"Tuvalet temiz mi?" başkasına soruyoruz!
Dünya Tuvalet Günü dolayısıyla yapılan Tuvalet Hijyeni Araştırması'na göre, genel tuvaletleri kullananların yüzde 80'i tuvaletin temizliğini kendinden önce kullanan kişiye soruyor.
Bağımsız araştırma kuruluşu DORinsight tarafından Domestos için İstanbul, Ankara ve İzmir'de 574 kişinin katılımıyla yapılan Tuvalet Hijyeni Tüketici Araştırması, tuvalet hijyeni ve tuvalet kullanım alışkanlıklarına ilişkin ilginç sonuçlar tespit etti.
Ev kadınları, işyerlerindeki temizlik personeli, temizlik şirketlerinde çalışanlar ve işyeri sahiplerini kapsayan araştırma, özellikle kadınların umumi tuvaletlere karşı tutumunu ortaya koydu.
Toplumun dikkatini ev ve işletmelerin tuvalet hijyenine çekmek amacıyla yapılan araştırmanın sonuçlarına göre, her 10 kişiden 7'si genel tuvaletleri temiz bulmuyor; kadınların yüzde 89'u zorunlu olmadıkça ev dışında tuvalet kullanmıyor.
Görüşülen kişilerin tamamı dışarıda daha temiz tuvalet kullanılmasını sağlamak amacıyla yapılacak bilinçlendirme kampanyalarını destekliyor.
Kadınlar dışarıda tuvalet kullanmıyor
Araştırmanın sonuçlarına göre, kadınların yüzde 89'u hijyen kaygısı nedeniyle zorunlu olmadıkça ev dışındaki tuvaletleri tercih etmiyor. Kadınların yüzde 80'i, dışarıda tuvalet kullanmadan önce kendisinden önce tuvalete giren arkadaşından tuvaletin temizliğine ilişkin bilgi alıp temiz olduğundan emin olmak istiyor.
Dışarıda pis tuvaletlerle karşılaşan kadınlar genellikle durumu yetkililere şikâyet ediyor (yüzde 62), o mekâna bir daha gitmiyor (yüzde 50) ya da bu durumu başkalarıyla paylaşıyor (yüzde 41).
Umuma açık tuvaletlerin temizliğinden sorumlu olanlar da büyük bir oranla (yüzde 70) zorunlu kalınmadıkça ev dışındaki tuvaletlerin kullanılmadığı fikrinde.
Tuvaletler neden pis?
Tuvalet Hijyeni Tüketici Araştırması'na katılan her 10 kişiden 7'si tuvaletlerin kötü ve yanlış kullanım yüzünden pis olduğu konusunda hemfikir. Ancak işyeri sahipleri ve personel, kullanıcıya kıyasla sorunun kötü/yanlış kullanıma bağlı olduğunu daha fazla düşünüyor.
İşyeri sahipleri ve temizlik personellerinin yüzde 84'ü dışarıdaki tuvaletlerin temiz tutulmadığını, yüzde 83 oranında da evde gösterilen özenin dışarıda gösterilmediğini söylüyor.
Kullanıcı tarafında ise tuvaletlerin pis olmasının nedeni yeterli sıklıkta temizlenmemesi. Kullanıcı nezdinde en çok rahatsız olunan konuların başında umumi kullanıma açık tuvaletlerdeki kötü koku, havalandırma yetersizliği ve temel temizlik malzemelerinin olmayışı geliyor.
Özellikle çocuklu kadınlar, suyun akmaması, tuvaletlerin amacı dışında kullanılması ve alaturka olmasından çocuksuz kadınlara göre daha çok rahatsız. Mekân sahiplerinden başlıca beklentiler arasında, tuvaletlerin daha sık aralıklarla temizlenmesini sağlamaları, sabun, tuvalet kâğıdı gibi ürünlerin daima bulundurulmasını sağlamaları ve su problemi yaşanmaması geliyor.
Erkekler tuvaleti daha kötü kullanıyor
Temizlik personeli, erkeklerin tuvaleti daha kötü kullandığını düşünüyor. Kadınlarda ise en çok şikâyetçi oldukları konu, ped, makyaj malzemesi gibi atıklarını çöp kutusuna atmamaları. Temizlik personelinde erkeklerin tuvalet terbiyesine sahip olmadıkları, tuvalet temizliğine gereken önemi göstermedikleri, bu konuda duyarsız ve düşüncesiz olduklarını düşünenlerin oranı yüzde 51'i buluyor.
Hedef 25 milyon insana hijyenik tuvalet sağlamak
Unilever Ev Bakım Kategorisinden Sorumlu Pazarlama Direktörü Çiğdem Yıldız, dünyada 2,5 milyar insanın tuvalet ihtiyacını oldukça yetersiz hijyen ve fiziki şartlarda karşıladığını 1 milyar insanın da tuvalet ihtiyacını tamamen açık alanlarda giderdiğini belirterek, Dünya Tuvalet Günü'nün bu sorunlara dikkat çekmek ve çözüme katkı sağlamak adına anlamlı olduğunu söyledi.
Yıldız, "Unilever olarak, Sürdürülebilir Yaşam Planımız çerçevesinde sanitasyon konusuna destek veriyoruz. Şirket olarak hedefimiz 2020 yılına kadar 25 milyon insanın temiz, güvenli ve koşulları iyileştirilmiş tuvaletlere erişimini sağlamak. Bu rakam bir özel sektör kuruluşunun bu konuda açıkladığı en büyük hedef. Genel tuvaletlerde hijyen sorunun çözümünde eğitimin ve kullanıcıda davranış değişikliği yaratacak faaliyetlerin etkin olacağı inancıyla yalnızca Türkiye'de değil, tüm dünyada önemli sorumluluk üstleniyoruz" dedi.
Tuvaletin adını bile zikretmiyoruz
Domestos Marka Müdürü Gül Lüş ise, Türkiye'deki ev dışı hijyen konusunun önemine değinerek şöyle konuştu:
"Son on yılda 10 milyondan fazla insanın, mikropların neden olduğu grip, tifo, ishal, hepatit ve sıtma gibi hastalıklara bağlı olarak yaşamını yitirdiğini de unutmamak gerekiyor. Tüketiciler tarafından hijyen uzmanı olarak kabul gören Domestos markası olarak ülkemizin bu önemli sorununda ölçülebilir değişim yaratacak sosyal sorumluluk projeleriyle çözüme katkı sunmayı hedefliyoruz.
Yaptığımız araştırmanın sonuçlarına ilişkin aldığımız aksiyonlar arasında, TEGV ile birlikte yürüttüğümüz Eğlen, Öğren, Hijyen projemizin eğitim içeriğini çocukların tuvalet bilincini geliştirmek yönünde genişletmek de yer alıyor. Bunun yanı sıra araştırmamızın sonuçlarını ilgili kuruluşlar ve sektörlerle de paylaşarak herkesi harekete geçirmeye çalışacağız."
Tuvaletin Türkçede 10'u aşkın adı olduğunu ve bu yönüyle TDK'da en çok eş anlama sahip sözcük olduğunu belirten Luş, "Belli ki adını bile zikretmek istemeyecek kadar tuvaletten haz etmiyoruz. Tuvalet yerine kenef, hela, yüznumara, ayakyolu gibi birçok sözcük kullanıyoruz" dedi.
Çocuğu tuvaletten soğutmayın
Psikolog Aslı Akiş ise, konuya bilimsel yönüyle yaklaşarak, tuvalete karşı olan olumsuz tutumumuzun nedenlerine değindi. Genel düşüncenin "yalnızca evdeki tuvalet benim" şeklinde olduğunu söyleyen Akiş, bu düşüncenin nedenini çocukluk travmalarına bağladı.
Çocuğun anne-baba davranışlarını model aldığı yaşta, ebeveynlerinden tuvalete karşı kötü tutum gözlediğini belirten Akiş, bu nedenle çocukluktan itibaren tuvaletin zihnimize olumsuz ve kötü bir yer olarak kodlandığını söyledi. Akiş, "Bu nedenle, çocuğa pis, kaka diyerek tuvalete yabancılaştırmayın. Model olup nasıl kullanması gerektiğini gösterin" dedi.
Akiş şunları ekledi:
"Dışarıdaki tuvaletle kendi evimizdeki tuvalet arasında ayırım yapılmasını sosyal psikolojik anlamda incelersek iç toplum ve dış toplum kavramlarıyla karşılaşırız. İç toplum dediğimiz bizim toplumumuzda çekirdek ailemiz ve evimiz, dış toplum ise evimizin ve çekirdek ailemizin dışı.
Çocuğa iç toplumda güven, dış toplumda güvensizlik ortamı olduğu inancının aşılanması da kendi evimizin dışındaki alanları daha hoyratça kullanmamıza sebep olabilir."