Yapısal problemleri olan hastalarda nükseden ritim bozukluğunu ortadan kaldırmanın yerine kişinin yaşam kalitesini yeniden sağlamak için çok iyi bir medikal tedavi alması gerektiğinin altını çizen Kocaman, “Kişinin ritim bozukluğunu külliyen ortadan kaldırmak için çok acayip tedaviler yapmaya gerek yoktur. Kişinin eğer semptomları ortadan kalkıyorsa ve bu ritim bozukluğundan dolayı ekstra bir problem yaşamıyorsa bu da bizim için kabul edilebilir bir tedavidir” ifadelerini kullandı.
"Kişinin yaşlanmasıyla birlikte kalbinin elektrik sisteminde kuruma meydana gelir"
Kişinin yaşlanmasıyla birlikte kalbinin elektrik sisteminde bir kuruma meydana geldiğine değinen Prof. Dr. Kocaman, sözlerine şöyle devam etti: “Kalbimiz tamamen elektrikle çalışan çok iyi bir pompadır. Bu elektrik sistemi kalbin sağ üst odacığından başlar, orta bölgesine ilerler ve buradan da alt kısmına yayılarak bir kalp atımının oluşmasını sağlar.
Zaman içerisinde bazen enfeksiyonlar, bazen geçirilmiş ameliyatlar ve bazen yaşla birlikte bu elektrik sisteminde kopma oluşabiliyor. Bu durumlarda kalp piline müracaat ederiz. Bu cihazlar ile elektriksel olarak sinyal iletmeyen, kopan bölgenin üst tarafından kalp sinyalini alır, alt taraftaki bölgeye elektriksel uyarı deşarjı şeklinde veririz ve bu cihazlar bu şekilde kalbi istediğimiz şekilde yönetmemize izin verir. Kalp içine defibrilatör dediğimiz şok cihazları, kalp yetmezliğinin tedavisinde bulduğumuz kardiyak yeniden eş zamanlama tedavileri çıktı. Biz bu sofistike cihazları da kullanıyoruz. Bu tedavilerde amacımız kalbin hızını ayarlamak değildir. Hayatı tehlikeye atan ritim bozukluklarını tespit ve tedavi amaçlıdır.”