Adile Naşit hiç unutulmadı

Adile Naşit, çocukluğumuzun Adile annesi, içimizin ve ekranların gülen yüzü... Unutulmayan filmlerin, unutulmaz karakteri... Her zaman evimizde ağırlayacağımız kahramanımız... Aramızdan ayrılalı 31 sene olmuş... Belki de bu yüzden dünya 31 senedir daha mutsuz....Adile Naşit, Adile Özcan adıyla 16 Haziran 1930'da İstanbul'da doğdu. Annesi Kantocu Amelya Hanım, babası ise Abdülhamit'i bile güldüren adam Komik-i Şehir Naşit Bey idi. Abisi ise Selim Naşit'ti. 1943 yılında babasını kaybetti. Hayatını etkileyen kararı da bu ölümden sonra verdi. Babası yoksa artık o babasının yerine geçecekti. Tiyatrocu olacaktı. Ama o zamanlar sahneye çıkmak bu zamanki gibi kolay olmadığı için tiyatroda değil, konfeksiyon atölyesinde çalışmaya başladı. Ama vazgeçmedi. Direne direne kazandı, 14 yaşında İstanbul Şehir Tiyatrosu'nun oyuncusu oldu. 1947 yılında ''Yara'' filmiyle sinemada rol almaya başladı. 1970 ile 1987 yılları arasında 70'ten fazla filmde rol aldı. Bizim bildiğimizden önce de bir Adile Naşit vardı elbet ama bizim bildiğimiz haliyle çok güzeldi, Adile Naşit. O en çok fedakar anne rollerine yakışıyor, Minür Özkul ile çok güzel bir karı- koca imajı çiziyor ve ne kadar ağlatsa da sonunda güldürüyordu. Peki, gerçekten mutlu muydu Adile Naşit? Aslında değildi. 1950 yılında aşık olduğu Ziya Keskiner ile evlendi. Bir de çocukları oldu; Ahmet... Lakin Ahmet'in kalbi delikti ve Ahmet 1966 yılında hem de doğum gününde vefat etti. O günden sonra bir daha hiç doğum günü kutlamadı, Adile Naşit. Belki bu yüzdendi gözlerinde her zaman bir hüzün taşıması. Belki bu yüzdendi herkesi evladı gibi bağrına basması... Bunca samimiyet karşılıksız kalmadı elbet, Türk sinemasının ve kalplerin biricik Adile annesini, kuzucukları hiç hiç unutmadı.