"Emred ve sâde-rû gılmana rabet hüsnü cemal kadınlardan fazladır"
#Tarih dergisinde "Gelibolulu Âli: Sâde-rû, seferde sevgili olur" başlıklı yazıda tarihçi Gelibolulu Âli'nin Mevâ'idü'n-Nefâ'is fi Kavâ'idi'l Mecâlis (Görgü ve Toplum Kuralları Üzerine Ziyafet Sofraları) adlı eserinde anlatılanlar işleniyor: "Emred (yeni yetme) ve sâde-rû (yüzünde tüy bitmemiş) gılmana (oğlanlara) rağbet, hüsnü cemal (güzel) sahibi kadınlardan fazladır. Çünkü nigârların (güzel kadınların) namahremleri şunun bunun korkusundan kapalı, yani gizlidir. Oysa civanlar (genç, güzel oğlanlar) ile söyleşme ve buluşma kapısı daima açıktır. Kaldı ki, sâde-rûlar, seferde ve barışta sahibine yakın ve yâr (sevgili) olur. Emred (yeni yetmeler) cinsinden oğlanlar tazelik dönemlerinde Yusuf-ı Mısri (Hz. Yusuf) gibi alıcı bulurlar. Tıraşları gelinceye kadar bilgi öğrenmeye ve görgülerini artırmaya güzellikleri engeldir. Çünkü ünlü kişilerin kendilerine düşkünlüklerinden fırsat bulamazlar."
"Oğullarınızı aşık-perest oğlanlardan koruyun"
Dergide yer alan bir yazıda IV. Murad döneminde yazılmış bir akaid-i ilmihal kitabında ana babalara yönelik öğütler yer alıyor. Anlatılanlardan o dönemde subyancılığın, eşcinselliğin, seviciliğin yaygın olduğu açıkça görülüyor: "Oğullarınızı aşık-perest oğlanlardan koruyun. Yani çocuğu ona dikkatle bakıp aşık yüzlü gösterenlerden gayetle sakınmalıdır. Çünkü ona da sirayet eder. Zira bulaşıcıdır. Bir de kekezlik ve yuvşaklık eden oğlanlar vardır. Bunlardan da sakınalar."