Son dakika... Nuriye Gülmen ve Semih Özakça davası başladı
Nuriye Gülmen ve Semih Özakça'nın davası bugün Sincan'da başladı. Davaya Nuriye Gülmen getirilmezken Semih Özakça tekerlekli sandalye ile getirildi.
Ankara'da Kanun Hükmünde Kararname'yle (KHK) atıldığı işine dönmek için öğretmen Semih Özakça ile açlık grevi başlatan akademisyen Nuriye Gülmen'in davaları bugün başladı. Özakça mahkemeye tekerlikli sandalyeyle getirildi, Gülmen'in duruşmaya getirilmesi için yazılan yazıya Ankara Numune Hastanesi "sanığın duruşmaya katılması sakıncalıdır" cevabının verildiği öğrenildi.
Özakça'nın kimlik tespitiyle duruşma başladı.
"Benim yüzlerce avukatım var"
Mahkeme Başkanı, Semih Özakça'ya 3 avukat sınırlaması getirdi ve kendisinden üç avukat seçmesini istedi.
Semih Özakça "Üç avukat seçmeyeceğim. Bu bir dayatmadır. Bize yapılan zulüm ve baskının parçasıdır. Bunu kabul etmiyorum. Benim yüzlerce avukatım var" dedi.
Mahkeme Başkanı, sanıkların müdafilerini seçmemeleri durumunda mevcut avukatlarından üçer sonrasına söz verilmeyeceğini bildirdi.
İtirazlara rağmen gizli tanığın ifadeleri okundu
Mahkemeye gelen evraklar arasında, İstanbul Terörle Mücadele Şubesinde, Semih Özakça ve Nuriye Gülmen aleyhine ifade veren gizli tanığın ifadesi okundu. İfadenin okunmasına itiraz eden Avukat Murat Yılmaz, "Mahkemenin talep etmesine rağmen müvekkillerimizle ilgili suç işlediklerine yönelik hiç bir yazı gelmemişken, durup dururken ifade veren gizli tanığın ifadelerini kabul etmiyor ve okunmasını istemiyoruz" dedi. Ancak mahkeme heyeti, sanıkların bu ifadelerden bilgisi olması gerektiğini belirterek, ifadenin okunmasına karar verdi. Terör örgütü DHKP-C üyesi olduğu ve İstanbul'da gözaltına alındığı belirtilen gizli tanığın ifadesinde, Semih Özakça ve Nuriye Gülmen'i tanıdığını ve açlık grevini örgütün talimatı ile yaptıklarını söyledi ifade edildi.
Bizim direnişimiz bir inat değil, hakkımız olanı geri almanın kararlığı
Gelen evrakların okunmasının ardından Semih Özakça'nın ifadesine geçildi. İşe geri dönmek için başlattıkları eylemin 75. gününde gözaltına alındıklarını belirten Özakça, "Hiç kimse bizden bu adaletsizliğe, hukuksuzluğa boyun eğip aman dilememizi beklemesin. Bu davayı nereden tutarsanız tutun elinizde kalır. Onurumla ekmeğimi kazanırken, önce işimden atılıp terbiye edilmeye çalışıldım. Ekmek kavgamı direnerek sürdürmeye devam edince, halkın gözünden kaçırılıp tutsak edildim" dedi. Herkesin gözü önünde hukukun çiğnendiğini belirten Özakça, muhalif olan kamu emekçilerinin sırf iktidar gibi düşünmediği için önce terörist ilan edildiğini arkasından da KHK'larla işlerinden atıldığını dile getirdi.
Biz sadece hakkımız olan ekmeğimizi ve işimizi istiyorduk
Baskılar ve tehditler karşısında hiç kimsenin ses çıkarmadığı, aydınların sessiz kaldığı bir ortamda, tüm emekçiler adına sokağa çıkmayı bir sorumluluk olarak gördüğünü belirten Özakça, "Ellerimizde 'işimizi geri istiyoruz' pankartıyla bir öğretmen ve bir akademisyendik. 17 kez gözaltın alınıp bırakıldık. Bizleri yıldırarak eylemimizden vazgeçmemizi istiyorlardı. 17'nci gözaltından sonra kararlığımızı gösterip, açıklamamızı yapıp oturma eylemimize başladık. İnsanlar bize destek verdikçe gazlı müdahaleler arttı. Biz sadece hakkımız olan ekmeğimizi ve işimizi istiyorduk. 120 gün boyunca 'işimizi geri istiyoruz' dedik. Başka bir şey istemedik. Bu eylemin sona ermesi için, çok basit olan bu talebin yerine getirilmesi gerekiyordu" diye konuştu.
Aç kalmayı biz tercih etmedik
120 günün sonunda terörist ilan edilerek, gözaltına alındıklarını belirten Özakça, "Aç kalmayı biz tercih etmedik. Bizim açlığımız iktidarın politikalarının bir sonucu. İşimiz hemen verilseydi bu eylem hemen sona ererdi. Bizi hapishaneye atarak direnişi bitirmeye çalıştılar olmadı. Zorla müdahale tehdidi ile hapishane hastanesine zorla götürüldük olmadı. İç İşleri Bakanı 'bakın onlar yiyorlar' dedi olmadı. 'Onlar terörist' dedi yine olmadı. Destek olan aydın ve sanatçıları tehdit etti yine olmadı. Nuriye-Semih denmesini yasaklattı, Yüksel Caddesi'ndeki insan hakları heykelini gözaltın aldırdı yine olmadı. Bizim direnişimiz bir inat değil. Hakkımız olanı geri almanın bir kararlılığı. Direnişimizi haklılığımızdan sürdürüyoruz. Hiç kimse kimseye zorla açlık grevi yaptıramaz. Bu insanın kendi iradesiyle olur, kararlığıyla olur" ifadelerini kullandı.
Savcı, Gülmen ve Özakça'nın tutukluluğunun devamını istedi
Çok büyük taleplerimiz yok
Hiçbir maddi delili yokken terörist ilan edildiklerini tekrarlayan Özakça, "Bizler 'devrim olmazsa, AKP gitmezse açlık grevini bırakmayız' demiyoruz. Çok büyük taleplerimiz yok. Biz sadece işimizi istiyoruz. Bizim ısrarımızı, karalığımızı ve işimizi geri istememizi cezalandırıyorlar. Bunun için de bir kılıf uydurmak zorundalar. Tutuklandık çünkü; direnişimizden ve direnişimizin yaratacağı etkilerden korkuyorlar" dedi.
Gülmen ve Özakça hakim karşısına çıkacak
Biz hasta değiliz, işimiz için direniyoruz
Nuriye Gülmen'in kendi iradesi dışında bir gece yapılan baskınla zorla hastaneye götürüldüğünü ileri süren Özakça, "Biz hasta değiliz, işimiz için direniyoruz. Zorla müdahale edilmesini istemiyoruz. Açlık grevinin bir başkasının eliyle bitirilmesini istemiyoruz. Bu bizim irademiz. Bizi çok düşünüyorsan işimizi verirsin. Bu kadar pervasızlık, bu kadar zulüm bir insanı yaşatmak isteyen birinde olamaz. Amaç Nuriye hocanın buraya gelmesini engellemekti. Zorla müdahale insanlık suçudur" şeklinde konuştu.
Elinizde herhangi bir delil yok
Özakça, haklarında ifade veren gizli tanıkla ilgili olarak da, "Elinizde herhangi bir delil bile yok. 'Bunu yapmıştır bu suçtur' diyebileceğiniz bir şey yok. Birisinden bahsediyorsunuz, bana ne ondan. Ben işimi, öğrencilerimi istiyorum" dedi. Mahkeme başlamadan, İç İşleri Bakanının kendilerini terörist ilan ettiğini tekrarlayan Özakça, "Bakanlık bizim terörist olduğumuzu bir kitapçık çıkartarak anlatıyor. Sizin karar vermenize gerek yok, zaten Bakan ilan etmiş. Bizi hedef gösteriyor. Bunlar için suç duyurusunda bulunduk. Ama yine aynı; 'kovuşturmaya gerek yok'. Asıl suç bu işte" dedi. Zorla müdahale edilerek, yaşayan bir ölü haline getirilmek istendiklerini belirten Özakça, savunmasına Enver Gökçe'nin 'Dost' adlı şiirini okuyarak son verdi.
Duruşma, 20 Ekim 2017'ye bırakıldı
Mahkeme Başkanı Cem Boztaş, sanıkların tutukluluk halinin devamına, sanıklar hakkında beyanlarda bulunan, İstanbul'da yakalanan DHPK-C üyesi Berk Ercan'ın duruşmada SEGBİS aracılığıyla tanık olarak dinlenmesine karar verdiklerini bildirdi.
Geçen duruşmada yazılan ve yanıtı gelmeyen tüm yazı cevaplarıyla ilgili kurumlara tekit yazısı yazılmasını da kararlaştırdıklarını belirten Boztaş, tutuklu sanıkların gelecek duruşmaya getirilmesine, Nuriye Gülmen'in gerekirse duruşma salonunda gerekli tıbbi ekipman kurularak hazır edilmesine, bunun mümkün olmaması durumunda savunmasının bulunduğu ortamda alınmasına karar verdiklerini kaydetti.
Duruşma, 20 Ekim 2017'ye bırakıldı.
SON DAKİKA
EN ÇOK OKUNANLAR
Üşümeye hazır olun! Marmara’da hava sıcaklıkları 10 ila 12 derece azalacak
Son Dakika Haberleri... Rusya’da Yakalanan Berat Can Gökdemir’in Türkiye’ye İadesi Talep Edildi
SON DAKİKA... "Türkiye altında kalabilir" deyip uyardı: 7.2 büyüklüğünde deprem bekliyoruz
Bursa'da yarın okullar tatil mi 22 Kasım 2024? Valilikten açıklama geldi mi?
İstanbul'da lodos: Dev dalgalar oluştu, Kalamış Sahili göle döndü