Solaryum için yeni düzenleme
Sağlık Bakanlığı, solaryum kullanımına sınırlama getiriyor. Solaryuma girecekler, UV ışınlarının zararlarının bilimsel verilerle doğrulandığını anlatan onam formunu imzalamadan uygulamayı yaptıramayacak.
Sağlık Bakanlığı Müsteşar Yardımcısı İrfan Şencan, bilimsel verilerin 18 yaş altı solaryum kullanımının ilerleyen yıllarda cilt kanseri geliştirme riskini artırdığını ortaya koyduğunu ifade ederek, Belçika, Avusturya, Almanya,İspanya, Kanada gibi birçok ülkede 18 yaş altındaki kişilerin solaryum kullanımının yasaklandığını söyledi.
Solaryum kullanımına ilişkin yönetmelik taslağı hazırlandığını anlatan Şencan, İşyeri Açma ve Çalışma Ruhsatlarına İlişkin Yönetmelikte Değişiklik Yapılmasına Dair Yönetmelik Taslağı'nın tamamlanarak, İçişleri Bakanlığına sunulduğunu belirtti.
Şencan, yönetmeliğin kısa sürede Resmi Gazete'de yayımlanmasını öngördüklerini bildirdi. Akcan, yönetmelik değişikliğiyle uygulama öncesinde kişilere solaryumun zararları hakkında bilgilendirme yapılan onam formunun okunarak,anlaşıldığına ve uygulamadan yararlanmak istenildiğine dair imza atılmasının zorunlu hale getirileceğini aktardı.
Şencan, 18 yaşından küçüklerin ise ebeveynlerinin izninin ve imzasının ardından uygulama yaptırabileceklerinisöyledi.
Onam formunda, UV ışınlarının zararlarının bilimsel verilerle doğrulandığının vurgulandığını belirten Şencan, formda yer alacak bilgiler hakkında şunları kaydetti:"Tip1 yani hassas cildi olanların, 18 yaşından küçüklerin, çilli veya çillenmeye meyilli cildi olanların, çocukluk çağında sık güneş yağını öyküsü bulunanların, kanser öncüsü ya da kanserli cilt lezyonları ile güneşe bağlı ciltlerinde leke veya iz olanların, kozmetik ürün kullananların, ilaç alanlarınçok sayıda beni bulunanların, çocukluk çağında sık güneş yanığı öyküsü olanların solaryum cihazı kullanmaları önerilmemektedir. Ayrıca, genital bölge kesinlikle UV ışınına maruz kalmamalıdır. Vücudunda ondan fazla ben bulunan kişiler, yapay bronzlaşma cihazlarına girmemelidir. Daha az sayıda beni bulunanlar, girmeden benlerini güneş kremi ve UV geçirmeyen fiziksel örtüler ile korumalıdır."
Bilim insanlarından yönetmelik değişikliğine tam destek
Türk Dermatoloji Derneği Başkanı Prof. Dr. Ertan Yılmaz, bu konuda çıkarılacak yönetmeliğe tam destek verdiklerini belirtti. Türkiye'de solaryumun yasaklanmasının ya da sınırlama getirilmesinin toplum sağlığı için çok önemli biradım olduğunu dile getiren Yılmaz, dermatoloji uzmanları olarak her türlü desteği verebileceklerini bildirdi.
Ultraviyole (UV) ışınlarının iç ortamlarda solaryum, suni UV lambalarışeklinde yıllardır kullanıldığını ifade eden Yılmaz, "Solaryum UVA dozu, yazaylarında Akdeniz sahillerindeki gün ortasındaki UVA dozundan 5-15 kat dahafazladır" değerlendirmesinde bulundu.
Yılmaz, birçok merkezdeki solaryum cihazlarının ışınlarındaki ultraviyole değerinin normal sınırların üstünde olduğunu söyledi. Yılmaz, güneşve suni UV ışınlarına aralıklı dahi olsa uzun süre maruz kalma sonrasında deridebir takım hasarlar oluşabildiğini vurguladı. Yılmaz, şunları kaydetti:
"UV ışını ile temas sonrası hemen gelişen kızarıklık dışında ışınların deride birikerek yaptığı hasarlar da büyük önem taşımaktadır. Bunların arasında,deride kuruluk, renk değişiklikleri, açık ve koyu renk lekeler, yaşlılık lekeleri, kılcal damar artışı, yağ bezlerinde büyüme, delikler, siyah noktalar,elastik ve bağ dokusundaki hasara bağlı erken yaşlanma, derin çizgiler, derinin sarkması gibi UV ışınlarına maruz kalmayanlara oranla çok daha fazla görülenetkiler sayılabilir.
Erken yaşta, özellikle de 18 yaş öncesinde UV radyasyona maruz kalmakyanında sigara ve alkol kullanımı, kötü beslenme, uyku düzensizlikleri ve bazımesleklerde erken deri yaşlanmasına neden olabilmektedir. Bunlar hayati tehlike taşımamaktadır. Ancak açık ten ve göz rengi olan, sarı ve kızıl saçlı ya da incederili kişilerin, ailede deri kanseri hikayesi olanların ve derilerinde koyusiyah renkte benleri olanların UV radyasyonuna maruz kalmaları sonucu genlerde bazı bozukluklar oluşarak deride kanserler gelişebilmektedir."
Cilt kanserlerinin, iç organlara yayılarak hayati riske yolaçabildiğine işaret eden Yılmaz, Dünya Sağlık Örgütünün (DSÖ) gerçekleştirdiği çalışmada, dünyadaki 200 bin kötü huylu cilt kanseri hastasının 65 binin yaşamını yitirdiğinin ortaya konduğunu bildirdi.