BELİRTİ VERMEDEN SİNSİ İLERLİYOR
Üreaplasmanın çoğu zaman hiçbir belirti vermeden ilerlediğini söyleyen Dr. Öğr. Ü. Salar, şikayetlerin kadınlarda ve erkeklerde farklılaşabileceğini işaret ederek sözlerini şöyle sürdürdü:“Kötü kokulu, sarı yeşil renkte genital akıntı en çok görülen belirtidir. İdrar sonrası yanma hissi, idrar yaparken sızı da daha sık rastlanan şikayetler arasında yer alıyor. Genital bölgede huzursuzluk, yanma ve batma hissi hastalarımızdan gelen en sık yakınmalar arasında. Bunun yanında enfeksiyon böbrekleri etkilerse bel ve sırt ağrısı, tüpleri etkilerse kasık ağrısı yüksek ateş ve cinsel birliktelik esnasında ağrı ve eklem ağrıları da hastalığın belirtileri arasında yer alıyor. Erkeklerde ise idrarda yanma ve sızının yanında, peniste akıntı, kasık ve testislerde ağrıya sebep olabilir. Tedavi edilmez ise prostata enfeksiyon ilerleyebilir. Sperm değerleri üzerinde olumsuz etkisi olabilir ve sperm sayısında azalma ve hareketinde bozulmaya neden olabilir.”
FARKLI ENFEKSİYONLARI DA ÇEKEBİLİYOR
Üreaplasmanın teşhisinde en büyük sıkıntılardan birinin de çoğu zaman yanına farklı enfeksiyonları çekebilmesi olduğuna dikkat çeken Dr. Öğr. Ü. Salar konuyla ilgili önemli bilgiler verdi: “Üreaplasma çoğu zaman mantar enfeksiyonu ile birlikte olabiliyor. Mantar enfeksiyonu beyaz – krem renkli yağlı boya gibi vajen duvarın kapıldığı için bazen sadece mantar enfeksiyonun var olduğu düşünülerek sadece bu yönde tedavi yapılıyor. Dolayısıyla altta yatan ve kendini saklayan asıl sorun tedavi edilmeden kalıyor. Bunun yanında bazen de Human Papilloma Virüsu (HPV) ile birlikte olabiliyor. Eğer bir kadında, üreaplasma, mantar enfeksiyonu ve HPV birlikte görülürse o zaman tedavi daha da zorlaşıyor. Bu nedenle geçmeyen akıntı, geçmeyen mantar enfeksiyonu durumlarında mutlaka üreaplasma yönünden test yapılması gerekir.”
“DOĞRU KULLANILMAYAN ANTİBİYOTİK NEDENİYLE DİRENÇ GELİŞİYOR”
Üreaplasmanın dirençli bir enfeksiyon olduğunu ve bu nedenle doğru antibiyotiğin doğru zamanda ve doğru şekilde kullanılmasının son derece önemli olduğunu söyleyen Dr. Öğr. Ü. Salar, “Bunu şöyle düşünebilirsiniz elimizde tek bir kurşun var bu kurşunu doğru yerde doğru zamanda düşmana karşı kullanmalıyız ki çözüm olsun. Maalesef bize ulaşan hastaların çoğunda defalarca kere antibiyotik kullanılması nedeniyle üreaplasmaya karşı direnç geliştirmiş oluyor. Bu hastalarda tedavi daha güç olduğu için sorunun çözümü için zaman gerekiyor. O yüzden gereksiz antibiyotik kullanımından mutlaka kaçınmamız lazım” diye konuştu.