K2 vitamini D3’ten farklı ve önemli bazı marifetleri daha var. Kalsiyumun gereksiz yerlerde birikmesine, özellikle damar duvarlarında plak oluşumlarının içine girmesine de engel olabiliyor. Dolayısıyla kalsiyuma bağlı damar zararlanmalarını önlüyor, damarları kalsiyum birikiminin zararlı etkilerinden koruyor. Ayrıca kalsiyumu kemiğin içine sıkıca yerleştirip biyolojik yararını da güçlendiriyor.
Özetle K2 olmadan damarları korumak da kemik sağlığını sürdürmek de oldukça zor. Peki K2 hangi besinlerde var? K2 vitaminini besinlerle doğrudan kazanmamız pek mümkün değil. Yiyeceklerle kazandığımız K vitamini K2’den ziyade K1’dir. K2’yi ise besinlerden, mesela et, süt ve yumurtadan çok az miktarda kazanabiliyoruz. Peki çözüm ne?
Eksik K2’mizi nasıl tamamlayacağız?
Çözüm yine doğadan geliyor: Bitkisel besinlerle kazandığımız K1 vitamini bağırsaklarımızda probiyotikler -faydalı bakteriler- tarafından K2’ye dönüştürülüyor. Bu nedenle bol ve sık sebze yemekte, bilhassa maydanoz, ıspanak, pazı, marul, lahana gibi sebzelere ve yeşilliklere ağırlık vermekte fayda var.
Bir iyi bilgi daha: Bitkisel yağlar içinde sadece zeytinyağı K vitamini içeriyor. Ayrıca zeytinyağı da bağırsaklarda K1’den K2 üretimini teşvik edebiliyor. Kısacası söz konusu K2 olduğunda da “YAŞASIN ZEYTİNYAĞI!”