"Kadınlar" mı, "emekçi kadınlar" mı?
Dünyada "Uluslararası Kadınlar Günü" olarak kutlanan 8 Mart, Türkiye'de "Dünya Kadınlar Günü" ve "Dünya Emekçi Kadınlar Günü" olarak kutlanıyor. Biz de hangi kullanımın, neden tercih edildiğini feministlere sorduk.
Yaklaşımlardan biri, kadına yönelik şiddet, baskı ve ayrımcılığın sınıftan bağımsız olarak tüm dünya kadınlarının sorunu olduğu ve dolayısıyla tüm kadınların günü olduğu, diğeri ise biraz da tarihselliği nedeniyle emekçi kadınların dayanışma günü olduğu yönünde.
Amerikalı feminist kuramcı Judith Butler
"Bu gün uluslararası çalışan, iş bulamayan, düşük ücretle çalışan kadınların; cinsiyete bağlı işbölümüne dayalı bir dünyada yaşayan kadınların günü. Ve bugün dünyanın her yerinde kadınların yaşamlarını daha iyi sürdürmelerini sağlayacak, kabul gören işlere kavuşmak için birleştikleri bir gün. Kuşkusuz uluslararası bir gün, ancak tüm kadınların içinde yaşadıkları ulus-devletlerin tebası olmadıklarını, yurttaşlık haklarından yararlanamayan, kısmen yararlanabilen, hatta vatansız kadınlar olduğunu unutmayalım. Bu açıdan bakarsak “uluslararası” sözü kadınların durumunu adilce yansıtmaya yetmiyor. Bu yüzden ben bu güne “kadınlar arası küresel dayanışma günü” demeyi öneriyorum."
Feminist gazeteci, yazar Ayşe Düzkan
"8 mart ilk olarak clara zetkin’in önerisiyle dünya emekçi kadınlar günü olarak kutlandı. bir asırdan fazla bir zaman sonra birleşmiş milletler tarafından dünya kadınlar günü olarak kabul edildi. ben birkaç sebeple dünya kadınlar günü tanımını tercih ediyorum. emekçi, ücretli emeğe, ücretli emek sömürüsüne işaret eden bi kavram. ve kadınların çok azı ücret karşılığı çalışma lüksüne sahip olabiliyor.
ama bütün kadınlar herhangi bir ücret almadan ailelerindeki erkeklere hizmet ediyor; yemek, temizlik yaparak, çamaşır, bulaşık yıkayarak, süslenerek, davetler vererek... ailenin maddi durumuna göre. her kadın ailesindeki erkeklerin yapmadığı işler yapıyor. ve her kadın şiddet ve baskı görüyor. o yüzden, 8 mart benim için bütün kadınların dayanışmasını ifade eden dünya kadınlar günü."
KESK Genel Başkanı Döndü Taka Çınar
"Bize göre emekçi kadınlar daha doğru.
Bu konuya, 8 Mart’a kaynaklık eden olay ve olgulardan bağımsız bakamayız. 8 Mart 1857’de tekstil işçisi kadınlar, “insanca yaşamak, insanca çalışmak” talebiyle direnişe geçtiler. Sonrasında 129 işçi hayatını kaybetti. Clara Zetkin’in önerisiyle de bugün kadınlara ithaf edildi.
Hem tarihselliğine hem de sürdürücülerine bakıldığında işçi, emekçi kadınlar ve sosyalist kadınlar bu mücadeleye önderlik ediyor.
“Emekçi” ifadesinin ev kadınını ifade etmediği söyleniyor fakat ev içi emek en ağır emek. Ataerkil sistem tüm kadınları etkiliyor ama mevcut sistem köylü, işçi ya da ev kadınının daha çok mücadele etmesini gerektiriyor. Mühendis, doktor da olsa o kadınlar da işçileşiyor, çalışma koşulları değişiyor ve daha çok emekçi nitelik kazanıyor.
Yani bu bir daraltma değil; çünkü mevcut mülkiyetçi sistem kadını, en yakınındaki erkeğin malı haline getiriyor. Hayata yön verecek sistemi değiştirmek, özel mülkiyetin lağvedilmesi gerektiği noktasından bakarsak daha anlaşılır olur."
Petrol-İş Kadın Dergisi Editörü Necla Akgökçe
"Genel olarak “Uluslararası Kadınlar Günü” diye geçer. Emekçiye vurgu yapılmaz. Bana göre dünya kadınlar günü daha kapsayıcı. Ev içi emeğini de göz önünde bulunduran söylemi kuruyor. Emekçi derken istihdam edilen kadınlar akla gelir. Fakat ister ücret karşılığı çalışsın ister ev içinde çalışsın hatta küçük burjuva ya da burjuva kadını olsun tüm kadınların sorunu ortak. Ve Dünya Kadınlar Günü, cinsiyet üzerinden ezilmeyi vurguluyor. Kadının ezilmesi sadece emekçi kadınlara özgü değil, tüm kadınlara özgü. “Emekçi” ifadesiyle, kadın sorununun ezilen denilen kadınlara ait olduğunu vurgulamak istiyor. Ben ve benim gibi düşünen feministler ise tüm kadınları bir sınıf olarak görüyoruz. Yalnız işçi sınıfın kadınlarına ait değil, patriyarkaya ait bir ezilme söz konusu."
Amerikalı feminist kuramcı Judith Butler
"Bu gün uluslararası çalışan, iş bulamayan, düşük ücretle çalışan kadınların; cinsiyete bağlı işbölümüne dayalı bir dünyada yaşayan kadınların günü. Ve bugün dünyanın her yerinde kadınların yaşamlarını daha iyi sürdürmelerini sağlayacak, kabul gören işlere kavuşmak için birleştikleri bir gün. Kuşkusuz uluslararası bir gün, ancak tüm kadınların içinde yaşadıkları ulus-devletlerin tebası olmadıklarını, yurttaşlık haklarından yararlanamayan, kısmen yararlanabilen, hatta vatansız kadınlar olduğunu unutmayalım. Bu açıdan bakarsak “uluslararası” sözü kadınların durumunu adilce yansıtmaya yetmiyor. Bu yüzden ben bu güne “kadınlar arası küresel dayanışma günü” demeyi öneriyorum."
Feminist gazeteci, yazar Ayşe Düzkan
"8 mart ilk olarak clara zetkin’in önerisiyle dünya emekçi kadınlar günü olarak kutlandı. bir asırdan fazla bir zaman sonra birleşmiş milletler tarafından dünya kadınlar günü olarak kabul edildi. ben birkaç sebeple dünya kadınlar günü tanımını tercih ediyorum. emekçi, ücretli emeğe, ücretli emek sömürüsüne işaret eden bi kavram. ve kadınların çok azı ücret karşılığı çalışma lüksüne sahip olabiliyor.
ama bütün kadınlar herhangi bir ücret almadan ailelerindeki erkeklere hizmet ediyor; yemek, temizlik yaparak, çamaşır, bulaşık yıkayarak, süslenerek, davetler vererek... ailenin maddi durumuna göre. her kadın ailesindeki erkeklerin yapmadığı işler yapıyor. ve her kadın şiddet ve baskı görüyor. o yüzden, 8 mart benim için bütün kadınların dayanışmasını ifade eden dünya kadınlar günü."
KESK Genel Başkanı Döndü Taka Çınar
"Bize göre emekçi kadınlar daha doğru.
Bu konuya, 8 Mart’a kaynaklık eden olay ve olgulardan bağımsız bakamayız. 8 Mart 1857’de tekstil işçisi kadınlar, “insanca yaşamak, insanca çalışmak” talebiyle direnişe geçtiler. Sonrasında 129 işçi hayatını kaybetti. Clara Zetkin’in önerisiyle de bugün kadınlara ithaf edildi.
Hem tarihselliğine hem de sürdürücülerine bakıldığında işçi, emekçi kadınlar ve sosyalist kadınlar bu mücadeleye önderlik ediyor.
“Emekçi” ifadesinin ev kadınını ifade etmediği söyleniyor fakat ev içi emek en ağır emek. Ataerkil sistem tüm kadınları etkiliyor ama mevcut sistem köylü, işçi ya da ev kadınının daha çok mücadele etmesini gerektiriyor. Mühendis, doktor da olsa o kadınlar da işçileşiyor, çalışma koşulları değişiyor ve daha çok emekçi nitelik kazanıyor.
Yani bu bir daraltma değil; çünkü mevcut mülkiyetçi sistem kadını, en yakınındaki erkeğin malı haline getiriyor. Hayata yön verecek sistemi değiştirmek, özel mülkiyetin lağvedilmesi gerektiği noktasından bakarsak daha anlaşılır olur."
Petrol-İş Kadın Dergisi Editörü Necla Akgökçe
"Genel olarak “Uluslararası Kadınlar Günü” diye geçer. Emekçiye vurgu yapılmaz. Bana göre dünya kadınlar günü daha kapsayıcı. Ev içi emeğini de göz önünde bulunduran söylemi kuruyor. Emekçi derken istihdam edilen kadınlar akla gelir. Fakat ister ücret karşılığı çalışsın ister ev içinde çalışsın hatta küçük burjuva ya da burjuva kadını olsun tüm kadınların sorunu ortak. Ve Dünya Kadınlar Günü, cinsiyet üzerinden ezilmeyi vurguluyor. Kadının ezilmesi sadece emekçi kadınlara özgü değil, tüm kadınlara özgü. “Emekçi” ifadesiyle, kadın sorununun ezilen denilen kadınlara ait olduğunu vurgulamak istiyor. Ben ve benim gibi düşünen feministler ise tüm kadınları bir sınıf olarak görüyoruz. Yalnız işçi sınıfın kadınlarına ait değil, patriyarkaya ait bir ezilme söz konusu."
Sıradaki Haber