EROL ERDOĞAN / Sosyolog, Yazar
Yaşamlarının en enerjik geçmesi gereken dönemlerini atıl, edilgen ve hedefsiz geçiren ev gençleri diye bir kitlenin oluşmasında birkaç neden var.
En önemli neden, bebeklik ve çocukluğundan itibaren insanın ilgilerini, yeteneklerini, meraklarını yani potansiyelini dikkate almayan daha çok diplomayı, akademik bilgiyi ve yöneticilik kariyerini önemseyen aile tiplerimiz ve eğitim sistemimizdir. İnsan, doğarken, onlarca meslek, sanat ve zanaata kaynaklık edecek yeteneklerle dünyaya gelmektedir.
Aileler, eğitim sistemimiz, kültür politikalarımız, mesleki rehberliklerimiz, sivil toplum anlayışımız insanın sahip olduğu harika yetenekleri dikkate alacak şekilde eğitim, kültür, sanat, meslek politikaları geliştirebilse hem insanın anlam arayışının niteliği ve hikmeti artacak hem de herkes üretimin doğal aktörü olacaktır. Aile mesleklerinin sonraki kuşaklara aktarılamayışı da gençlerin meslek, istihdam, üretim alanlarında yoksun kalmasına neden oluyor?
Herkes komşu çocuğu çırak olsun, benim çocuğum amir memur olsun istiyor. İlk yaşlardan itibaren çocuklarımızın yeteneklerini keşfetmeliyiz, yeteneklerini köreltecek hatalar yapmamalıyız, aksine yeteneklerini geliştirecek vesileler oluşturmalıyız.
Çocuklarımıza yönelik sevgi, koruma, sakınma gibi reflekslerimizi abartarak onları hayattan izole etmemeliyiz aksine hayatı öğrenmelerini ve hayata aktif katılmalarını sağlamalıyız. Çocuklarımızın karşılaştıkları zorlukları, krizleri, sıkıntıları sorun çözme kabiliyetlerini geliştirmeleri için imkâna dönüştürmeliyiz. Küçük yaşlardan itibaren çocuklarımıza el emeği, alın teri, üretmek, paylaşmak, kazanmak gibi kavramları maddi ve manevi boyutlarıyla öğretmeliyiz. Hayata tutunmanın önemli araçlarından biri arkadaşlıktır. Çocuklarımızı iyi arkadaşlıklara teşvik etmeliyiz. Sen yapamazsın gibi kötüleyici, filan şunu yapmış gibi kıyaslayıcı, sen bir harikasın gibi abartıcı tutumlardan uzak durmalıyız, ilişkilerimiz ve sözlerimiz teşvik edici, gerçeği gösterici, öğretici, model olucu olmalıdır. Üniversitelerimiz, gençlerimize, mezuniyet sonrasına yönelik rehberliklerini artırmalıdır.