Annem Türkan ve bir deprem yazısı
Bugün doktor Türkan Saylan'ın ölümünün 7. yılı. Twitter'da Arabistanlı Lawrence isimli kullanıcı Gezite. org için Türkan Saylan'ı yazmıştı.
Haberin Devamı
/

Hikâye malum deprem ile başlıyor. Size o anları dramatize etmeyeceğim zira kendi psikolojim o anları hatırlamayı ve kaleme almayı kaldıramıyor. Yıllar geçtikçe, acı kabuk üstüne kabuk bağlıyor ve kendisini susarak korumaya alıyor insan. Anlayacağınız, hikâye sonrası ile ilgili...
/

Çok sık dillendirmişimdir. Bir çekirdek memur aileniz varsa; eviniz, ömrünüzün sonuna kadar maddi olarak sahip olabileceğiniz en kıymetli şeydir. Şansınız varsa belki bir de araba... Tabi bunlara sahip olmayan, olamayanlara da selam olsun! Bordrolu yoksul ordusuna yani...
Haberin Devamı
/

O gece, başımızın üzerindeki çatı 45 saniyede gitti. Artık evimiz yoktu. 2 ay önce hayatımda ilk kez sahip olduğum çalışma masam, kendime ait ilk odam, akvaryumum... Hepsi yok olup gitmişti. Hepsi toprağa karışmıştı. Üzerimizdeki paçavralarla bol tozlu bir hava altında sokaktaydık artık. Çıplak ayaklara taş batmıyordu bile. Hissettiğimiz diğer acıların yanında esamesi bile okunmazdı ki zaten.
/

Günler geçtikçe artık hiçbir şeyi olmayan insanlara, sizler yardım gönderiyordunuz bilmem hatırlar mısınız? Hah işte biz o yardımları dişlerimizi sıka sıka, suratımız kızara kızara, köşede bekleyen babaların annelerin utandıkları için çocuklarını göndermelerini izleye izleye alıyorduk. O zamana kadar hiç muhtaç olmamıştık ve yardım eline uzanıp sarılmaktan çekiniyorduk.
Haberin Devamı
Haberin Devamı
/

Sonrasında bir kadın, bir dernek aracılığıyla bize ev verdi. Dokuz metrekare bir ev. Bir ranza, bir çekyat, bir ufak mutfak ve bir aile. İşte o dokuz metrekarede iki sene yaşadık. Minicik dört duvar bize saray oldu. Duvarlarına boyumuzu işaretledik kardeşimle. Hayaller kurduk. Galatasaray UEFA kupasını aldı biz o evdeyken. Metal çatısını yağmur tıklatırken "Ya delinirse?!?" diye aklımız çıktı. Kardeşim okula orada başladı. Dikiş makinesi masasından bozma bir çalışma masasında okuma öğrendi. Aynı masada ben Fen Lisesi kazandım. Misafir bile ağırladık biz o evde.
/

O kadın bizi hiç yalnız bırakmadı. Bir an olsun gölgesini üzerimizden eksik etmedi. Bir yıkımdan en çok çocuklar etkilenir. Deprem çocuklarının rehabilite edilebilmesi için Almanya'dan bir ekip getirdi. Birlikte bir kumpanya hazırlayıp diğer bölgelerdeki prefabrik kentlere gidip gösteriler bile sergiledik. Kalemimizden, defterimize kadar hiçbir şeyimizi eksik etmedi. Ya devletin yaptığı prefabrik kentlere gidecek minibüs dahi bulunmazken; O, bize konferans salonu, devasa bir kütüphane, derslik ve basketbol sahası bile yapmıştı. Her ziyaretinde dizinde sever, elimizden tutup dolaşırdı bizimle. Kibele gibi dokunduğu yerden bereket fışkırtan ve yüzbinlerce çocuğu olan bir anne gibiydi. O kadın Türkan Saylan'dı.
Haberin Devamı
Haberin Devamı
/

Bir yıkım sonrası elinizden ilk akrabalarınız tutar. İlk onlar koşar sizi ayağa kaldırmaya. Türkan Teyze bizim için öyleydi. Teyzemizdi. İlk koşan akrabamız, dizlerimizin yara beresini tedavi edip bizi dizinde uyutan, bir bakışıyla bin şey söyleyen teyzemiz... Elleri toprak gibi bereketli, yüreği süt gibi tertemiz! Zaman geçtikçe demlenerek büyüyor insan. Demini aldıkça çocukluğunun saf güzelliklerini, anılarını daha da güzel adlandırıyor. Ben küçükken, iyi insanları hep akrabam sanardım. 6 yaşımdayken Uğur Mumcu'yu amcam sanmıştım mesela. Hem amcam değilse neden böyle ağlamış olsundu ki babam? Türkan teyze de akrabamdı ya! Teyzemdi o benim çocuk aklımda. Annemin büyüğü işte...
/

Yıllar geçip dem rengini aldıkça anladım. Bu dünyadan iyi ki geçtin can kadın, güzel kadın. Elinde bir ışıkla peşine taktın çocukları. Şarkılarla türkülerle geçtin. Ve bundan sonra ne zaman bir sohbette adın geçse göğsümü gere gere "O BENİM TÜRKAN ANNEMDİ" diyeceğim. Zira dediğim gibi; dem rengini aldıkça teyzeden çok daha fazlası olduğunu anladım...
Haberin Devamı
Haberin Devamı
/

Pencereden son bakışına kurban olduğum, yıllar sonra bir evladın olarak seni böyle anlatmak bana kısmetmiş. Bereketli ellerinden öperim. Yattığın yer nur olsun. Sevgiler.