Seçmenin partilere mesajı ne oldu? İhsan Aktaş CNN TÜRK'te anlattı
Millet mesajını verdi, ortaya yepyeni bir tablo çıktı. CHP 14'ü büyükşehir olmak üzere 35 ilde başkanlığı kazandı ve birinci parti oldu. Cumhurbaşkanı Erdoğan, "Milletin verdiği mesajı aldık, bitiş değil dönüm noktasıdır dedi. Peki, seçmenin partilere mesajı ne oldu? Kamuoyu Araştırmacısı İhsan Aktaş, CNN TÜRK canlı yayında değerlendirdi.
İhsan Aktaş'ın açıklamaları şöyle:
"AK PARTİLİ 55 YAŞ ÜSTÜ SEÇMEN SANDIĞA GİTMEDİ"
Genel seçimler nasıl olur? Vatandaş teker teker bütün belediyeleri masaya yatırır, İzmir'den Kars'a kadar. Her belediye başkanının performansına bakar, yaptıklarına bakar, yapamadıklarına bakar. Genelde siyasal oy kullanma davranışında ideolojik oy verenlerin dışındakiler performansa dayalı bir oy tercihinde bulunurlar. Bu seçimde seçmen hiçbir detaya girmeden, başkanların başarısına bakmadan önceki seçimde AK Parti'ye bir mesaj vermek istiyordu. Özellikle yani dünyada dönemini geçirip de iktidarda kalan o kadar az ülke oldu ki yani az parti oldu ki... AK Parti pandeminin sarsıcılığına rağmen arkadan deprem gelmesine rağmen iktidarını muhafaza etti. Vatandaş şöyle baktı yani bir iktidar değişikliğinde Türkiye'nin karşı karşıya kalacağı sorunları gördü. Uluslararası ilişkilerde güvenlik meselelerinde memleketin istikrarı meselesinde. Orada Recep Tayyip Erdoğan'ın ve Cumhur İttifakı'nın bu ülkeyi sağ salim hani gemiyi karaya çıkaracağına dair bir kanaat oluşturdu. Fakat vermek istediği bir mesaj vardı. Bir yönüyle iki seçimdeki mesajı topladı, tek seçimde verdi. Burada da özellikle sabit gelirler ve emeklerin etkisi çok oldu. Türkiye'de seçimlerde biliyorsunuz sandığa gitme oranı genelde 85-87 civarında olur. Bu sefer yani bir 10 puan neredeyse 9-10 puan geriledi, 77'lerde kaldı. Burada da sandığa gitmeyen seçmenin büyük oranda AK Partili olup, başka bir partiye de gönlü razı olmayan, Yeniden Refah'ı ve diğer partileri verdiğinin dışında sandığa gidip de başka partiye oy vermeye gönül razı olmayan daha çok emekli kesim, 55 yaş üstü sandığa gitmedi. Burada da Özal 89 seçimlerinde bir ifade kullanmıştı, 'Millet mesaj vermek istedi ama kantarın topuzunu biraz fazla kaçırdı' gibi. Bir yönüyle son 20 günü ben AK Parti'nin 1 Kasım seçimlerine benzetiyorum. 1 Kasım seçimlerinde AK Parti her gün her gün oy arttırıyordu. Yani 5 günde, 10 günde sürekli üzerine koyuyordu. Hatta biz son araştırmamızı 20 gün önce yaptık ve biz araştırma yaptıktan sonra AK Parti seçime kadar 4 puan daha yükseldi. Yani tam 1 Kasım seçimlerinde AK Parti için gerçekleşen o yükseliş, bu seçimde Cumhuriyet Halk Partisi için oldu. İstanbul-Ankara'da yarışın bu kadar erken kopması ve arada büyük farkın açılması Anadolu seçmeni de etkileyip motivasyonunu daha çok artırmış olabilirdi.
"EGE'LİLER, EKONOMİ, EMEKLİLER..."
Ben şöyle düşünüyordum; Ege'liler Cumhuriyet Halk Partisi'ne mesaj verecekler, ekonomiden canı yananlar ve emekliler de AK Parti'ye mesaj verecekler. Tabii bizim bu formülün ikisi işledi. Emekliler mesajını verdi, ekonomiden dolayı canı yananlar... Biraz da bu benim beklentim yani Ege'liler tanımlamamla Cumhuriyet Halk Partisi'nin aldığı rüzgar biraz birbirine ters geldi ve en azından Ege'de Cumhuriyet Halk Partisi'nin oyları düşmekle beraber, o klasik Cumhuriyet Halk Partisi seçmeni kendi oyuna sahip çıktı, alışkanlığını tekrarladı.
"BU İLLERDEKİ SONUÇLAR BENİ ŞAŞIRTTI"
Hatay'la ilgili biz ölçüm yaptığımızda Hatay'da doğrusu 8-9 puan fark vardı. Mesela Bursa'da ilginç bir sonuç ölçtük. Bir ay önce AK Parti öndeydi. İkinci ölçtüğümüzde başa baştı. Üçüncü ölçtüğümüzde 4 puan öne geçmişlerdi Bursa'da. Antalya çok ilginçti. Antalya'da çok başa baş bir yarış vardı ve 15 gün önce AK Parti 2 puan öndeydi. Yani son 15-20 günün rüzgarı Cumhuriyet Halk Partisi'nin neredeyse her yerde 5 puan artı geldi. Bence bu ölçümlerde bir AK Partili emekliye sorduğumuzda ya da 55 yaş üstü seçmene sorduğumuzda kişi 'AK Partiliyim' diyor. Burada bir sorun yoktur. Fakat sandığa gitmediği zaman mesela diyelim 2 puanlık AK Partili sandığa gitmediği zaman Cumhuriyet Halk Partisi'ne 4 puan olarak yansıyor. Ben en çok dar gelirli emeklilerin etkili olduğunu düşünüyorum. Orada da şöyle çok erkenden de bunu ifade etmiştim. Hatta çok ilginçtir. Ben işte köşe yazarlığı yapıyorum Yeni Şafak'ta. Şimdi bir yazı ne kadar ilgi görebilir? Biri 10 bin okur, biri 5 bin okur. Ben emeklilerle ilgili bir yazı yazmıştım. 'AK Parti iç kaleyi muhafaza etmeye çalışırken Cumhuriyet Halk Partisi önüne geleni satın alıyor', başlık buydu. Yaklaşık 400 bin falan okuma gördüm. Burada da ki başlığında emekli de yok, içeride var. Metin yani baştan sona emeklerle ilgili. Orada gördüm ki yani bu emekli meselesi tahmin ettiğimizden çok daha fazla derin. Nihayetinde bir karar verecek hükümet. Depreme 500-600 milyar para ayırmış bir hükümet var ve bunu yönetecek. Yani çok önemli. Ya bu yükü kaldırabilecek, ya önümüzdeki 4 yılla alakalı bir riskli karar alacaktı. Araştırma firmalarının ölçümlerinde kantarın tozunun bu kadar kaçacağı gözükmüyordu. Hatay'da 8-9 puan fark varken %1'le AK Parti'nin kazanması zaten birçok şeyi kendiliğinden tarif ediyor.
KABİNE DEĞİŞİKLİĞİ OLUR MU?
Recep Tayyip Erdoğan konuyu enine boyuna değerlendirecek. Mesela vatandaş bir mesaj verir. Parti der ki ya küçük sırıklarla atlattık, bunu değerlendirmeyelim. Hatta hafife alalım. Bu normalde hafife alınacak bir mesaj değil. Hatta ben dün bir değerlendirme yaptım. Dedim ki şimdi partinin 22. yılı, iktidarda ve hala vatandaş partiye mesaj veriyor. Yani başka siyaset partileri hatırlayın, bu yıl iktidar olur, öbür iktidarda oyları %1'e düşer. AK Parti bir yönüyle 1. parti ya da 2. parti olma noktası hala direncini koruyor. Şu an 4 yıl iktidarda olduğuna göre bakanlık değiştirebilir. Parti içerisinde kongreye gidip kendini yenileyebilir. Tabii kongreye giderken de aslında çok önünde enteresan değerlendirmeler var. AK Parti hem bir misyon partisi hem kitle partisi. Şimdi misyon partisi yani Yeniden Refah'ın etkinliğine bakacak olursanız AK Parti misyon tarafını güçlendirmesi lazım. Misyon tarafını güçlendirirken de kitle partisi olmaktan kopmamalı. Bence bu denge üzerine yani AK Parti'nin bundan önceki kongreleri değil de bakanlık değişimleri ziyade AK Parti'nin kendi kongresi daha önemli. Kongreye giderken galiba çok ince hesaplar yapması gereken bir AK Parti ile karşı karşıyayız. Zaten Tayyip Erdoğan'ın bunların usta olduğu alanlar.
"BURSA VE BALIKESİR'İN KAYBEDİLMESİ..."
AK Parti ile alakalı benim öngörüm şuydu; bir şey kaybetmeden, il kaybetmeden yani Bursa'yı, Balıkesir'i kaybetmeden 3 tane de yer alırsa yani Muğla'yı ve Antalya'yı, Hatay'ı alırsa ki bizim ölçümlerimizde Muğla başa baş gözüküyordu, Antalya öndeydi, Hatay çokça öndeydi. Bir yönüyle yani bu başarı sayılabilir. İl kaybetmedi ve yeni iller aldı. Bursa, Balıkesir'in gitmesi, bir de Balıkesir baktığınız zaman her ne kadar batıda bir il olsa da muhafazakar bir il ve Bursa'da AK Parti ile özdeşleşmiş bir il. Bir yönüyle bu konuyu belki teker teker iller bazında değerlendirmek yerine bir atmosfer ve rüzgar olarak değerlendirmek lazım. Bu toplu verilmiş bir mesaj. Ne Balıkesir'e özel ne Bursa'ya özel. Ama mesela deprem bölgesine baktığınız zaman Adıyaman'ın dışında genelde vatandaşların sorun çözme veya sorunla karşı karşıya, rasyonel sorunlarla karşı karşıya olduğu yerlerde yine AK Parti'yi tercih etmişler ki Hatay'ı, Malatya'yı baktığınız zaman orada işte Maraş zaten AK Parti'nin çok güçlü olduğu yerdi. Malatya'da Yeniden Refah etkisiyle bir denge oluşur gibi oldu ama Malatya'nın adayı yeniydi, başarılı oldu. Bir bakıma vatandaşın doğrudan ihtiyaç olduğu alanlarda AK Parti'yi tercih etmeye devam etti.
SON DAKİKA
EN ÇOK OKUNANLAR
Dikkat! Meteoroloji il il uyardı: Lapa lapa kar geliyor! Don, tipi, buzlanma...
KENDİ ELLERİYLE YAPTI! Yatağa bağımlı 47 yıllık eşi için binanın dışına asansör
Yolda yatan köpeği ezdi: 10 saatlik kamera incelemeleri sonucu yakalandı!
HABER || İzmir'de 3 polisi yaralamışlardı! Adliyeye sevk edildiler
İstanbul'da yıkım sırasında şok! Yan binanın duvarının olmadığı ortaya çıktı: Yatak odası açıkta kaldı