Otizmli bir çocuk annesinin çığlığı: Oğlumla bizi ayırmayın

''İki ayrı bedeniz ama aslında tek kişiyiz. Oğlumla bizi ayırmayın.'' Bu çağrı 63 yaşındaki bir anneye ait. Gevher Kara, otizmli oğluyla beraber huzurevinde kalmak istedi ancak yasalar buna izin vermedi. O da sesini duyurabilmek için imza kampanyası başlattı. Kampanyaya destek çığ gibi büyüyor. Aile ve Sosyal Politikalar Bakanlığı'ndan da aileye destek geldi. CNN TÜRK muhabiri Fulya Öztürk'ün haberi.

Haberin Devamı

Haberin Devamı

Haberin Devamı

Haberin Devamı

Karar'dan Eren Taşar'a da konuşan, Türkiye Spastik Çocuklar Vakfı Kurucu Üyesi Gevher Kara, 43 yaşındaki otizmli oğlu Taylan'la birbirlerine bakamayacak duruma geldiklerinde aynı huzurevinde kalmayı istiyor. Ancak yasalar buna müsaade etmiyor. Kara, "Taylan'la doğduğundan beri hiç ayrılmadık. Onun öğretmeni de annesi de ben oldum. Bu ayrılığı bize yaşatmasınlar. İki ayrı bedeniz ama aslında tek kişiyiz" diyor. Kara, oğlu doğduğundan beri hayatının her sürecinde onunla yakından ilgilendiğini belirtti.

"Su demeyi başardı"

Oğlu Taylan doğduktan altı ay sonra onda bir şey fark ettiğini, konuşurken çok bariz şekilde tekrarları olduğunu söyleyen Kara şunları anlattı: "Bir yaşına geldiğinde kör, sağır, dilsiz bir çocuk haline geldi, kendi içine kapandı. Doktorlara götürdüm ama herkes fazla hassas davrandığımı çocuğun hiçbir şeyi olmadığını söyledi. Ben ikna olmamıştım gezmediğim doktor kalmadı. En sonunda Ankara’da bir doktor oğluma 'otizm' teşhisi koydu. Duyduğumda ne yapacağımı şaşırdım. Bu noktadan sonra bizim için uzun ve zorlu süreç başladı" dedi.

Otistiklerin ipek böceği gibi kozalarına çekildiklerini ifade eden Kara, "Taylan çevresinde olan hiçbir şeye dikkatini veremiyordu. Mesela su istediğinde bunu söylemek yerine musluğun önüne gidip ağlayarak bekliyordu. Su istediğini anlıyordum ama kendisinin söylemesi için her zaman 'ne istiyorsun' diye sordum. Ve uzun uğraşlar sonunda su diyebildi" diye konuştu.

Haberin Devamı

Haberin Devamı

Haberin Devamı

Haberin Devamı

"Okuma yazma öğrettim"

Engellileri okula almadıkları için oğluna okuma yazmayı kendisinin öğrettiğini söyleyen Kara şöyle devam etti: "Ben öğretmen değilim. Nasıl okuma yazma öğretilir bilmem. Bu yüzden okulda eğitim verdikleri dergilerden almak istedim. Fakat okuldan veremeyeceklerini söylediler. Ben de dergileri sahaf sahaf aradım. En sonunda buldum ve ilkokul 5. sınıfa kadar olan dergilerin hepsini aldım. Sonra çocukları engelli olan ailelerle bir dernek kurduk. Emeklerim 10 yıl sonra karşılık buldu ve Taylan kendini ifade edebilir duruma geldi."

"Şimdi çok iyi piyano çalıyor"

Taylan kendini ifade edebilir hale geldikten sonra ona bir meslek kazandırmak istediğini söyleyen Kara şunları anlattı: "Bir şeylerle uğraşmasını kendini sürekli geliştirmesini istedim. Bu yüzden İSMEK’te takı tasarımı kursuna yazdırdım. Şu an gerçekten çok iyi tasarımlar yapabiliyor. Ayrıca piyano kursuna da gönderdim. Çok iyi piyano çalmaya başladı. Hatta etkinliklerde mini konserler de verdi."

Haberin Devamı

Haberin Devamı

Haberin Devamı

Haberin Devamı

"Bizi lütfen ayırmayın"

Yaşlandıklarını ve birbirlerine bakamaz hale geldiklerini söyleyen Kara, "Oğlumla aynı huzurevinde kalmak istiyorum. Ama yaşından dolayı onu huzurevine almıyorlar. Doğduğu günden bu yana gözümün önünden ayırmadığım evladımla ömrümün sonuna kadar birlikte olma hayali kurardım. Fakat yasalar izin vermiyor. Bizimle aynı durumda olan birçok aile var. Bizi evlatlarımızdan ayırmasınlar" dedi.