Tunç Fındık'tan "Namaste" var

14 x 8000 Projesi kapsamında Dhaulagiri Dağı'nın zirvesine tırmanan Türk dağcı Tunç Fındık'ın Nepal'den selamı var...
"Güzel Nepal’den herkese Namaste (Nepalce selam)!
Bugün, 7 Mayıs itibariyle Katmandu’ya, 1300 metreye, yaşanır seviyelere geri indim.
Bildiğiniz gibi 22 Mart 2009 tarihinden beri, Himalayalar’da bulunan ve 8167 metrelik yüksekliği ile yeryüzündeki en yüksek 7. dağ olan Dhaulagiri tırmanışı için Nepal’deydim.
23 Mart günü tırmanış arkadaşım Dawa Sherpa ile beraber, Katmandu’nun akut sorunlarından olan elektrik kesintisi içinde doğum günümü kutladıktan sonra, 27 Mart’ta 9 Polonyalı kurtarmacı, İranlı dostum Mehdi Etemad Far ve Dawa Sherpa ile beraber Pokhara yönüne yola çıktık.
10 kusur saatlik minibüs yolculuğu ile yürümeye başlayacağımız Beni şehrine (800 m.) ulaştık. Buradan sonra Babaiyachaur, Darbang, Jugapani, Dobang, Italian base camp, Chonnbardan buzulu üzerinden Dhaulagiri’nin 4750 metredeki ana kampına vardık.
Bu yürüyüş toplam 8 gün sürdü ve son derece zorlu bir trek niteliğinde idi. Ciddi yağışlar oldu, 89 hamalımızdan sadece 13’ü bizimle kaldı. Neyse en nihayet ana kampa varabildik! İki Çek Dağcı arkadaşımız, David Fotzik ve Pavla Pilchova’nın da katılmanı ile ekip tamamlandı.
Dhaulagiri çığ ve buzul çatlakları açısından riskli bir dağ. Biz ulaştığımızda orada tırmanıyor olan Polonyalı bir ekipten Pietr Morawski, bir buzul çatlağına düşerek hayatını kaybetti. Rota, 1 kampa kadar çığ riski taşıyordu! Bunu göz önüne alarak, partnerim Dawa ile beraber dağda zirve dahil 3 sefer yaptık:
1. seferde 1. kampa tırmanıp kamp kurduk (5 bin 800 m.), yattık ve ertesi gün 2. kampa çıkıp (6 bin 400 m.) aynı gün ana kampa indik.
2. seferde 1. kampa tırmanıp yattık, 2. kampa tırmanıp (bu sefer çığ tehlikesi nedeniyle 6 bin 700 metrede) yattık ve ana kampa indik.
3. sefer zirve için oldu: ana kamptan doğrudan 2. kampa (6700 m.) tırmandık ve ertesi günü 3. kampı, 400 metrelik, 55-60 derece eğimli bir kara- mavi buz duvarını tırmanarak 7 bin 265 metrede kurduk.
Havanın uygun olacağını arkadaşımız Jamie Mc Guinessin hava raporlarından bildiğimiz 1 Mayıs 2009 gecesi saat 02:00 gibi çok rüzgarda yola çıkıp Dhaulagiri’nin kuzeydoğu sırtında 200 metre buz duvarı tırmanarak başladık. Ekip ben, Çek dağcı David Fotzik, Iranlı dağcı Mehdi Etemad Far, partnerim Dawa Sherpa, 8 Koreli dağcı ve Sherpa’dan oluşuyordu.
Koreliler sadece sabit hat olunca ve çok yavaş tırmanıyorlardı. Saat 12:00 civarında 7 bin 900 metrelere ulaştık. David, ben ve Koreli Kim sırayla iz açıyorduk. Ancak hava bu dağda 12:00’den sonra bulut ve tipi topluyor. Biraz geç kalmıştık.
Zirve için 8 bin metre civarında sağa uzun bir buz traversi yaptık, bu noktada serbest buz tırmanarak ilerliyorduk, ip filan yoktu tabi ki. Zirve buz kulvarına ulaştığımda (saat 14.20 civarı) bir tipi içindeydim ve geri dönüş için pusula açısı almayı akıl etmiştim. Isı sıfırın çok altındaydı, sert bir rüzgar başlamış ve görüş birkaç yüz metreye düşmüştü. Ama zirve yakındı ve David çoktan zirvedeydi, ben de buz kulvarını sebatla serbest çıktım (inemeyeceğim hiçbir yeri serbest çıkmam prensibimi ihmal etmeden).
Bu 8 bin 150 metrelere uzanan etap çok yorucu ve galiba da yavaş oldu, ama sonu dikelen buzu bitirip kuru, esintili bir kaya sırtına vardım. 8160 metreler ve zirve sırtı. Sola bira yürüyüş, hemen orada X biçiminde yatan kramponlu bir ceset! Ve fırtına! Zirve sırtında inanılmaz elektrik vardı, hayatımda ilk sefer sırt ve omzumda vızıldayan bir elektrik hissettim!
Zirve, evet, dünyanın en yüksek 7. noktası, 8167 metre ama her an yıldırım çakabilirdi, bir iki resim ve koşar adım kulvardan geri iniş! Seremoniye, törene yer yok, acele etmek gerek, yerdeki ceset bu nedenle mi burada acaba?? Bu sefer zirve keyfi filan yok.
Pis bir tipi içinde, kulvarı krampon buz aleti geri, geri tırmandım. Mehdi müthiş bir yorgunluk içinde bana bakıyordu kulvarı tabanındaki kaya adasında, iki kelime ettik-geri dön dedim ama yukarı gidecekti kesin, onun bu dağa ikinci seferiydi.
Sonradan, arkamdan gelen David buzda kayıp taklalar atarak düştüğünü görmüş. Allah rahmet eylesin, iyi bir insandı. 23 derece geri açı ile pusulamı kullanarak 8000 metrede, buz alanında Dawa’yı buldum ve inişe beraber devam ettik. Ağız yüz buz kaplı, rüzgar ile savrularak, gece saat 19:40 gibi 7265 metredeki 3 kampa geri inmiştik, birçok ip inişi ile geceyi tek tulumda sefilce dinlenerek geçirdik. Neyse ki sabah hava durgun ve güzeldi.
2 Mayıs günü kampı topladık, buzda ip inişleriyle 2. ve 1. kampı da toplayarak ana kampa tipi altında vardık! Buzula varıp tüm tehlikeleri geride bırakınca Dhaulagiri’nin ilk Türk tırmanışını yaptığını anımsayabildim! Kayakla bizden birkaç saat önce ana kampa varan David ellerini hafifçe, ayaklarını ciddi şekilde döndürmüştü (frozbit), bu nedenle onu helikopterle tahliye ederek erkenden Katmandu’ya yolladık.
Sonuçta bu sefer sadece David, ben ve birkaç Koreli (birisi Kim Hong Bin olmak üzere) zirveye çıkabildik: Polonyalı kurtarma ekibi tırmanışı başaramadı. Korelilerden bir kısmı ellerini dondurarak kaybetti. Dediğim gibi, İranlı dostumuz Mehdi maalesef zirve kulvarından düşerek hayatını kaybetti.
Ana kampı paylaştığımız Hint Ordusu ekspedisyonu ve Alman DAV ekibi de bize çok sıcak ve iyi davrandılar, şu an itibariyle hala tırmanışta olan bu insanlara da çok teşekkür ederim. Sağ salim döneceklerini ümit ediyorum.
Ana Kampta, yarım metre kar yağan iki kısa günlük dinlenmenin ardından, 5 Mayıs günü 30 kilometrelik bir kar treki ile, 5350 metrelik French Col ve 5200 metrelik Dhampus Col geçitlerini asarak Annapurna Trek vadisine, Marphaya, 2750 metreye indik. Çok yorucu oldu, 1 günde 3 günlük yolu geçerek medeniyete geri kavuştuk. Bugün de, Tibet’e yakın Jomosom kasabasından uçağa binerek önce Pokhara’ya, sonra da Katmandu’ya indik. Burası tabi çok sıcak!
Bu tırmanışın haberlerini yayınlayan ve 14×8000 projeme destek veren CNN TÜRK’e, kaliteli ürünleri ve manevi desteği ile cesaret vererek destekleyen The North Face firmasına, ulaşım sponsoru olan Gulf Air firmasına, ürün desteği veren SOLGAR firmasına, iletişim desteği sağlayan Thuraya firmasına çok teşekkür ediyorum. Destek olan, gönül veren, düşünen, enerji gönderen ve dostluğunu sunan herkese de borcum sonsuz, eksik olmayın!
Umuyorum birkaç hafta içinde Türkiye’de olacağım. Sırada K2 için hazırlık ve toplanma var. Görüşmek üzere, kaldı 10 adet 8000’lik dağ…"
SON DAKİKA
EN ÇOK OKUNANLAR
Antep Fıstığı Nasıl Yetişir? Türkiye’de En İyi Nerede Yetişir ve Nasıl Yetiştirilir?
Bilim insanları ortaya çıkardı: Bu tam olarak cinayet!
Eğitim hayatları da birlikte geçti: İkizler doktor oldu
Gözaltına alınmamak için yaptıkları şoke etti! Vurularak yakalandı
2 bin yıl sonra ilk kez seyirciyle buluştu