“Gıda kaynaklı bin 714 kişi hayatını kaybetti”
Prof. Dr. Şengün, “Gıdalardaki tehlikelere bakacak olursak; fiziksel tehlikeler, kimyasal tehlikeler ve mikrobiyolojik biyolojik tehlikeler diye sıralayabiliriz. Gıdalarda bulunmaması gereken cam, plastik, metal gibi yabancı maddeler, fiziksel tehlike olarak karşımıza çıkmakta. Yabancı maddelerin gıdalarda çıkması, örneğin cam gibi kırılacak maddelerin gıdanın çevresinde bulunması tehlikelidir. Kimyasal tehlikelerde ise gıdalara eklenen veya çevreden, ambalaj malzemelerinden gıdaya geçiş yapan kimyasallardır. Biyolojik tehlikeler gıda bileşiminde doğal olarak bulunan toksinler (örneğin; yeşillenmiş ve filizlenmiş patateste oluşan solanin, zehirli mantarlar, bazı bitki meyvelerindeki siyanatlar) olabildiği gibi, gıdalara bulaşan ve uygun koşullarda üretilmeme veya saklanmama nedeniyle gelişen mikroorganizmalar (küfler, parazitler, bakteriler), virüsler ve mikrobiyal toksinler de olabilmektedir. Sağlıklı olmak, bir insanın en temel hakkıdır.
Gıda ürünleri sağlığımızı en kolay etkileyecek etmenlerin başında gelmektedir. Dolayısıyla, gıda ürününün güvenli olması, tüketicinin mutlak bir talebidir ve üreticinin sorumluluğudur. Güvenilir olmayan bir gıdanın tüketimi sonucunda gıda kaynaklı mikrobiyal hastalıklar meydana gelebilmekte ve bunların büyük bir çoğunluğuna patojen mikroorganizmalar neden olmakta, bu hastalıklar yüksek orada morbidite veya mortalite ile sonuçlanmaktadır.Gıda kaynaklı hastalıklarda rol oynayan gıdalar arasında tavuk vb. kümes hayvanlarının etleri, et ve et ürünleri, hayvansal kaynaklı diğer gıdalar, yumurta ve yumurta içeren gıdalar, çiğ süt ve süt ürünleri, kontamine su kaynakları veya kontamine sular ile temas etmiş sebzeler, salatalar, çiğ sebze ve meyveler, çiğ veya tütsülenmiş balık, kabuklu deniz ürünleri, ev yapımı konserveler, soğuk sandviç ve hazırlanırken el ile temas eden ve hazırlama sonrasında ısısal işlem görmeyen gıdalar yer almaktadır. Ülkemizde birçok koruyucu katkı maddesi ekleniyor. Kullanılan bu kimyasalların miktarı önemlidir. Bununla beraber kullanılan ambalajlardan da kimyasalların geçmesi mümkündür. Bazı gıdalar doğal olarak içerisinde toksinleri barındırıyor. Örneğin filizlenmiş bir patatesi tükettiğimizde solyanin denilen bir toksini tüketmiş oluyoruz. Bu toksik madde kanserojen etki yapabiliyor. Biyolojik tehlikelere baktığımızda kavun karpuz ele aldığımızda bu ürünleri doğru bir şekilde dezenfekte etmeden uygunsuz şekilde kesilirse dışındaki biyolojik dengeler iç yapıya geçip hastalığa neden olabiliyor. 2015-2020 arasında gıda kaynaklı hastalıklar nedeniyle hastanelere 18 milyon 314 bin 239 başvuru olduğunu yaptığı, başvuranların arasından 5 yılda gıda kaynaklı bin 714 kişinin ise bu sebepten hayatını kaybettiği bildirilmiştir” diye konuştu.