"Bu çok önemli bir olay. Bir oda düşünün. 'İçeride sapık, katil, tecavüzcü, hırsız var’ deseniz hiç kimse içeri girmek istemez. İnternette bunların hepsi var ve gerekli önlemleri almadan hem kendimiz giriyoruz hem de çocuklarımızın girmesine izin veriyoruz. Aileler çocuklarının sanal dünyada neler yaptığını mutlaka takip etmeli. Bunun için de aile ve çocuk arasında çok iyi bir iletişim olmalı. Çocuk ile karşılıklı güvene dayalı ve iletişime açık bir ilişki kurulmalı. Yasaklama yerine bilgilendirip, doğru yönlendirmek en önemlisi. Doğru bilgilendirilen çocuk, rahatsız edici durumlarla karşılaştığında ailesinden yardım alabileceğini bilmeli. Çocuklarıyla bu tarz oyunlar ya da internette karşılaşabilecekleri siber zorbalık, siber taciz gibi olayların sonuçları hakkında da konuşmaları önemli. Ebeveynlerin, internet için filtreleme yapan programları yüklemesi, çocuğunun hangi web sayfalarını ziyaret ettiğini ve ne sıklıkla kullandığını takip etmesi gerekir."
'İnternet okuryazarlığı eğitimi şart'
En geç ilkokul 4'üncü sınıftan itibaren internet ve bilgisayar okuryazarlığı eğitimi verilmesi gerektiğini savunan Doç. Dr. Koltuksuz, "Nasıl güvenli olarak kullanılır, kötü bir olayda neler yapılmalı, etik değerler, şifre seçilirken nelere dikkat edilmeli gibi teknik detaylar da mutlaka öğretilmeli. Ama çocuklarımızdan önce bizim de mutlaka bu konuda bilinçli olmamız gerekir" diye konuştu.