Tarihte bugün: 9 Nisan
Selimiye ve Süleymaniye camilerinin de mimarı olan Mimar Sinan, 1588 yılında 92 yaşında hayata veda etti.
Mimar Sinan, 15 nisan 1489'da Kayseri'nin Ağırnas köyünde doğdu. 1511'de, Yavuz Sultan Selim zamanında devşirme olarak İstanbul'a geldi. Üç yıl sonra mimar olarak Yavuz Sultan Selim'in Mısır seferine katıldı.
1521'de Kanuni Sultan Süleyman'ın Belgrad seferine yeniçeri olarak katıldı.
1522'de Rodos seferine atlı sekban olarak katılıp, 1526 Mohaç Meydan Muharebesi'nden sonra Acemi Oğlanlar Yayabaşılığına (Bölük Komutanı) terfi ettirildi.
1533'te Kanuni Sultan Süleyman'ın İran seferi sırasında, Van Gölü'nün karşı kıyısına geçebilmek için iki haftada üç adet kadırga yapıp donatması ile büyük itibar kazandı.
İran seferinden dönüşte, yeniçeri ocağında itibarı yüksek olan Hasekilik rütbesi verildi. Bu rütbeyle, 1537 Korfu, Pulya ve 1538 Moldavya seferlerine katıldı. 1538 yılında Hassa başmimarı oldu.
Mimar Sinan'ın, Mimarbaşılığa getirilmeden önce yaptığı üç eser dikkat çekicidir. Bunlar: Halep'te Husreviye Külliyesi, Gebze'de Çoban Mustafa Külliyesi ve İstanbul'da Hürrem Sultan için yapılan Haseki Külliyesi'dir.
Halep'teki Hüsreviye Külliyesi'nde, tek kubbeli cami tarzı ile, bu kubbenin köşelerine birer kubbe ilave edilerek yan mekanlı cami tarzı birleştirilmiş ve böylece Osmanlı mimarlarının İznik ve Bursa'daki eserlerine uyulmuştur.
Gebze'deki Çoban Mustafa Paşa Külliyesinde renkli taş kakmalar ve süslemeler görülür. Külliyede cami, türbe ve diğer unsurlar ahenkli bir tarzda yerleştirilmiştir.
Mimar Sinan'ın İstanbul'daki ilk eseri olan Haseki Külliyesi, devrindeki bütün mimari unsurları taşımaktadır. Cami, medrese, sübyan mektebi, imaret, darüşşifa ve çeşmeden oluşan külliyede cami, diğer kısımlardan tamamen ayrıdır.
Mimar Sinan'ın Mimarbaşı olduktan sonra verdiği üç büyük eser, sanatının gelişimini gösteren basamaklardır. Bunların ilki İstanbul Şehzadebaşı Camii ve külliyesidir.
Dört yarım kubbenin ortasında merkezi bir kubbe tarzında inşa edilen Şehzadebaşı Camisi, daha sonra yapılan bütün camilere örnek teşkil etmiştir.
Süleymaniye Camisi, Mimar Sinan'ın İstanbul'daki en muhteşem eseridir. Kendi tabiriyle kalfalık döneminde, 1550-1557 yılları arasında yapılmıştır.
Mimar Sinan'ın en güzel eseri, seksen yaşında yaptığı ve 'ustalık eserim' diye takdim ettiği, Edirne'deki Selimiye Camisi'dir (1575).
Mimar Sinan, Mimarbaşı olduğu sürece birbirinden çok değişik konularla uğraştı. Zaman zaman eskileri restore etti. Bu konudaki en büyük çabalarını Ayasofya için harcadı.
1573'te Ayasofya'nın kubbesini onararak çevresine, takviyeli duvarlar yaptı ve eserin bu günlere sağlam olarak gelmesini sağladı.
Eski eserlerle abidelerin yakınına yapılan ve onların görünümlerini bozan yapıların yıkılması da onun görevleri arasındaydı. Bu sebeplerle Zeyrek Camisi ve Rumeli Hisarı civarına yapılan bazı ev ve dükkanların yıkımını sağladı.
İstanbul caddelerinin genişliği, evlerin yapımı ve lağımların bağlanmasıyla uğraştı. Sokakların darlığı sebebiyle ortaya çıkan yangın tehlikesine dikkat çekip bu hususta ferman yayınlattı. Günümüzde bile bir problem olan İstanbul'un kaldırımlarıyla bizzat ilgilenmesi çok ilgi çekicidir.
Mimar Sinan 84 cami, 52 mescit, 57 medrese, yedi darülkurra, 20 türbe, 17 imaret, üç darüşşifa (hastane), beş su yolu, sekiz köprü, 20 kervansaray, 36 saray, sekiz mahzen ve 48 de hamam olmak üzere 364 eser vermiştir.
Eserlerinin bir kısmı İstanbul'dadır. Osmanlı ülkesinde damgasını vurmadığı bir köşe yok gibidir. 9 nisan 1588'de İstanbul'da hayata veda eden Mimar Sinan, Süleymaniye Camisi'nin yanında kendi yaptığı sade türbeye gömülüdür.
Bazı eserleri
Haseki Külliyesi, Şehzade Camisi, Süleymaniye Camisi, Selimiye Camisi (Edirne), Hadım İbrahim Paşa Camisi, Kara Ahmet Paşa Camisi (Topkapı), Mihrimah Sultan Camisi (Edirnekapı), Sokollu Mehmet Paşa Camisi (Kadırga), Rüstem Paşa Camisi, Zal Mahmut Paşa Camisi, Piyale Paşa Camisi, Sokollu Mehmet Paşa Camisi (Azapkapı), Kılıç Ali Paşa Camisi, Molla Çelebi Camisi, Sinan Paşa Camisi, Mihrimah Sultan Camisi (Üsküdar), Şemsi Paşa Camisi, Atik Valide Camisi, Sokollu Mehmet Paşa Türbesi (Eyüp), Barboros Hayreddin Paşa Türbesi, Rüstem Paşa Kervansarayı
Başka neler oldu:
1932: İlk kadın hakim Mürüvvet hanım Adana'da göreve başladı.
1936: İstanbul Telefon Şirketi devletçe satın alındı.
1945: Türkiye'de yerli ampul üretimi başladı.
1950: İlk Türk karikatürcülerinden Cemil Cem İstanbul'da öldü.
1952: Şehir Tiyatroları Müdürlüğüne, İstanbul Emniyet 3’üncü şube müdürü görevinde iken, Orhan Hançerlioğlu getirildi.
1958: CHP'nin yayın organı Ulus gazetesi üçüncü kez kapatıldı. Kapatmaya, Ankara Milletvekili Bülent Ecevit'in bir yazısı yol açtı.
1979: Türkiye'de ilk kez bir hastanın kulağına kıkırdak nakli yapıldı.
1982: Kıbrıs Barış Harekatı sırasında Dışişleri Bakanlığı yapan Prof. Dr. Turan Güneş 61 yaşında öldü.
1982: Anıtkabir Müdürlüğü, Anıtkabir Komutanlığı’na dönüştürülerek Genelkurmay Başkanlığı’na bağlandı.
1985: Tiyatronun ilk kadın oyuncularından Şaziye Moral 82 yaşında İstanbul'da öldü.
1985: Kapatılan Milliyetçi Hareket Partisi Genel Başkanı Alparslan Türkeş, 4,5 yıl tutuklu kaldıktan sonra tahliye edildi.
1988: Şair, gazeteci, yazar Şevket Rado öldü. "Ümit Dünyası" ünlü yapıtları arasındaydı.
1991: Gürcistan'da yapılan halk oylamasıyla Sovyetler Birliği'nden bağımsızlık kararı alındı.
1993: Tercüman gazetesi sahibi Kemal Ilıcak, beyin kanaması geçirerek öldü.
1998: Mekke yakınlarında Mina'da 180 hacı adayı şeytan taşlama sırasında yaşanan izdihamda yaşamını yitirdi.
Tarihte bugün arşivi
Ocak ayı arşivi
Şubat ayı arşivi
Mart ayı arşivi
Nisan ayı arşivi
Mayıs ayı arşivi
Haziran ayı arşivi
Temmuz ayı arşivi
Ağustos ayı arşivi
Eylül ayı arşivi
Ekim ayı arşivi
Kasım ayı arşivi
Aralık ayı arşivi