Bir dönemin ünlü ismi Mim Kemal Öke şimdi ne yapıyor?

Adını Atatürk'ün doktoru olan dedesi Mim Kemal Öke'den alan ve televizyon sunucusu olarak hatırlanan akademisyen Öke bir dönemin en ünlü ismiydi.Mim Kemal Öke, 1955 yılında İstanbul'da doğdu. Boğaziçi Üniversitesi'nde öğretim üyesi olan ÖKE, 1973 yılında Robert Kolej'den mezun olduktan sonra İngiltere'ye giderek, Cambridge'de İktisat ve Tarih Fakültelerini bitirdi. Sussex (MA.), Cambridge (M.Phil) ve İstanbul (Ph.D.) üniversitelerinde uluslararası ilişkiler ihtisası yaptı. İhtisas sonrası Birleşmiş Milletler'de görev aldı. Öke, Boğaziçi Üniversitesinde 1984'te doçent, 1990'da profesör oldu. Öke genç yaşta çok iş başarmış bir isimdi, çok zekiydi, çok çalışkandı. Üniversitede çalışıyor, roman ve senaryo yazıyor, televizyonda program bile yapıyordu. Onun için 'geleceğin başbakanı' deniliyordu. Fakat Öke birden bire kayboldu. Bu kayboluşun ardından ise sıcacık bir sebep vardı; evlat sevgisi. Öke'nin Neva Öke ile olan evliliğinden iki çocuğu olmuştu. Ve küçük çocuğu Nazlı down sendromluydu. Mim Kemal Öke, kızı için her şeyden elini eteğini çekti. Hayatını kızına adadı. Aslında önce kızının farklılığını kabul etmek istemedi. Nazlı'nın down sendromlu olduğunu öğrendiğinde boşanmayı, başka bir ülkeye taşınmayı bile düşündü. Fakat bir gün halüsinasyon gördüğünü anlatacaktı, buna göre Sırat köprüsünden geçiyordu ve onu karşıya geçiren kızı Nazlı'ydı. Eve döndü, kızına sımsıkı sarıldı. Bundan sonra yeni bir yaşama başlıyordu. Her şey Nazlı içindi. İki dil öğrenen Nazlı, ortaokulu bitirdiğinde kendisinin diğer insanlardan farklı olduğunu anlamıştı. Bunu anlaması Nazlı'yı hayata küstürdü. Nazlı iki yıl boyunca hiç konuşmadı. Öke, kızını hayata döndürmek için çok araştırma yaptı. Sonunda ritim terapisinin down sendromlulara iyi geldiğini öğrendi. Nazlı'ya beraber bu terapilere başladılar. Mim Kemal Öke, bununla yetinmedi. Ritim terapisiyle dansı birleştirdi ve bir kurumda haftada üç gün gönüllü olarak çocuklara eğitim vermeye başladı. O çocuklarla geçirdiği zamanı Öke şöyle anlatıyor: Ben dersten çıktığım zaman kendimi Hezarfen Ahmet Çelebi gibi hissediyorum, adeta uçuyorum. Akademisyenliğe devam eden Öke, geri kalan zamanını kızı Nazlı ve down sendromlu öğrencileriyle geçiriyor. 'Başbakan olacak insan diyorlardı sizin için' sorusuna ise, 'Ben dünyada olabilecek en güzel yerdeyim, çocuklarımın yanındayım' diye yanıt veriyor. 5 yaşındaki down sendromlu Kent, dünyaya gözlerini açan kardeşi Noah'ı görünce gösterdiği sevinç ile tüm dünyanın yüreğini ısıttı. Kısa sürede tüm dünyaya yayılan bu anları, miniklerin büyükannesi sosyal medya hesabından paylaştı. Uzun zamandır gördüğüm en güzel şey gerçek sevgi. notunu düştü.