Tıp fakültesine ilk başladığında dersine giren genç akademisyenlerin kendisine, "Hocam benim dersimi dinlemeye mi geldiniz?" diye sorduklarını söyleyen Berker, "Ben de kendilerine 'Yok ben yeni öğrenciyim.' diyordum ama biraz zor inanıyorlardı. Alışmaları ilk başlarda biraz farklı oldu. Hatta eczacılık fakültesini bitirdikten sonra eczane açmadan önce bir yıl vekil öğretmenlik yapmıştım, orada ders verdiğim bir öğrencim bugün profesör olarak bana ders anlatıyor. Şimdi o benim öğretmenim.'' diye konuştu.Eşinin, çocuklarının ve torununun kendisine destek olduğunu belirten Gönül Berker, okumanın yaşının olmadığını belirterek, şunları dile getirdi:''Ben 67 yaşında tıp fakültesini bitirdim. İsteyen herkes bunu başarabilir. Yeter ki istesinler. Ben Türkiye'nin en yaşlı tıp fakültesi öğrencisiyim. Bir ay sonra mezun olacağım. Bundan sonra başka üniversite bitirir miyim henüz karar vermedim ama biraz da hekimlik yapmak istiyorum.''
'6 yılda fakülteyi bitirmesi bizi çok etkiledi'
OMÜ Tıp Fakültesi öğrencisi Elif Alapala da Gönül Berker ile 6 yıldır birlikte eğitim aldıklarını anlatarak, ''İlk gördüğümüzde dersimize girecek hocamız sandık. Daha sonra tanıştığımızda çok sevdik. 'Ben onun yaşında olsam gider mavi tura çıkar gezerdim, niye tıp fakültesinde sürünüyor?' diye düşünmüştüm. Ama o burada olmaktan çok mutlu. Bizden daha fazla enerjik ve daha fazla çalışıyor. Gerçekten bir mavi tura çıksa bu kadar keyif almaz ve mutlu olmazdı. Hiçbir bütünlemeye ve uzatmaya kalmadan 6 yılda fakülteyi bitirmesi bizi çok etkiledi.'' diye konuştu.Tıp Fakültesi öğrencisi Arif Candemir de Gönül Berker'in zamanla kendilerine anneleri kadar yakın olduğunu dile getirerek, "Bize, 'Neden ders çalışmıyorsunuz?' diye kızardı. Sabahları 'Kahvaltınızı yaptınız mı?' diye sürekli sorar, yemek yememizi isterdi. Hatta üstümüz başımız düzensiz olsa kızardı. O bizim için, bir sınıf arkadaşı olmasının ötesinde bir abla, bir anne oldu. Onu çok sevdik.'' ifadelerini kullandı.