UV ışınlarının çeşitli hastalıklara neden olabileceğine değinen Opr. Dr. Malazgirt, “Pek çok insan UV ışınlarının ciltte yaptığı hasarın farkında olup, gerekli tedbirleri alırken göz sağlığına olabilecek zararlarını göz ardı etmektedir. Oysa UV ışınları gözümüzü önden arkaya doğru tabaka tabaka etkileyerek çeşitli hastalıklara neden olur. Bunlar konjonktivit, gözde et yürümesi, katarakt, retina ve sarı nokta gibi patolojilerdir. Materyal olarak organik cam UV’yi 355 nm’ye kadar, polikarbonat ise 380nm’ye kadar tutar; yani hiç geçirmezler. Renklendirme ile görünür ışığın istenmeyen dalga boyları emilir. Ayna kaplama ile istenmeyen dalga boyları yansıtılır. Polarize filtre ile polarize olmuş ışık tutularak kamaşmanın önlenmesi sağlanır. Camın ışık emilim oranı şehir ortamında yüzde 40-50, dağlık bölgelerde yüzde 50-70, deniz kenarında ve karda yüzde 80-85 düzeyinde olmalıdır” açıklamasında bulundu.
“Güneş gözlüğü seçerken dikkat edilmesi gerekenler”
Güneş gözlüğü seçerken dikkat edilmesi gereken durumlardan da bahseden Opr. Dr. Malazgirt, şu bilgileri paylaştı: “Güneş gözlüğü seçimi yapılırken dikkat edilmesi gereken en önemli özellik, camların UV-A ve UV-B ışınlarını yüzde 100 bloke etmesidir. Bu özellikte olan kaliteli güneş gözlüklerinde güvenilir tescil belgesi ve etiketi olması gerekir. UV 400nm ya da yüzde 100 UV ibaresi ile belirtilmiş olmalıdır. Bu özellik olmadığı sürece materyal, renk, filtre ve diğer faktörlerin artık bir önemi yoktur. Gözlüğün üzerinde CE (Conformite Europene) ibaresinin bulunması da ürünün minimum güvenlik standartlarına uygun koşullarda olduğunu ifade etmektedir. Renk özelliği olan camların da rengini, kullanım yerine göre iyi seçmek de faydalı olabilir. Siyah, koyu gri, kahverengi olan camlar hem yoğun güneş hem de günlük kullanım için uygundur. Orta ve üzeri parlaklık koşullarında kullanılırlar. Yeşil renk özelliğine sahip camlar gözleri dinlendirme özelliğine sahiptir. Ancak nesnelerin renklerinin normalden bir miktar farklı algılanmasına neden olur. Az güneşli ortamlarda, bahar ve kış aylarında kullanıma uygundur. Sarı, altın, açık kahverengi özellikteki camlar ise parlaklık anlamında daha az koruma sağlasalar da orta-düşük ışık koşullarında tercih edilebilirler. Derinlik algısı özelliğinin yüksek olması nedeniyle kış sporları performanslarında da tercih edilebilir.”