Şeytanın Sözlüğü

Sözcüklerin anlamına dair aklınızda ne varsa silin! Onların anlamını bir de Şeytanın Sözlüğü'nden bakın! Amerikalı gazeteci, yazar ve hicivci Ambrose Bierce’in 1911’de yayımlanan kült eseri Şeytanın Sözlüğü, geçtiğimiz günlerde Metis Yayınları’nca yeniden yayımlandı. Özge Duygu Gürkan'ın çevirisiyle okura ulaşan Şeytanın Sözlüğü yüz yıl önce öylece kullandığımız sözcük ve kavramların üstündeki perdeyi kaldırıp ardındaki gerçekliği çıplak bir şekilde ortaya koyuyor ve bunu da çok başarılı hicvediyor. İşte Şeytanın Sözlüğü'nden tanımlar...

Haberin Devamı

Şeytanın Sözlüğü

Şeytanın Sözlüğü

Haberin Devamı

Şeytanın Sözlüğü — Prensip sahibi olmanın getirisi.

Şeytanın Sözlüğü — Bağlılığı, hizmetleri ve ödediği vergiler karşılığında devletin vatandaşa sattığı katkılı bir meta.

Haberin Devamı

Haberin Devamı

Şeytanın Sözlüğü — Hafif ölçekli bir akıl hastalığı. Çeşitli nedenleri olabilir; örneğin aşktaki adanmışlılığa kan fazlalığı, dindekineyse kronik hazımsızlık yol açar.

Şeytanın Sözlüğü — Erkekte, ruhun giriş kapısı; kadında, yüreğin çıkış kapısı.

Haberin Devamı

Haberin Devamı

Şeytanın Sözlüğü — Hayatın geç bir aşamasında, budalanın teki olduğunuzu keşfetmek.

Şeytanın Sözlüğü — Ölmüş bir günahkârın gözden geçirilip rötuşlanmış hali.

Haberin Devamı

Haberin Devamı

Şeytanın Sözlüğü — Henüz avlanmayı öğrenemediğimiz dönemde hayatta kalmamızı sağlamak için doğanın tedarik ettiği levazım subayı.

Şeytanın Sözlüğü — Siyasi haydutlardan oluşan bir partinin liderleri tarafından, ganimeti aralarında paylaştırması amacıyla seçilmiş geçici bir şef.

Haberin Devamı

Haberin Devamı

Şeytanın Sözlüğü — Aptallarda zekâ yerine geçen şey.

Şeytanın Sözlüğü — Henüz tecrübe kazanıp olgunlaşmamış yalan. Müzmin bir yalancının hakikate en çok yaklaştığı nokta; tuhaf yörüngesinin yerberisi.

Haberin Devamı

Haberin Devamı

Şeytanın Sözlüğü — Bir hipnotizma deneyinin katılımcıları.

Şeytanın Sözlüğü — Saiklerin beşiği ve vicdanın mezarı. Kadında bu organ yoktur, dolayısıyla saiksiz hareket eder; vicdanı ise defnedilmediğinden daima canlı kalır ve başkalarının günahlarını itiraf eder.

Haberin Devamı

Haberin Devamı

Şeytanın Sözlüğü — Parasını ödeyebilecek olan herkese eşit adaletin uygulandığı bir yönetim biçimi.

Şeytanın Sözlüğü — Gece terinin toprağa uyarlanmış hali. Taze yabanmersinlerini ve özlem dolu şairleri beslesin diye icat edilmiştir.

Haberin Devamı

Haberin Devamı

Şeytanın Sözlüğü — Genel anlamda, kişiye kabul edilebilir bir şekilde hayranlarının üstünden geçinme ve sürekli sarhoş dolaşıp ayıplanmama imkânı tanıyan zihinsel üstünlük.

Şeytanın Sözlüğü — Tanrı’ya inanan ama Şeytan’a tapma hakkını saklı tutan kimse.

Haberin Devamı

Haberin Devamı

Şeytanın Sözlüğü — Başkalarının dilleri hakkında kendininkinden daha çok şey bilen kimse.

Şeytanın Sözlüğü — Bir şeyi, verilmeyeceğine duyulan inançla doğru orantılı bir samimiyetle istemek.

Haberin Devamı

Haberin Devamı

Şeytanın Sözlüğü — Umut ve Korku’nun, Cehalet’e Meçhul’ün doğasını açıklayan kızı.

Şeytanın Sözlüğü — İhtiyacınız olmayan bir fıçı viskiyi, bakmaya gücünüzün yetmediği bir ineğin fiyatına satın almak.

Haberin Devamı

Haberin Devamı

Şeytanın Sözlüğü — Türlerin pek saygı duyulmayan, gözardı edilebilecek cinsi.

Şeytanın Sözlüğü — Güzel bir sesi olan ama müzik kulağı olmayan bir halk şarkıcısı.

Haberin Devamı

Haberin Devamı

Şeytanın Sözlüğü — Son çare olarak gidilecek yer – bütün gece açıktır.

Şeytanın Sözlüğü — Edebiyatta, yazarının bitirme kabiliyeti gösteremediği bir kompozisyon.

Haberin Devamı

Haberin Devamı

Şeytanın Sözlüğü — Önünde uzanan mutlu yaşam ihtimalini ardında bırakmış olan kadın.

Şeytanın Sözlüğü — Görünüşe göre.

Haberin Devamı

Haberin Devamı

Şeytanın Sözlüğü — Bir kadının, âşığını büyüleme ve kocasını dehşete düşürme gücü.

Şeytanın Sözlüğü — Yasamaya ilişkin meselelerde görmezden gelinebilecek etken.

Haberin Devamı

Haberin Devamı

Şeytanın Sözlüğü — Belli bir andaki iklim koşulları. Zerre kadar ilgilenmedikleri halde insanlar sürekli hava durumundan konuşur, çünkü bu alışkanlığı hava durumuyla yakından ilgilenen uzak atalarından miras almışlardır. Resmi meteroloji bürolarının kurulup yalanlar üzerinden varlıklarını sürdürmesi, hükümetlerin bile ağaçlarda yaşayan iptidai atalarımız tarafından ikna edilebileceğini kanıtlar niteliktedir.

Şeytanın Sözlüğü — Çoğunlukla gerçek olmayan bir anlatı. Ne var ki aşağıdaki hikâyelerin gerçek olmadığı tatminkâr bir şekilde kanıtlanamamıştır.

Haberin Devamı

Haberin Devamı

Şeytanın Sözlüğü — Yunan mitolojisinde sağlık tanrıçası – bulaşmanın sağlıklı olduğu tek tanrıça.

Şeytanın Sözlüğü — İleri derecede bedensel tiksinti. Buna karşılık gelen zihinsel duruma “darmadağın olmak” denir.

Haberin Devamı

Haberin Devamı

Şeytanın Sözlüğü — Terbiyeli tutumunun arkasına saklanmış muhabbet tellalı.

Şeytanın Sözlüğü — Olması gerekenden bir fazla.

Haberin Devamı

Haberin Devamı

Şeytanın Sözlüğü — Olduğunu sandığı şeyi büyük bir esriklik içinde düşünmekten, olması gereken şeyi gözden kaçıran bir hayvan. En önde gelen uğraşı diğer hayvanları ve kendi türünü öldürmektir; fakat kendi türü o kadar tutarlı bir hızla çoğalmaktadır ki dünyanın yaşamaya elverişli tüm bölgelerini ve Kanada’yı istila etmiştir.

Şeytanın Sözlüğü — Yüz kızartıcı bir öncül ve saygın bir ardıldan oluşan yazınsal tesadüf.

Haberin Devamı

Haberin Devamı

Şeytanın Sözlüğü — Yunanların ve Romalıların gülünç bir şekilde evrenin efendisi olduğuna inandıkları mitolojik varlık.

Şeytanın Sözlüğü — Olayları kontrol ettiği öne sürülen kuvvet. Bilhassa sürekli hata yapan insanlar tarafından başarısızlıklarını haklı çıkarmak amacıyla sık sık anılır.

Haberin Devamı

Haberin Devamı

Şeytanın Sözlüğü — Bir dizi etkiden daha baskın olan başka bir dizi etkiye boyun eğmek.

Şeytanın Sözlüğü — Şeyler arasındaki farklara yeterince duyarlı olmayan.

Haberin Devamı

Haberin Devamı

Şeytanın Sözlüğü — Duygularını gizleme sanat ve pratiğinde yetenekli (kimse).

Şeytanın Sözlüğü — Deniz siyasetçisi.

Haberin Devamı

Haberin Devamı

Şeytanın Sözlüğü — Amerikan toplumunda, seyyar satıcıdan yüksek bir statüye sahip İngiliz turistlere verilen unvan. “Lord” kelimesi bazen Tanrı’ya hitap ederken de kullanılır, ama bunun genellikle gerçek bir hürmetten ziyade yağcılık olduğu düşünülür.

Şeytanın Sözlüğü — Ruhu bir başka acımasız dünyaya hazırlayan uyum sağlama süreci.

Haberin Devamı

Haberin Devamı

Şeytanın Sözlüğü — Taşralı zihniyetinin kalesi.

Şeytanın Sözlüğü — Bir bankayı mali açıdan desteklemek için yapılan katkı.

Haberin Devamı

Haberin Devamı

Şeytanın Sözlüğü — Halihazırdaki kötülüklere tutkun olan devlet adamı. Muhafazakâr, mevcut kötülükleri başkalarıyla ikame etmek isteyen liberalin zıddıdır.

Şeytanın Sözlüğü — Başkasına niyet size kısmet olan bir kurşunu sıkan kişiden, yolunun üstünde durduğunuz için özür dilemeniz.

Haberin Devamı

Haberin Devamı

Şeytanın Sözlüğü — Bir tür tuz. Amerikalı mizahçılar bu tuzu kullanmadığından entelektüel yemekleri son derece yavandır.

Şeytanın Sözlüğü — Düşmanı cezbedip ülkeyi istila etmesine neden olabilecek her şeyi silip süpürmek aracılığıyla bir ulusu savunan tüketici sınıfı.

Haberin Devamı

Haberin Devamı

Şeytanın Sözlüğü — Uygar milletleri etkisi altına alan bir cehalet türü (vahşilerden bulaşan Cehalet ile karıştırılmamalıdır). Bkz. Saçmalık.

Şeytanın Sözlüğü — Retorik bağımlısı.

Haberin Devamı

Haberin Devamı

Şeytanın Sözlüğü — Bize sadece kendisinden ayrılırken faydası dokunan bir nimet. Kültürün kanıtı ve kibar çevrelere girmeyi sağlayan pasaport.

Şeytanın Sözlüğü — Çok fazla kişinin çıkarla karıştırdığı şey.

Haberin Devamı

Haberin Devamı

Şeytanın Sözlüğü — Bizim arzuladığımız şeyin aynısını arzulayan alçağın teki.

Şeytanın Sözlüğü — Uygarlığın ve aydınlanmanın şaşmaz işareti. Sosu olmayan bir halkın bin tane kötü huyu vardır, sosu olan bir halkınsa sadece dokuz yüz doksan dokuz.

Haberin Devamı

Haberin Devamı

Şeytanın Sözlüğü — Bir dilin gelişip serpilmesini engelleyen, onu katı ve elastikiyetsiz kılan habis bir edebi araç.

Şeytanın Sözlüğü — Sonsuzluğun, hayal kırıklığı ile umut arasındaki bölümü.

Haberin Devamı

Haberin Devamı

Şeytanın Sözlüğü — İçten içe bir intikam planı hazırlarken saldırılara uysallık ve sabırla katlanma yetisi.

Şeytanın Sözlüğü — Borç alacak kadar iyi tanıdığımız ama borç verecek kadar iyi tanımadığımız kimse. Arkadaşlığın, karşı taraf yoksul ya da silik olduğunda uzak, zengin ya da ünlü olduğunda yakın olarak nitelenen mertebesi.

Haberin Devamı

Haberin Devamı

Şeytanın Sözlüğü — Çoğu budala olan askerlerin ve çoğu düzenbaz olan liderlerin yol açtığı, çoğu önemsiz olan hadiselerin çoğu yanlış olan anlatımı.

Şeytanın Sözlüğü — Kıskançlığın medeni şekli.

Haberin Devamı

Haberin Devamı

Şeytanın Sözlüğü — Bizden düşük seviyeli birinin mazur görülemeyecek bir şekilde istirahat halinde bulunması.

Şeytanın Sözlüğü — Böcekler âleminin kapitalist ferdinin hayata atılmadan önceki hali.

Haberin Devamı

Haberin Devamı

Şeytanın Sözlüğü — Çıkarlarımıza hizmet etmeyen.

Şeytanın Sözlüğü — Ölüm korkusunun alışılmadık ölçüde uzun bir süreye yayılması.

Haberin Devamı

Haberin Devamı

Şeytanın Sözlüğü — Tuhaf insanların şehirdışındaki izbe yerlerde “yetiştirdiği” balkabağı, domuz yağı falan gibi şeyler.

Şeytanın Sözlüğü — Cumhurbaşkanının terzisinin kuzeni olmak.

Haberin Devamı

Haberin Devamı

Şeytanın Sözlüğü — Parçanın çıkarlarını bütünün çıkarlarından üstün gören (kimse).

Şeytanın Sözlüğü — Midede görülen ve beynin gri maddesini etkileyerek zihinde ihtilafa yol açan marazi bir durum.

Haberin Devamı

Haberin Devamı

Şeytanın Sözlüğü — Çoktan verilmiş bir kararı gerekçelendirmeye çalışmak.

Şeytanın Sözlüğü — Kişiyi sıkıcılığı artık dayanılmaz raddeye gelen bir yerden, gitmenin nafile olduğu başka bir yere götüren ince uzun kara parçası.

Haberin Devamı

Haberin Devamı

Şeytanın Sözlüğü — Beyin tarafından salgılanan gizemli bir madde. En önemli aktivitesi kendi doğasını anlama çabasından ibarettir – nafile bir teşebbüs, zira kendisini anlamak için kullanabileceği tek şey yine kendisidir.