Son dakika: BM Özel Raportörü, Kaşıkçı davasının önemini CNN TÜRK'e anlattı | Video
Suudi gazeteci Cemal Kaşıkçı'nın öldürülmesine ilişkin firari 20 Suudi sanık hakkında Türkiye'de açılan dava dün başladı. İlk duruşmayı takip eden isimler arasında yer alan BM Özel Raportörü Agnes Callamard, davanın önemini CNN TÜRK Muhabiri Büşra Arslantaş ve kameraman Sercan Sever'e değerlendirdi.
- Sayın Callamard, aradan 21 ay geçmesine rağmen bu iğrenç cinayet hala çözülmedi. Hala adalet bekleniyor ve Kaşıkçı'nın cesedinin nerede olduğu bilinmiyor. Bugün Türkiye'deki dava başladı ve siz de ilk duruşmaya katıldınız. Genel anlamda bu aşamaya gelmiş olmanın önemi nedir? Ve spesifik olarak bugünkü duruşmaya dair neler söylemek istersiniz? Yeni bir şey duydunuz mu? Riyad'dan işbirliği işareti gördünüz mü?
Evet öncelikle bence bugün davanın başlamış olması önemli. Bugünkü duruşma, gerçeğin anlatılması için önemli, hukuki sürece resmi olarak 'işleme rolü' vermemiz gerektiği için önemli. Şimdiye kadar bu, medyanın, Birleşmiş Milletler'in rolüydü ama hukuk sisteminin rolü yoktu. Bu Suudi Arabistan'da olmadı ki orada adil bir süreci varsayamam bile. Bugünkü duruşmada sanıkları temsil eden avukatlar vardı. Suudi Arabistan avukat yollamasa da İstanbul barosu görevlendirmişti. Bu iyi olan ilk noktaydı. Diğer iyi nokta ise avukatlar tartışmalara katıldı ve karşıt görüşlerin duyulduğu bir süreç oldu ki bence bu çok önemliydi. Avukatlara çağrım, müvekkilleri ile görüşemiyor olsalar bile sürecin meşruiyeti için onları savunmaları, tartışmalara katılıp karşıt sorular sormaları. Biz gerçek bir süreç istiyoruz. Bence bugünkü duruşmada Hatice Cengiz'in ifadesi de çok önemliydi. Onun açıklamalarını defalarca duydum ama mahkemede konuşuyor olması ve hakimin zaman zaman araya girmesi çok önemliydi. Kaşıkçı ile ilişkisini anlattı ve anladım ki onlar Cemal'le karı-koca gibiydi. Bana göre bir diğer önemli nokta da bazı görgü tanıklarının isteksiz olmasıydı. Buna rağmen görgü tanıklarından biri hiç bilmediğim bir şeyi anlattı. Başkonsolosun rezidansında kalan konuklara ki bu kişiler katiller. Oradaki büyük ocağı yakmak için yardımcı olduğunu anlattı. Çok büyük hararetli bir ocak var. Ocağı yakmış, daha sonra ona gitmesini söylemişler. Birkaç gün sonra geri geldiğinde ocağın çevresindeki mermerin kimyasallarla temizlendiğini görmüş. Bu benim için yeni. Küçük şeyler bunlar ama önemli.
- Sizin de değindiğiniz gibi geçen aralık ayında Suudi Arabistan'daki davada 5 kişiye idam cezası verilmiş, 3 kişi de hapse mahkum edilmişti. Ama cinayeti yöneten isim olarak bilinen Kahtani ceza almadı, diğer bazı isimler gibi. Kaşıkçı'nın oğulları ise babalarının katillerini affettiklerini açıkladılar. Bunu duyduğunuzda ne düşündünüz?
Aralık ayında Suudi yargısının kararı üzerine bazı yorumlarda bulundum. Adaleti küçülten bir olay, çünkü cinayette rol oynayan küçük insanlar bunu aşağılayıcı anlamda söylemiyorum, komuta hattının altındakiler suçlu bulundu. Üsttekiler ise paçayı kurtardı. Suudi yargısının aralık ayındaki kararı, Cemal için adalet arayışında olanlara atılmış bir tokattı. Nisan ayında ailenin katilleri affetmesi ise adaleti küçülten bu durumun üstüne tuz biber oldu. Çok sorunlu bir durum. Kaşıkçı'yı öldüren, boğan, parçalayanların affedilmesi, benim ve herkesi adalet anlayışına karşı gelmek demek.
- Tump yönetiminin tutumu hakkındaki görüşlerinizi de merak ediyorum. Amerikalı senatörler hala istihbarattan Kaşıkçı ile ilgili ulaşılan bilgileri bekliyor. Trump ise hala suudi yönetimine arka çıkıyor, silah satmaya çalışıyor, hatta bu konuyu soruşturduğu söylenen başmüfettişi görevden aldı. Bu konudaki yorumunuz nedir?
Trump yönetiminde ABD ile ilgili daha fazlası var. Öncelikle Amerikan kongresinin oynadığı önemli rolün altını çizerek başlamak isterim. Parti ayrımı yapmadan Demokratlar ve Cumhuriyetçiler bir araya geldiler ve CIA ve Ulusal İstihbarat Direktörlüğü'nün elindeki bilgileri kamuoyuyla paylaşmasını istediler. Bunun yanı sıra kongre, Suudi Arabistan'a silah satışının durdurulmasını istedi. Bence şunu fark etmeliyiz ki ABD'deki bu kurumlar çabaladı. Cemal için, adalet için çabaladılar. Beyaz Saray'ın yaptığı ise çok problemli, hem Amerikan demokrasisinin doğası açısından sorunlu hem de Cemal için adaletin sağlanması engelleniyor. Beyaz Saray, Ulusal İstihbarat Direktörlüğü'nün elinde olan ve Veliaht Prens Selman'ın sorumluluğuyla ilgili bilgileri kamuoyuyla paylaşmasına izin vermiyor. Umarım bu pozisyonunu yineden değerlendirir. Ve kasım ayından sonra Beyaz Saray'da kim görevde olursa Ulusal İstihbarat Direktörlüğü'ne bilgileri paylaşması için izin verir.
Ben defalarca şunu söyledim. Benim bilgime göre Veliaht Prens Bin Selman bu işe karıştı. Ama karar veremediğim şu. Prens Selman cinayet emrini mi verdi, destekledi mi ya da yol mu gösterdi? Bu işe bulaştı. CIA'de olup ben de olmayan delil şu ki Muhammed Bin Selman cinayet emrini verdi. Bu delilleri kamuoyuyla paylaşmalılar.
- Sizin geçen yıl hazırladığınız o çok önemli rapora rağmen BM'nin hala uluslararası bir soruşturma başlatmamış olması eleştiriliyor. Bundan 8 ay kadar önce sizinle yaptığımız mülakatta bana, Türkiye'nin BM Genel Sekreteri'nden resmi talepte bulunması gerektiğini söylemiştiniz. Bir gelişme var mı bu konudaki mesajınız nedir taraflara?
Hayır, Türkiye'nin uluslararası soruşturma talebi yönünde ilerlediğini düşünmüyorum. Bence bugünkü duruşma doğru yönde atılmış bir diğer adım. Bence şunu bilmeliyiz ki adalet bir dizi şekil alabilir. Ve adalet resmi ve geleneksel şekildeki adalet. Yani insanların mahkeme salonunda oturması ve hesap vermesi şeklindeki adalet, Suudi Arabistan'daki rejimin doğası sebebiyle zaman alacak. Ama bu sürede adaletin diğer şekillerini gördük. Medya, Suudi Arabistan'ın yanlışlarından dolayı gündemde kalmasını sağladı. Medya Kaşıkçı'nın gündemde kalmasını sağladı. Birleşmiş Milletler aynı şekilde rolünü oynadı. Yolladığımız mesaj şu. Muhammed Bin Selman gibi güçlü diktatörler bile cinayetten paçayı kurtaramayacak. Bu olmayacak ve bunu ona gösterdik. Ona ve muhalifleri, gazetecileri öldürmeyi düşünen diğerlerine gösterdik. Ama bence bu süreç kanıtladı ki eğer bir gazetecinin canını almak isterseniz bunun büyük bir bedeli var.
- Ama tabi biliyoruz ki bir taraftan da imajını düzeltmeye, tahta çıkmaya çalışıyor Muhammed Bin Selman. Gelecek kasım ayında G20 toplantısına ev sahipliği yapmaya hazırlanıyor Riyad. Ve ne yazık ki şimdiye kadar bunu protesto eden bir ülke olmadı. Bu konuda ne söylemek istersiniz?
G20 toplantısının başka bir yere alınmasını savunmaya devam ediyoruz. Belki zaten koronavirüs sebebiyle G20 toplantısı olmayacak. Eğer Riyad'da bu toplantı olursa da umalım ki katılan ülkelerin temsilcileri bu fırsatı, medyanın özgürlüğünü ve ifade özgürlüğünü gündeme getirmek için kullansınlar. Ve daha ülkeye ayak basmadan, adaletsizce hapiste tutulan herkesin serbest bırakılmasını talep etsinler.
SON DAKİKA
EN ÇOK OKUNANLAR
Ankara'da korkunç kaza! Önüne gelene çarptı
KABİNE TOPLANTISI GÜNDEM MADDELERİ | Kabine Toplantısı ne zaman, YARIN MI? Asgari ücret, Suriye’deki gelişmeler...
Kayak Merkezlerinde Yılbaşı Yoğunluğu
100 Binde 1 Görülüyor: Doktorlara Ameliyatta 'Mide' Şoku!
Bu Kaçıncı? Fenomenin 'Estetik' Ölümü Sonrası Aynı Soru Gündemde: Her Estetik Güvenli Mi?