- «Türkiye'den ayrılınca önce Belçika'ya gidip, Belçika Kraliyet Akademisi'ne kaydımı yaptırdım. Sonra tuttum Paris'in yolunu. Paris'te beni açlık ve sefalet bekliyordu. Günlerce işsiz, aç dolaştım Paris sokaklarında. Garsonluk yaptım, benzin istasyonlarında çalıştım. Bu arada bir de şöhret mücadelem oldu bu şehirde. Beni şöhrete kavuşturacaklarına söz veren şahıslar, kilo vermemi söylediler. Yemeyip, içmeyip 20 kilo birden verdim. Bu biraz da parasızlıktan oldu ya, neyse... Sonra, 'Sen bu Fransızcanla şarkı söylemek değil, ıslık bile çalamazsın' dediler, inat olsun diye Fransızcamı ilerlettim.. Onları mahcup ettim. Tabii, ben ettiğimi sanıyorum, ama acaba, ben bir daha akıllarına geldim mi o da başka mesele. Paris stüdyolarında 'Baby Sitter' adında bir plak yaptım. Yine o ilk yılımda Olympia'da genç sanatçılara ayrılan bir gecede iki şarkı söyledim.»Barış Manço 1965'e kadar Avrupa'dan dönmez. Ama Türkiye'de de unutulmaz. «Kızılcıklar Oldu mu» yurtta büyük ilgi uyandırmış ve Barış Manço yurtdışında olmasına rağmen, Türkiye'nin ünlü sesleri arasına adını yazdırmıştır.1966 yazında Barış, «Les Mistigris» adlı bir Fransız topluluğu kurup, yaz tatilinde konserler vermek için Türkiye'ye gelir. Kulüplerde çalışır. Orkestrasıyla birlikte «Seher Vakti» adlı bir plak yapıp, Belçika'ya döner. Bunu her yıl yaz tatillerinde Türkiye'ye geliş gidişler, her yaz yapılan yeni plaklar izler.1969'da Barış Manço, Kaygısızlar'la birleşir. Ve ilk Anadolu turnesini yapar. Aynı toplulukla doldurduğu »Ağlama Değmez Hayat» adlı plağı Barış Manço'nun sesini bütün Türkiye'ye duyurur. «Ağlama Değrıez Hayat»ı «Derule» ve «Kağızman» izler. Artık Barış Manço kendisini Türkiye'ye kabul ettirmiş bir şarkıcıdır. Birincilik için tek bir basamak kalmıştır. Ve bu basamak «Dağlar Dağlar»la olur. Her şeyiyle Barış'a ait olan bu parça, 1971'in en sevilen şarkısı seçilir. Barış'a bir platin plak, ondan da önemlisi milyonların sevgisini kazandırır.