Nazlı Sinem Erköseoğlu davasında savcı mütalaasını açıkladı
Beyoğlu'nda 2010 yılında Boston Üniversitesi mezunu 24 yaşındaki Nazlı Sinem Erköseoğlu'nun apartman boşluğuna düşerek yaşamını kaybetmesine ilişkin Paksoy Holding'in veliahtları Mahmut Emre ve Can Paksoy kardeşlerin yargılandığı davada, savcı mütalaasını bildirdi. Savcı, sanık Can Paksoy'un maktulü 8. katta bulunan odanın penceresinden atarak ölümüne sebebiyet verdiğini belirterek "Kasten öldürme" suçundan müebbet hapis cezasına çarptırılmasını talep etti. Mütalaada, diğer sanık Mustafa Emre Paksoy'un ise delil yetersizliğinden beraati istendi.
Duruşma savcısı Barış Kurt, davanın görüldüğü İstanbul 19. Ağır Ceza Mahkemesi'ne celse arasında esas hakkındaki mütalaasını sundu. Mütalaada, sanık Can Paksoy ile maktül Nazlı Sinem'in sosyal paylaşım sitesi facebook üzerinden arkadaş oldukları, suç tarihinde barda karşılaştıkları, sohbetin ilerleyerek samimiyetin oluştuğu, birlikte alkol alıp dans ettikleri, Nazlı Sinem'in sanık Can Paksoy ile diğer sanık Mahmut Emre Paksoy'un ikametine kendi rızasıyla gittiği anlatıldı. Binanın 8.katında bulunan odada sanık Can ile Nazlı Sinem arasında fiziki yakınlaşma olduğu, taraflar arasında tespit edilemeyen bir nedenle tartışma çıktığı, tartışma sırasında sanık Can'ın maktülün başının arka kısmına künt bir cisimle vurduğu ya da mağdurun düşerek başını sert bir yere çarptığı belirtildi.
İntihar ettiği algısı oluşturmak istendi
Müteaaada Sanık Can Paksoy'un mağdurla aralarındaki cinsel ilişkiyi kamufle etmek için çıplak olan mağdura iç çamaşırını ters giydirdiği, tek başına giymesi güç olan dar ve kolları bulunan arkasında fermuarı olan elbiseyi de kollarını sokmaksızın giydirerek maktulün intihar ettiği algısını oluşturmak suretiyle odadının penceresinden aşağı attığına yer verildi. Ölümün yüksekten düşme sonucu gerçekleştiği ifade edilen mütalaada, sanıkların savunmalarında, maktülün intihar ettiği yönünde iddialarda bulundukları, maktülün olay öncesinde intihar girişiminde bulunduğu, ancak işsiz olan maktülün iki gün sonra bankada işe başlayacağı, suç tarihinde arkadaşının nişanına katıldığı ve eğlenmek ilçin bara gittiği vurgulandı. Mütalaada, maktülün kardeşinin beyanına göre, babasının başkasıyla nişanlanmasını da olgunlukla karşıladığı, bu nişana katılmamasının psikolojisini bozarak intihar etmesine sebep olduğunun kabul edilmesinin soyut bir varsayımdan ibaret olduğu kaydedildi. Mütalaada, "Maktülün psikolojisini bozarak intihar etmesine neden olabilecek mahiyette ciddi bir neden bulunmamaktadır. Ayrıca maktülün intihar ettiğine ilişkin mesaj, not bırakma vb. herhangi bir eylemi de bulunmamaktadır" denildi.
"Tutunup destek almadan atlaması mümkün değil"
Maktülün başının arkasındaki yaralanma izinin de yerdeki pozisyonu ve çarpmaya ilişkin delil bulunamaması nedeniyle sanık Can Paksoy'un eylemiyle oluştuğu belirtildi. Pencerede maktülün parmak izlerinin bulunmadığı anlatılan mütalaada, maktülün yüksekliği 76 cm. olan pencereden üzerinde dar bir elbise olduğu halde herhangi bir yere tutunup destek almadan ve pencereye çıkmadan doğrudan atlamasının mümkün olmadığına da dikkat çekildi.
Can Paksoy'un müebbet hapsi talep edildi
Mütalaada, dosya kapsamı, olayın oluş şekli, hayatın olağan akışına aykırı olduğu tespit olunan hususlar, sanık Can Paksoy'un birbirleriyle uyumsuz, çelişkili beyanları, Adli Tıp Kurumu raporları, olay yeri inceleme raporu birlikte değerlendirildiğinde, sanık Can Paksoy'un savunmalarına itibar edilemeyeceği belirtildi. Sanık Can Paksoy'un maktulü 8. katta bulunan odanın penceresinden atarak ölümüne sebebiyet vermek suretiyle "Kasten öldürme" suçundan müebbet hapsi ve tutuklanması talep edildi.
Sanık Mustafa Emre Paksoy'un beraati istendi
Mütalaada, sanık Mustafa Emre Paksoy'un ise öldürme olayı gerçekleştikten sonra maktulü bulan ve akabinde kardeşini ve 155 ihbar hattını arayan kişi olduğu anlatıldı. Sanık Mahmut Emre Paksoy'un savunmalarında, olay günü maktülü görmediğini, rapora göre sanık Mahmut'a ait DNA kalıntılarına rastlanılmadığının tespit edildiği kaydedildi. Savcı, sanık Mahmut Emre Paksoy'un öldürme eylemine fail, yardım eden veya azmettiren olarak katıldığına dolayısıyla üzerine atılı suçtan mahkumiyetine yeter, her türlü şüpheden uzak, kesin ve inandırıcı delil elde edilemediği anlaşıldığından delil yetersizliğinden beraatini talep etti.
Bir sonraki celse 5 şubat'ta
Duruşma, 5 Şubat'ta görülecek. Maktül Nazlı Sinem Erköseoğlu ailesinin avukatı Rezan Epözdemir, mütalaanın tebliğ edildiğini ve şubat ayında karar verileceğini belirterek mütalaada sanık Can Paksoy hakkındaki tespitler, müebbet hapisle cezalandırılması ve tutuklanmasının istenmesinin ailede müspet ve olumlu karşılandığını ifade etti.
Davanın geçmişi
Boston Üniversitesi’nden mezun olan Nazlı Sinem Erköseoğlu’nun cesedi, 26 Eylül 2010’da Beyoğlu’nda Paksoy kardeşlerin dairesinin bulunduğu 10 katlı apartmanın havalandırma boşluğunda bulunmuştu. İncelenen görüntülerde her iki kardeşin o gece bir kulüpte ve apartman girişinde görüntüleri tespit edildi. Paksoy Holding’in veliahtları Mahmut Emre Paksoy ile kardeşi Can Paksoy hakkında "Kasten adam öldürmek" suçundan müebbet hapis istemiyle dava açıldı. Paksoy kardeşler, Sinem’in intihar ettiğini iddia ederken; genç kızın ailesi, kızlarının cinayete kurban gittiğini ileri sürdü. İstanbul 19. Ağır Ceza Mahkemesi’ndeki dava 4 yıl sürdü. Kısa süre tutuklu kalan Paksoylar, 2014 Aralık ayında beraat etti. Mahkeme, kasten ya da dikkatsizlik sonucu ölüme sebebiyetle ilgili yeterli delil elde edilemediğini bildirdi. Hayatını kaybeden genç kızın ailesi, 'Usul ve yasaya aykırı olduğu' gerekçesiyle kararı temyiz etti. Dosyayı inceleyen Yargıtay Cumhuriyet Başsavcılığı da, kovuşturma evresinde Aile ve Sosyal Politikalar Bakanlığı’a duruşmaların bildirilmediği gerekçesiyle beraat kararının bozulmasını istedi. Yargıtay Cumhuriyet Başsavcılığı tebliğnamesini değerlendiren Yargıtay 1. Ceza Dairesi, 23 Mayıs 2018'de Paksoy kardeşler hakkında verilen beraat kararının bozulmasına karar verdi. Dava yeniden görülmeye başlandı.