Anıt ağaçlar, "iklim arşivi" yapıyormuş
Türkiye'de varlığını yüzyıllardır sürdüren anıt ağaçların enine büyümeleri sırasında oluşan yıllık halkaların, ait oldukları yılın meteorolojik olaylarını da yansıttığı ve bulunduğu yöreye ait periyodik iklim değişmelerine ilişkin bilgi içerdiği bildirildi.
İstanbul Üniversitesi (İÜ) Orman Fakültesi Orman Amenajmanı Anabilim Dalı Öğretim Üyesi Prof. Dr. Ünal Asan, AA muhabirine yaptığı açıklamada, yaş, çap ve boy itibariyle kendi türünün alışılmış ölçüleri üzerinde boyutlara sahip olan, yöre folklorunda, kültür ve tarihinde özel yeri bulunan, geçmişle günümüz, günümüzle gelecek arasında iletişim sağlayabilecek uzunlukta doğal ömre sahip olan ağaçların "anıt ağaç" olarak adlandırıldığını kaydetti.
Türkiye'nin adeta bir "anıt ağaç müzesi" olduğunu ifade eden Asan, Anadolu'da mistik, folklorik, tarihsel nedenlerle zarar görmeden varlığını sürdüren pek çok anıt ağaç bulunduğunu, ancak bu ağaçların büyük bölümünün hala bilimsel ölçütlerle tespit edilip, koruma altına alınmadığını ifade eden Asan, anıt ağaçların en çok rastlanan türlerinin çam, çınar, sedir, ladin, ardıç ve kestane olduğunu belirtti.
İklim arşivi
Asan, her birinin ayrı hikayeleri olan anıt ağaçların, tarihsel ve kültürel önemlerinin yanı sıra, dendroklimatolojik (yıllık halka kalınlıkları) arşivler olmalarından ötürü de bilimsel yönden büyük önem taşıdıklarına dikkat
çekerek, "Ağaçların enine büyümeleri sırasında oluşturdukları yıllık halkalar, ait oldukları yılın meteorolojik olaylarını da yansıtıyor. Ağaçlarda, sıcak ve bol yağışlı geçen yıllarda geniş halkalar, kurak geçen yıllarda ise dar halkalar oluşur" dedi.
Asan, "Yüzyıllarca yaşamış bir ağacın yıllık halkalarında yapılan dendrokronolojik gözlemler sonucunda, o yöreye ait periyodik iklim değişmelerine ilişkin bilgi almak mümkün olmaktadır. Bu anlamda anıt ağaçlar doğa tarihini aydınlatma ve geçmişi bilimsel olarak inceleme açısından büyük önem taşıyan kaynaklardır" diye konuştu.
"Çevre kirliliği tehdit ediyor"
Asan, günümüzde anıt ağaçların, çevre kirliliği, uygun olmayan çevre düzeni, ulaşım sistemi, peyzaj planlamaları ve bilinçsiz insan zararlarının tehdidi altında olduğunu vurgulayarak, "Ağaçsızlık ve bitki örtüsünün azalması sonucu ülkemizin kısa bir süre içinde çöle dönüşeceğinin iddia edildiği günümüzde, anıt ağaçların toplum ve birey üzerindeki duygusal etkileri de düşünülecek olursa, sahip olduğumuz bu mirasın, doğa tarihi ve çevre korunması yönünden büyük anlam ve önem taşıdığını görürüz" dedi.
Ünal Asan, "Araştırmalara göre Türkiye'deki anıt ağaçların en yaşlısı Antalya Güzelsu beldesindeki sedir ağacı... Benim saptamam bu ağacın bin 300 yıllık olduğu. Çapı en büyük ağaç İznik Çınarı, en uzun anıt ağaç ise 69 metre boyu ile Gümüşhane'nin Torul ilçesi 'Örümcek Ormanı'ndaki bir ladin ağacıydı. Ancak şu anda yaşamıyor. Halen yaşayan en uzun ağacımız yine aynı yerde 64 metre boyunda bir başka ladin. İnsan ve doğanın tarihine tanıklık eden bu 'yeşil devler'in yok olmaması için hızlı ve geniş çaplı çalışmalara acil olarak başlanması gerekiyor" şeklinde konuştu.