Sputnik V aşısına güvenelim mi?
Sağlık Bakanı Fahrettin Koca, Sputnik V aşısının gelmek üzere olduğunu söyledi. 6 ay içinde 50 milyon doz gibi büyük bir rakamdan bahsetti. Peki, Sputnik V nasıl bir aşı? Benzer yöntemle üretilen Astrazeneca aşısıyla ilgili endişeler var, bazı yan etkilerden bahsediliyor. Sputnik'te bunlar yok mu, güvenebilir miyiz? Göğüs Cerrahisi Uzmanı Prof. Dr. Celalettin Kocatürk, merak edilen sorulara CNN TÜRK'te yanıt verdi.
Prof. Dr. Celalettin Kocatürk, şunları söyledi:
Aşılar biliyorsunuz, şu anda Türkiye'de 1 inaktif aşımız var. Sinovac aşışı kullanılıyor, ilk o geldi. Sağlık çalışanları olarak hepimiz onu yaptırdık. Hatta eğer beklenen öngörü doğru olursa 6 ay içerisinde tekrar aşılanmamız gerekecek. Yani temmuz ayında 2 ay sonra yaklaşık tekrardan sağlık çalışanlarının aşılanması gerekecek. İkincisi ise mRNA aşısı biliyorsunuz. ‘Şu anda tercih edelim mi, hangisini tercih edelim?’ diye hepimizin sıkça soru ile karşılaştığı bir tip aşı. Şimdi üçüncü aşı ise bir vektör aşı. Yani dışı virüsün kendisiyle, içi ise başka bir genetik kodla kodlanmış bir aşıdan bahsediyoruz. İçerisine ya ikisi de aynı tip virüs olan ki vücut dışındaki diğer kullanılan vektör aşılarında 26 denilen virüs konuluyor. Sputnik aşısında ise birinci ve ikinci dozlarında farklı adenovirüs tiplerinin bulunduğu hastalık yapma kabiliyeti olmayan, genetik kodu bulunan virüslerin olduğu bir aşı. Nasıl oluyor bu? İçeriği alınıyor bağlandığı yere. Virüsün bağlandığı yerden içeriye giriyor. Hazırlık yapılıyor ama içerisindeki materyal üretilemiyor. Dolayısıyla vücutta hastalık oluşturmuyor ama bu arada içeriye alındığında o dikensi çıkıntıları da aşı içerisinde olduğundan vücuda tanıtılmış oluyor. Vücut da özellikle dikensi çıkıntılara karşı bir bağışıklık geliştirdiğinden daha sonra bir virüsle karşılaşırsa vücut, ben onu zaten daha önce tanımıştım. Onu nasıl yok edeceğimi biliyorum, hatta onu hiç vücuda alamayabilirim diyor.
Şimdi bu da özellikle Sputnik aşısında dediğim gibi bu çok önemli. İki tip farklı virüs kullanılıyor. Birinci ve ikinci dozlarında. Ve hastalık yapmaması için de bu virüsün bazı kısımlarının çok iyi temizlenmesi gerekiyor üretimi sırasında. Şimdi bunlarla ilgili endişeler oluştu. Diğer bu teknolojiyi kullanan, özellikle İngiltere'de üretilen Astrazeneca aşısı ile ilgili biliyorsunuz ‘Acaba hastalık yapabilir mi?’ endişesi oluştu. İkincisi de pıhtılaşmayı tetikleyebileceği ve bundan dolayı da çok sayıda pıhtıya bağlı hastalık oluştuğundan dolayı suçlandı. Bununla ilgili geçici olarak durdurulan ülkeler oldu. Onların bir kısmı izin verdi, tekrardan yapılıyor. Çünkü görülen pıhtılaşma hastalığı normalde olasılıkta görülecek olan fazla değil. Dolayısıyla aslında bu bir ‘Tesadüf olabilir ve bu tür yan etkiler durdurmayı gerektirmez’ dendi.
Danimarka çok enteresan. Çünkü Lanset çok önemli bir dergi. Şubat ayında bu iddialar nedeniyle Lanset Danimarka'yı örnek alarak toplumda ne kadar sıklıkla bu pıhtı hastalığı görülüyor onu çok yakın takip eden, bu ICD 10 kodunu gayet iyi kodlayan bir ülke. Buradan yola çıkarak bir çalışma yapıldı ve dendi ki o çalışmada, ‘Hayır, bu aşıdan dolayı değil. Eğer toplumun tamamına yapılmış olsaydı bu aşı yine de normalde çok daha fazla olacaktı’ dendi. Ama Danimarka şu anda durdurdu. Niye? ‘Benim şu anda Astrazeneca aşısına ihtiyacım yok. Zaten benim diğer aşılarım var. Benim ihtiyacım olmadığından ben şaibesi devam eden bir aşıyı kendi ülkemde yaptırmak istemiyorum’ dedi.
Burada tabi artık karar tıbbi midir, yoksa siyasi midir, yoksa başka gerekçeler var mı onu tartışabiliriz. Ama şu anda verirlere eğer bakarsanız vektör aşılarının arasına zaman konulması da dahil. Çünkü normalde 3 haftada bir yapılması lazım. 12 haftaya kadar uzatılırsa 2 aşının arası, 12 haftaya kadar uzatılsa dahi güvenli olduğu, oldukça iyi koruma düzeyine sahip olduğu, yüzde 91’lere kadar koruduğunu söyleyen verilerimiz var elimizde. Ve oluşan pıhtılaşma hastalığının da normalde görülenden fazla olmadığını, o nedenle güvenli olduğuna dair bilgilerimiz var. Ama öte yandan bazı ülkeler ki bunlardan bir tanesi Danimarka. Bazı ülkeler bu aşının yapılmasını durdurdular. Çünkü ‘Zaten bu aşının dışında yapacağımız elimizde başka aşılar da var. Riske girmek istemiyoruz’ dediler.
Sputnik V aşısında karşımızda böyle bir risk var mı bunu bilmiyoruz. Güvenlikle ilgili yine Lancet'te yayınlanan pozitif verileri oldukça iyi sonuçlar içeriyor. Ama yan etkileri ile ilgili gerçek yaşam verileri dinliyorlar. Gerçek yaşam verileri ile ilgili paylaşım henüz yok. Yani bu aşı yapılan 1 milyon kişinin kaçında yan etki gelişti, kaçında pıhtılaşma olayı gelişti henüz bilinmiyor. O nedenle bekleyip göreceğiz, inşallah yayınlarlar. Bir de bu aşı diğer aşılardan biraz farklı. Çünkü diğer vektör aşılarında dediğim gibi birinci ve ikinci dozlarda aynı adenovirüs tipi kullanılırken, Sputnik aşısında birinci ve ikinci dozlarda farklı virüsler kullanılıyor. O yüzden üretici firmanın gerçek yaşam verileri açıklamasını beklemek lazım.
SON DAKİKA
EN ÇOK OKUNANLAR
Karabük'te kartpostallık görüntü! Sarıçiçek Yaylası beyaza büründü
Ankara'da korkunç kaza! Önüne gelene çarptı
KABİNE TOPLANTISI GÜNDEM MADDELERİ | Kabine Toplantısı ne zaman, YARIN MI? Asgari ücret, Suriye’deki gelişmeler...
Kayak Merkezlerinde Yılbaşı Yoğunluğu
100 Binde 1 Görülüyor: Doktorlara Ameliyatta 'Mide' Şoku!