamada bulundu. Bu durumun birçok yönü olduğunu belirten uzman isim, "Bir kere bu yeni moda duş kabinleri çıktı ya, ondan önce de duş perdeleri vardı. Küfleniyorlardı ve de ortalığa küf yayıyorlardı. Duş kabinleri de öyle" ifadelerini kullanıp uyarılarda bulundu.
Kalp ve İç Hastalıkları Profesörü Canan Karatay "Banyolarımız bizi zehirliyor mu? Tabii ki zehirliyor!" diyerek ezber bozan bir açıklamada bulundu. Bu durumun birçok yönü olduğunu belirten uzman isim detayları tek tek sıraladı. Banyoları bu şekilde temizliyorsanız uzman ismin uyarısına kulak verin.
Kalp ve İç Hastalıkları Profesörü Canan Karatay neredeyse herkesin 'doğru' bildiği fakat sağlık açısından zararlı olan bir konuya değindi. Banyo temizliğinde yapılan hataların duş sırasında sağlık sorunlarına neden olabileceğini belirten uzman isim dikkat çeken uyarılarda bulundu.
"Bir kere bu yeni moda duş kabinleri çıktı ya! Ondan önce de duş perdeleri vardı. Küfleniyorlardı ve de ortalığa küf yayıyorlardı. Duş kabinleri de öyle" diyen Karatay açıklamalarına şöyle devam etti:
“Küf oluştuğu zaman titiz hanımlar ne yapıyor? Onu temizlemek için çok aşırı derecede çamaşır suyu kullanıyorlar. İşe o çamaşır suyu kullanıldığı zaman da hem duş kabinlerinden hem tuvaletler ve lavabodan havaya karışıyor. Çamaşır sularının içinde o kadar büyük ağır metaller ve zehirler var ki! Bunlar hakikaten bizi zehirliyor. Ayrıca bu temizlenmiş olarak size sunulan banyodaki deterjanlar sıcak suyla da yıkandığımız zaman havaya karışıyor. Bunların içinde bulunan bromür ve klorür. İnsan vücudunda bir zerresinin bile bulunmaması gerekiyor.”
Canan Karatay açıklamalarına şöyle devam etti:
“Bazı hastalarım ‘Ben duştan çıkınca burnum tıkanıyor, akıyor', 'Her duştan sonra hapşırıyorum' diyor. Bütün bunlar o banyonun içerisinde siyah küf olduğunu ayrıca kimyasal zehirle içeren çamaşır suyuyla yüklendiğini bize gösteriyor.”
Uzman isim banyolara ilişkin çözüm yolunu da şu sözlerle açıkladı:
“Şimdi yeni moda evlerde pencereler açılmıyor kardeşim! Biz Akdeniz ülkesiyiz. Banyonun penceresi açık olacak. Dışarıdan hava girip çıkacak. Rutubet olmayacak.
Ben İngiltere'de çalışırken duş yapıyoruz. Perdeleri falan kapatıyoruz. Pencereler açık. Bakın Kuzey ülkesi İngiltere'de, İskoçya'da pencereler açıktır, kapanmaz. Ben de duştan sonra pencereyi kapatıyordum. Ev sahibi geldi 'Doktor Karatay banyodan sonra bu pencereyi açacaksın ki rutubet dışarı çıksın. Biz onun için her banyodan sonra pencereyi açar öyle çıkarız. Siz de lütfen bunu yapın' dedi. Bakın Kuzey ülkesinden bahsediyorum. Biz Akdeniz ülkesiyiz. 150 kat binalar, açılmayan pencereler! Yok efendim havalandırmalar, bilmem neler. Onlar daha tehlikeli! Havalandırmak için kullanılan klimalar da var. Suni oksijen vermek! Bunlar çok daha tehlikeli. 'Zehir' diyoruz ama çamaşır sularında bulunan ağır metaller vücudumuza giriyor. Veya küfler ile en tehlikeli mantar dediğimiz 'mold' vücudumuza yapıştığı zaman bütün sağlık ve bağışıklık sistemimizi yok eden maddelerdir.
Ağır metallerin sıvı sabunlarda ve deodorantlarda da olduğunu belirten uzman isim, "Alüminyum, kadmiyum başta olmak üzere bunlar vücudumuza girdiği zaman hücrelerimizin içine yerleşiyor. Ve oradaki hücrenin çalışmasını durduruyor. Normal çalışmıyor. İşte bütün bunların nedeni bir kısırdöngü gibi banyolarımızın bizi zehirlediğinin belirtisi!"
Kalp ve İç Hastalıkları Profesörü Canan Karatay sözlerine şöyle devam etti:
“Eğer duştan sonra hapşırıyorsanız bilin ki zehir soluyorsunuz. Banyodan sonra öksürüyorsanız, burnunuz akıyorsa bilin ki o buharlı havadan içeriye maalesef zehir girdi. Bu ağır metaller girdi. Bunların ilk bozduğu organımız ne? Vücudumuzun en önemli detoks organı karaciğer ve ikinci en önemli detoks organı olan böbrekler. Temizlik ürünlerindeki ağır metaller ve banyodaki küf vücuda girdiği zaman bağırsak floramızı da bozuyor, midemizi de bozuyor, tiroidimizi de bozuyor. Karaciğerimize de yüklüyor. Tüm bunlar yavaş yavaş birikiyor. En sonunda vücutta patlak veriyor.”