Beyoğlu'nun farklı mekanlarında, 33 yıldır korumalık yapan 52 yaşındaki Orhan Kocataş, kendisine takılan "ayı" lakabının ve iri görüntüsünün aksine, duygusal ve sanatçı bir kişiliğe sahip.

Haberin Devamı

Haberin Devamı

Haberin Devamı

Haberin Devamı

Şiir yazan, hatta işi gereği zaman zaman hırpalamak zorunda kaldığı kişilerin arkasından pişmanlık duyup ağlayan Orhan Kocataş, Kasımpaşa'da Roman bir ailenin yanında büyüdüğünü, gerçek anne ve babasını 14 yaşında bulduğunu söyledi.

Babasından kalan tespihi sakladığını belirten Kocataş, "Babam Tarlabaşı'nın son kabadayılarındanmış. Benim rol modelim. Onu çok seviyordum. Hastalandığında Allah'a 'Ömrümü alıp ona ver' diye dua ediyordum." dedi. Annesi Gülhanım Soysal'la yaşadığını ve ondan ayrılmayı hiç düşünmediğini ifade eden Kocataş, annesine olan sevgisini "Annem benim bir tanedir. Ben onun ayaklarını da yıkarım, yemeğini de veririm. Ömrümün son nefesine kadar ben anamla beraberim." şeklinde dile getirdi. Kocataş, tesadüfen korumalık yapmaya başladığını söyledi.

Liseye giderken bir gün ağabeyinin müdürlük yaptığı öğlence mekanını ziyaret ettiğini belirten Kocataş, "İşi olduğu için 10 dakikalığına kapıda durmamı söyledi. O dönemler ele avuca sığmayan biri olarak geçtim kapıya. Kapıda bir olay oldu.