hourSON DAKİKA
left-arrowright-arrow
weather
İstanbul
down-arrowup-arrow

    "Fenerbahçe" müzelik oldu

    Fenerbahçe müzelik oldu
    expand

    Uzun yıllar İstanbullular’ı taşıyan Fenerbahçe vapuru Marmara’nın mavi sularında ömrünü geçirdikten sonra şimdi Haliç’te Rahmi Koç Müzesi'nde yaşamaya devam ediyor.

    Haberin Devamıadv-arrow
    Haberin Devamıadv-arrow

    İstanbullular’a 55 yıl boyunca Adalar, Yalova, Kadıköy hattında hizmet veren Fenerbahçe Vapuru  bıraktığı anılarla, hikâyelerle bir döneme tanıklık etti.

    İstanbul’da yaşamış hemen hemen herkesin bir izi vardır onda. Uzun yıllar keyifle seyahat ettikleri Fenerbahçe Vapuru şimdi müzedeki yerini almasıyla gelecek nesillere de ulaşacak. İstanbul nostaljisi Fenerbahçe Vapuru Marmara’nın mavi sularında ömrünü geçirdikten sonra şimdi Haliç’te Rahmi Koç Müzesi'nde yaşamaya devam edecek.

    1952’de İngiltere’nin Denny of  Dumbarton Tersanesi’nde inşa edilen Fenerbahçe Vapuru, 14 Mayıs 1953 günü İstanbul Boğazı'nda hizmet etmeye başladı.

    55 yıllık yolculuğunun ardından 22 Aralık 2008’de tarihi veda seferini yaptı.

    İstanbul Boğazı'nın simgesi haline gelen vapur jilet olmaktan son anda kurtularak veda seferinin ardından, Hasköy’deki  Rahmi M. Koç Sanayi Müzesi’nde yerini aldı, şimdilerde binlerce  sanatsever ve deniz tutkununu bir yılı aşkın süredir ağırlıyor.

    Bugünlerde Rahmi Koç Müzesi’nde tatlı bir telaş var; tarihi vapur, Gemi Modelcileri ve Gemi Severler Derneği’nin “Gemi ve Deniz Sevgisi” adlı sergisine ev sahipliği yapıyor.

    Gemi Modelcileri ve Gemi Severler Derneği üyelerince oluşturulan sergide özgün gemi modelleri, gemi yapılandırmaları, kartpostal koleksiyonu, Atatürk'ün deniz sevgisi ile ilgili fotoğraflar ziyaretçiler tarafından 14 Şubat 2010 tarihine kadar görülebilecek.



    Kaptanı Fenerbahçe’yi anlattı


    Fenerbahçe Vapuru’nu bir de ona kaptanlık yapmış olan Aslan Kocabal’dan dinledik. 43 senelik denizcilik hayatının son 12 senesini geçirdiği ve çalıştığı son gemi olması ile ayrı bir yeri var Fenerbahçe Vapuru’nun onun hayatında.

    Denizciliğe 8 yaşında büyükbabası ile beraber Trabzon’da balıkçılık yaparak başlayan Kocabal, 13 yaşında İstanbul’a balıkçılık yapmak için gelmişler. Daha sonra balıkçılığı bırakarak "Sevim" adlı küçük balıkçı teknesinde makinistlik yapmaya başlamış.1946 yılında bahriyeli olarak askerliğe başlamış ve askeri görevini serdümen (dümencilerin başı) olarak yapmış. 1949 terhis olduktan sonra Şehir Hatları Kaptanlık Sınavlarına girmiş ve başarılı olmuş. İlk kaptanlığını Şehir Hatları vapurlarından “Nimet” adlı gemide yapmış. Daha sonra birçok gemide çalışmış. Ama en çok aklında kalanlar; İnkılap, Heybeli, Dolmabahçe, Paşabahçe ve Fenerbahçe gemileri.

    Aslan Kocabal Şehir Hatları’nın 1970 senesindeki en iyi vapurlarından biri olan İnkılap gemisinin kaptanı iken başarılarından dolayı emekli Kaptan Habib Mahmutoğlu’nun yerine 1980 Ocağı’nda Fenerbahçe gemisinde kaptanlık yapmaya başlamış.



    Kocabal Fenerbahçe Vapuru’nun özelliklerini şöyle anlatıyor:

     “Fenerbahçe’yi diğer gemilerden ayıran özelliklerden birincisi Kaptan köşkü ahşap olan tek gemidir. Şirket-i Hayriye gemilerinden olan Paşabahçe, Dolmabahçe, Fenerbahçe ithal olarak Türkiye’ye getirilmiştir. Fenerbahçe ve Dolmabahçe İngiltere’den, Paşabahçe ise İtalya’dan gelmiştir. Bu gemiler manevra kabiliyeti, hız ve dayanıklılık bakamından diğer Şehir Hatları vapurlarına göre daha dayanıklıydılar."

    Fenerbahçe Vapuru’nun müzeye konulması hakkında Kocabal şunları söylüyor: “Benim açımdan çok gurur verici bir olay. Çünkü 12 sene Fenerbahçe Vapuru’nda kaptanlık yaptım. Birçok anı ve hatırası var. Müzede bir eser olarak saklanmasını sağlayan herkese teşekkür ederim. Paşabahçe de Fenerbahçe gibi Şehir Hatları’ndan çekilerek yılların yorgunluğunu ve hizmetinin karşılığını sergilenerek hafifletmelidir. Çünkü bu iki gemide tarihi bir eserdir.”

    Kocabal gemideki en heyecanlı anısını şöyle dile getiriyor:

    “Birçok anım oldu elbet ama en kalıcı olanını anlatayım. Heybeliada’dan binen yolculardan biri hamileymiş. Doğum sancısı tutunca gemide doğurmak zorunda kaldı. Yine şansı varmış ki gemide doktor da varmış. Bir kız çocuğu dünyaya getirdi. Ben adının Derya olmasında ısrar ettim ama Deniz koydular.”

    Ne çok insanın anısını taşıyan  Fenerbahçe Vapuru şimdi bizleri Haliç’in kıyısında Rahmi M. Koç Müzesi’nde bekliyor. Zamanında simit için peşinden uçuşan martılar hâlâ yanında gelecek ziyaretçileri bekliyorlar. Her kısmında anılar biriktiren Fenerbahçe eski günleri yâd etmek için en güzel yerlerden biri artık. Hareket halinde olmasa da Haliç’te gün batımında Fenerbahçe Vapuru’nda bir yemek yiyebilirsiniz.

    Sıradaki Haberadv-arrow
    Sıradaki Haberadv-arrow