İKİNCİ BEYİN OLARAK ADLANDIRILAN BAĞIRSAKLARI DOĞRU GIDALARLA BESLEYİN
Bağırsak sistemimizde yaşayan bakteriler bağırsak mikrobiyotasını oluşturmaktadır. Mikrobiyotamız bağırsak sağlığının yönetilmesine ve vücut bağışıklığının korunmasına yardımcı olur. Bu nedenle güncel bilimsel çalışmaların çoğu ikinci beyin olarak adlandırılan bağırsaklara daha fazla odaklanıyor. Obezite gibi kronik hastalıklar, depresyon gibi psikolojik rahatsızlıklar ve hatta Parkinson, Alzheimer gibi nörolojik hastalıkların bağırsaklardaki iyi ve kötü bakterilerin dengede olmamasından kaynaklandığı bilimsel çalışmalar tarafından gösteriliyor. Bağırsak sağlığını desteklemek ve hastalıklardan korunmak için yeterli miktarda lif almak ve probiyotik-prebiyotik besinler tüketmek şarttır. Dünya Sağlık Örgütü (DSÖ), sağlık için yetişkin bir insanın günlük 30-35 gram lif alması gerektiğini belirtiyor. Yeterli lif almak için ise mevsimine uygun sebze, meyve ve otlar ile tahıl ve bakliyatları düzenli olarak tüketmek şart. Probiyotik kaynağı olarak fermente edilmiş gıdaları söyleyebiliriz. Örneğin yoğurt, lahana turşusu, kefir gibi fermente ürünlerde probiyotik içerik yüksektir. Prebiyotik besinleri ise, soğan, olgunlaşmamış muz, elma, enginar, pırasa bezelye, yulaf ezmesi olarak sayabiliriz. Bağırsaktaki faydalı bakterileri arttırmak için her gün en az 2 porsiyon probiyotik ve prebiyotik kaynağı besinleri beslenme programınıza dahil etmek uygun olacaktır.
TÜTÜN KULLANIMINI BIRAKMAK KANSER RİSKİNİ AZALTMAYA YARDIMCI
Tütün kullanımı, özellikle de sigara içmek, dünyadaki tüm kanser vakalarının en büyük nedeni arasında sayılmaktadır. Tütün kullanımından kaynaklı görülme riski olan kanserler özellikle akciğer, ağız, boğaz, burun ve sinüsler, karaciğer, pankreas, mide, rahim, meme, barsak, böbrek ve mesane kanserleridir. Sigara dumanı, kansere neden olabilecek çok sayıda kanserojen içerir. Yapılan çalışmalar sigara içilmese dahi sigara dumanına maruz kalmanın da kanser riskini arttırabileceğini gösteriyor. İyi haber şu ki siz sigara içiyor dahi olsanız sigarayı veya tütün kullanımını bıraktıktan sonra bu risk hızla azalacaktır.