Okullarda 'dini teneffüs'ün yolu açıldı
Sivas İdare Mahkemesi, “İslam dinine mensup değiliz. Bu ders İslam’ı öğretiyor” gerekçesiyle çocuklarının din dersinden muaf tutulmasını isteyen aileyi haklı buldu. Mahkeme ilköğretim 7 ve 8. sınıflarda okutulan Din Kültürü ve Ahlak Dersi müfredatının, ‘nesnel ve çoğulcu olmadığı, içerik olarak İslam öğretisine yer verilmesi’ nedeniyle ailenin çocuklarının bu dersten muaf tutulması hakkı bulunduğuna hükmetti.
Radikal gazetesinden Mesut Hasan Benli'nin haberi şöyle:Erzincan’da yaşayan Alevi kökenli Pakkan ailesi ilköğretim 7. sınıfında okuyan Serhat Yoldaş ile 8. sınıfta okuyan Rojda isimli çocuklarının, ‘İslam dinine mensup olmadıkları ve Din Kültür ve Ahlak Bilgisi dersinde İslam öğretisinin verildiği’ gerekçesiyle bu dersten muaf tutulmalarını istedi.
Talebi Erzincan Valiliği ve Milli Eğitim Bakanlığı tarafından reddedilen aile, Sivas İdare Mahkemesi’ne başvurdu. Bakanlık ve Valilik savunmalarında Din Kültürü ve Ahlak Bilgisi dersinde sade İslam dininin okutulmadığını, diğer dinler ve özellikleri ile bireyin topluma ve devlete karşı sorumluluklarına da yer verildiğini iddia etti.
Mahkeme, öncelikle dersin anayasal bir hüküm gereğince zorunlu bir ders olduğu, bu nedenle iki çocuğun din dersinden muaf tutulmasının mümkün olmadığını belirtti.
Ancak mahkeme, Pakkan ailesinin başvurusunda şikâyetçi oldukları asıl konunun çocukların İslam dinine mensup olmadığı, bu yönüyle dersin çocukları için zorunlu tutulması yönünden olduğunu hatırlatarak, “Uyuşmazlık Din Kültürü ve Ahlak Bilgisi dersinin müfredatında ve bu müfredat çerçevesinde davacının talebinde haklılık bulunup bulunmadığına yönelik olarak değerlendirilmiştir” dedi.
Mahkeme 22 Temmuz 2010’da verdiği kararda içeriği nedeniyle iki çocuğun Din Kültürü ve Ahlak Bilgisi’nden muaf tutulmasına hükmetti. Kararın gerekçesi eylül başında tebliğ edildi. Okutulan ders kitaplarını da inceleyen mahkeme, gerekçeli kararında “İslam dini, Kuran-ı Kerim ve Hz. Muhamed’in hadisleri üzerinde anlatım yoluna gidildiği, İslam dışında diğer dinlere yer verilmediği görülmüştür” dedi.
Müfredat amaca aykırı “Devletin ebeveynlerin dini ve felsefi kanaatlerine saygı göstermesi gerekmektedir” diyen mahkeme, öğretimin anayasanın öngördüğü amaca uygun bir müfredatla verilmesi gerektiğini vurguladı.
Mahkeme kararında, ayrıca müfredatın İslam dininin öğretilmesine yönelik olduğu, nesnel ve çoğulcu olmadığı, devletin dinler karşısında tarafsız kalarak bütün dinsel inançları eş değer görmesi gerektiği gerçeği ile bağdaşmadığına dikkat çekilerek, “Bu haliyle 7 ve 8. sınıflarda çoğulculuk anlayışı içerisinde, nesnel ve rasyonel bir şekilde Din Kültürü ve Ahlak Bilgisi öğretiminin verilmediği sonucuna varılmıştır” denildi.
Mahkeme kararından sonra ilköğretimi bitiren Rojda liseye başlarken, Serhat Yoldaş da Yalınca Köy İlköğretim Okulu’na devam etti. Mahkeme kararıyla şu anda Serhat Yoldaş din derslerinden muaf. Ancak Rojda için durum farklı. Anne Filiz Pakkan mahkeme kararının kızı için de geçerli olması için Valiliğe başvurdu. Ancak Valilik, “Mahkeme kararı 7 ve 8. sınıfları kapsadığından 9. sınıf için yeni karar gerek” dedi.
Anne: Çok memnunum Anne Filiz Pakkan Radikal’e, oğlunun din dersine girmemesinden dolayı mutlu olduğunu belirterek “Benim yaşadığım coğrafyada birçok veli çocuğunun bu derse girmesini istemiyor. Bizler Alevi vatandaşlarız dolayısıyla mevcut müfredata göre din eğitimi verilmesini kabul etmiyoruz” yorumunu yaptı.
"Derse girmediğim için tepki görmüyorum"
Din dersinden muaf olan Serhat Yoldaş Pakkan, Din Kültürü ve Ahlak Bilgisi dersine girmediği salı günlerini şöyle anlattı: “Benim sınıfımda din dersleri salı günleri 3 ve 4. derslerde oluyor. Din dersinden önce İngilizce dersi var. İngilizce dersim bittikten sonra kütüphanenin anahtarını alıyorum. Eşyalarımı kütüphaneye bırakıyorum. Ondan sonra din dersinin başladığı saatlerde okuldaki diğer 8. sınıftaki derse giriyorum. Arkadaşlarımdan ve öğretmenlerimden olumsuz herhangi bir tepki görmedim. Arkadaşlar niye derse girmediğimi sorduğunda ‘Ben muafım’ diyorum. Hatta bazı arkadaşlarım ‘Keşke biz de Din Kültürü ve Ahlak Bilgisi dersine girmesek’ diyorlar.
Öğretmen dua öğretiyordu 7. sınıftayken din dersi alıyordum. Ama ders çok ağır geliyordu. Öğretmen bize dua öğretiyordu. Ben de bu dersten eksi almamak için kısa bir dua ezberledim. Bütün öğrenci ve öğretmenler benim durumumu biliyorlar. Bu nedenle herhangi bir tepki görmüyorum. Ablam Rojda’nın da din dersi almaması için ailem valiliğe dilekçe verdi. Onun da din dersinden muaf tutulması için çaba gösteriyorlar.”
Ortalamasını etkilemiyor
Serhat Yoldaş, bu derse girmemesinin okuldaki notlarını etkilemediğini de belirterek “Bu dersten muaf olmam ortalamamı da etkilemiyor. Arkadaşlarımın ortalamaları 12 ders üzerinden, benimki de 11 ders üzerinde hesaplanıyor. Herhangi bir kaybım yok” dedi.
12 çocuk din dersi almıyor
Pakkan ailesinin avukatı Kazım Genç, Türkiye genelinde çocuklarının din dersinden muaf tutulması için 25 dava açıldığını belirterek şu bilgileri verdi: “Bu davaların 20’si benim tarafımdan sürdürülüyor. Şu ana kadar karara bağlanan dosyalar sonucu 12 çocuk din dersinden muaf durumda.”
AİHM, Danıştay aynı fikirde
Danıştay 8. Dairesi 2007 yılında, çocuğun din dersinden muaf tutulmasını isteyen bir ailenin açtığı davayı karara bağlamıştı. İstanbul’da yaşayan babanın açtığı davayı İstanbul 6. İdare Mahkemesi reddetmişti. İtiraz üzerine dosya Danıştay’a gitmişti. Danıştay kararında “Ülkemizde çoğulculuk anlayışı içinde, nesnel ve rasyonel bir şekilde Din Kültürü ve Ahlak Bilgisi öğretiminin verilmediği’ tespitiyle mahkeme kararını bozmuştu. Kararda, çocuğun bu dersten muaf tutulması gerektiğine hükmedilmişti. Ancak Danıştay, Sivas İdare Mahkemesi gibi ayrıntılı bir gerekçeli karar yazmamıştı. Avrupa İnsan Hakları Mahkemesi (AİHM) de müfredatın uygun olmadığını gerekçe gösterip Türkiye’yi zorunlu din dersi nedeniyle mahkûm etmişti.
Sıradaki Haber