Sıcak çarpmasına dikkat!
KTÜ Farabi Hastanesi Başhekimi Prof. Dr. Tevfik Özlü: "Yüksek nem oranı sıcağın etkisini artırır. Isı çarpması olayları daha sık görülür. Sadece güneş altında kalanlar değil, gölgede olsa bile iyi havalanmayan kapalı ortamlarda kalan kişiler de sıcak çarpması riski altındadır" dedi.
KTÜ Farabi Hastanesi Başhekimi Prof. Dr. Tevfik Özlü, AA muhabirine yaptığı açıklamada, aşırı sıcağın insan sağlığı için ciddi riskler oluşturduğunu, nemle birarada olursa bu risklerin çok daha fazla olduğunu belirtti. Yüksek nem oranının, sıcağın etkisini artırdığını ifade eden Özlü, "Sıcak havalarda vücut terleme yoluyla serinler. Artan vücut sıcaklığının atılması için deri damarları genişler, yüzeysel kan akımı artar ve terleme meydana gelir. Ter buharlaşırken gereken ısı vücuttan alınır ve bu şekilde vücut sıcaklığı düşer. Yüksek nem, terleme yoluyla ısı kaybını güçleştirir. Isı çarpması olayları daha sık görülür" dedi.
Yaşlılar, hastalar ve çocuklar
Sıcağın, özellikle yaşlıları, kronik hastalığı olanlar ile bebek ve çocukları tehdit ettiğine dikkati çeken Özlü, astım, hipertansiyon, kronik bronşit ve kalp hastalarının sıcaktan ilk etkilenen kişiler olduğunu söyledi. Aşırı sıcağa maruz kalan kişilerde kol ve bacaklarda kramplar görülebildiğini dile getiren Özlü, "Sıvı ve mineral kaybına bağlı olarak bitkinlik ve şok gelişebilir ve daha kötüsü güneş ve sıcak çarpması denilen acil ve yoğun tedavi gerektiren ölümcül bir duruma ilerleyebilir. Sıcak ve nemli ortamda kalan, ağır efor sarf eden kişilerde halsizlik, bitkinlik, baygınlık, aşırı terleme, bulantı ve baş ağrısı gibi belirtiler görülür. Tansiyon düşmesi ve şok gelişebilir" diye konuştu.
Sadece güneş altında kalanların değil, gölgede olsa bile iyi havalanmayan kapalı ortamlarda kalan kişilerin de sıcak çarpması riski altında olduğunu vurgulayan Özlü, "Anne-babanın alışverişe giderken kısa süreli arabada bıraktığı bebekler, evlerinde yalnız yaşayan yaşlılar, depo gibi yeterli hava akımı olmayan mekanlarda ağır efor gerektirecek şekilde çalışanlar sıcak çarpmasının en sıklıkla görüldüğü kişilerdir. Bunlarda terleme de olmaz. Bilinç kaybı ortaya çıkar ve vücut ısıları çok yükselir" dedi.
Sıcak çarpması fark edilir edilmez kişinin hemen serin ve olabildiğince soğuk bir ortama taşınması gerektiğini belirten Özlü, "Üzeri ıslak havlu veya çarşafla örtülüp, vantilatör karşısına konmalı ve varsa klima maksimum soğuklukta ve hızda çalıştırılmalıdır. Buzlu su banyosu yapılabilir. Hasta acilen hastaneye nakledilmelidir" diye konuştu.
Sıcak çarpmasından korunmak için yapılması gerekenler
Sıcak çarpmasından korunmak için yapılması gerekenler Özlü, sıcağın olumsuz etkilerinden korunmak için dikkat edilmesi gerekenleri şöyle sıraladı: "Öğleyin güneş ışınlarının dik açıyla geldiği ve sıcaklığın çok yükseldiği saatlerde güneş altında ve yeterli hava akımı olmayan kapalı alanlarda kalınmamalıdır. Ev, iş yeri gibi kapalı alanlar devamlı havalandırılmalıdır. Yeterli hava akımı olmayan mekanlarda klima veya vantilatörler kullanılmalıdır. Sıcaklarda aşırı efor ve yorgunluk gerektiren işlerden uzak kalınmalıdır. Yavaş hareket edilmelidir. Sıcak havalarda alkol ve sigaradan uzak kalınmalıdır. Ağır, yağlı ve kızartma türü yemeklerden ve tıka basa yemekten kaçınılmalı, hafif, sebze ve meyve türü gıdalar ve bol sıvı tüketilmelidir. Sadece su içmek yeterli olmaz. Çünkü terleme sırasında vücuttan su ile beraber mineral kaybı da olmaktadır. Kaybedilen minerallerin yerine konması için özellikle tuzlu ayran ve maden suyu gibi içecekler tüketilmelidir."
Yazın sentetik ve dar giyecekler yerine, ince, seyrek dokunmuş pamuk, ipek veya keten gibi doğal kumaşlardan yapılmış, vücudun havalanmasına izin veren bol ve rahat kıyafetler tercih edilmesi gerektiğini vurgulayan Özlü, ultraviyoleye karşı etkili güneş gözlükleri kullanılması gerektiğini ifade etti.
Özlü, kalp ve yüksek tansiyon hastaları ile idrar söktürücü tedavi alan hastaların çok dikkatli olması, aşırı terleme ile su ve tuz kaybederlerse, her zaman almakta oldukları tedavinin ciddi yan etkiler doğurabileceğini asla unutmamaları gerektiğini belirterek, bu hastaların, her zaman almakta oldukları tedavilerine rağmen, yakınmalarında artma veya durumlarında bozulma olursa hekimlerine başvurmaları gerektiğini kaydetti.