Muharrem İnce: Haddini bilmeyenlere haddini bildiren bir Cumhurbaşkanı olacağım
CHP'nin Cumhurbaşkanı adayı Muharrem İnce, Çorlu mitinginde konuştu, "Halkını bilen, hakkını bilen, haddini bilen bir Cumhurbaşkanı olacağım. Ama aynı zamanda da haddini bilmeyenlere haddini bildiren bir Cumhurbaşkanı olacağım. Ayırmayacağım, kayırmayacağım, savurmayacağım. Kimseyi ayırmayacağım" dedi. İnce rakibi Erdoğan'ı da "Her şeyi biliyor, doğuştan doktor" sözleriyle hedef aldı.
"Çorlu'nun güzel, aydınlık, cumhuriyetçi, yurtsever insanları nasılsınız?" diyerek kürsüye gelen Muharrem İnce'nin konuşması satır başlarıyla şöyle:
Bugün 48. günümüz. 103. mitingdeyiz. Program yapılmıştı, hepsi il merkezleriydi. Tekirdağ'da da yapmıştık. Niye Çorlu yok dedim. Bütün partilere baktığımız zaman Çorlu'da en ön sıradaki aday kim dedim? Emre Köprülü dediler. O zaman Çorlu'ya miting koyalım dedim. Siyasette beli plastikten değil, omurgalı adamlardan biri benim kardeşim. Onun için 4. sırayı da, 5. sırayı da istiyorum. Bu sefer çalışacaksınız. Sizden istediğim şu: Herkes pazar gününe kadar 3 kişiyi ikna edecek. Çorlu kendi evladına sahip çıkacak.
'Çay, kek, oralet' diyor'
Meydanlarda 48 gündür aş diyorum, iş diyorum, gelecek diyorum. Kuantum, uzay madenciliği, Ay'dan, Mars'tan maden toplanması diyorum. Meydanlarda 'Bak önümüzdeki 2-3 yıl içinde 16 yeni meslek olacak, evinizde kullandığınız bilgisayarlar, telefonlar 1969'da Amerikalılar Ay'a giderken NASA'nın elindeki bilgisayarların tam 10 katı şu anda. Her 1.5 yılda bir bilgisayarın kapasitesi 10 katına çıkıyor. Bu değişen dünyada, bölgesel savaşların olduğu, teknolojinin değiştiği dünyada ben tasarım, marka, teknoloji, aş, iş diyorum. Arkadaş da geliyor meydanlara kek diyor. Türkiye'yi onurlu, başı dik bir hukuk devleti yapacağız diyorum. Bağımsız bir yargı, hak hukuk adalet diyorum. O da geliyor meydanlara 'çay, kek, oralet' diyor.
'Sen nasıl Müslümansın?'
Dün diyor ki Adana'da 'Muharrem İnce, Ömer Halisdemir'in mezarına gidip Fatiha okuyamaz' diyor. Ben de fotoğrafını koydum. Yahu gittik, okuduk ya. Senin derdin ne Ömer Halisdemir ne de Fatiha. Senin derdin Kuranı Kerim olsaydı, Fatiha olsaydı, ayet olsaydı, sure olsaydı, 'Bakara makara' diyeni tutar kulağından atardı. Senin derdin bu değil, senin derdin başka. Bana diyor ki, 'Hala seçim yaklaştı, camilerde görülüyorsun' diyor. Ben 5 vakit namaz kılan bir adam değilim ama 15 yaşından beri cuma namazlarına giden birisiyim. Seçim için gitmiyorum ki, her cuma 40 senedir yaptığım bir iş. Neredeyse, 'Gelme bizim camiye' diyecek. Böyle bir şey olur mu? Sen nasıl Müslümansın? Bir Müslüman başka bir Müslümana böyle konuşur mu? Ayıp, günah değil mi? Konuşmalarına bak, rahatsız oluyor.
'Erdoğan kimyanın, moralinin bozuk olduğunu biliyorum'
Ona Çorlu'dan bir kez daha sesleniyorum. Erdoğan kimyanın, moralinin bozuk olduğunu biliyorum. Anketleri görünce canının sıkıldığını biliyorum. Madem sen ustasın, usta adam çıraktan korkar mı? Erdoğan gel 81 milyon bizi izlesin. İstediğin kanalda, istediğin saatte, istediğin gazetecilerle birlikte gel benimle birlikte ekonomi tartış. Sana sesleniyorum, yüreğin, bilgin, cesaretin varsa, çık karşıma.
3. sınıf öğrencisinin mektubunu okudu: 'Bu benim vitaminim'
Bana soruyorlar 'Erdoğan 30 miting yaptı, sen 103 miting yaptın. Nasıl dayanıyorsun, hangi ilacı alıyorsun?' Şimdi size ilacımı göstereceğim. Çok küçük bir çocuk yazdığı için, onun gözleriyle, benim gözlerim bir değil. Mecburen yakın gözlüğüyle okuyacağım. (Mektubun okuyarak) 'Cumhurbaşkanım ben Deniz Acar. 3. sınıfta okuyorum. Bütün mitinglerinizi izledim. Okulumda yapılan İstiklal Marşı yarışmasını birincilikle kazandım. Oradan kazandım gram altını, seçim kampanyanıza destek olmak için size hediye ediyorum. Mutlu yarınlar istiyorum. Savaşlar olmasın, insanlar ölmesin, yüzler hep gülsün. Deniz Acar.' Bu benim vitaminim. Bundan büyük vitamin olur mu? Bu mektubu, bu gram altınla birlikte Çankaya Köşkü'nün müzesine koyacağım.
Erdoğan neden bu milletin sorununu çözemez anlatayım. 2002'de ilk seçildiğimizde o henüz milletvekili değildi, 2003'ün Mart'ında seçildi. Gelir gelmez, 'Milletvekilleri lojmanda oturmayacak' dedi. Herkes 'Helal olsun, milletvekillerini halkın arasına gönderecek' dedi. Sonra ne yaptı? Keçiören'de bir eve taşındı. Ama sonra değişti. Keçiören'deki evden Çankaya Köşkü'nü bile beğenmedi, 1.150 odalı saray yaptırdı kendine. O yetmedi İstanbul'da kendine 5 saray tahsis etti. O yetmedi şimdi Marmaris'te 300 odalı saray yaptırıyor. Ey benim AK Partili kardeşim önünde iki seçenek var: 1- Saraylı Erdoğan, 2- Milletin evladı Muharrem. Allah'ın izni milletin isteğiyle Cumhurbaşkanı seçildiğimde o yazlık sarayı kullanmayacağım, engelli kardeşlerime tahsis edeceğim.
'Halkını, hakkını, haddini bilen bir Cumhurbaşkanı olacağım'
Erdoğan'ın beraber yola çıktığı arkadaşları, partinin kurucuları, 'kardeş' dedikleri vardı. Bugün yanında kimse yok. Kime 'kardeşim' dediyse bugün yanında değil. Değişti artık bambaşka biri. Bir şey daha söyleyeyim, 'Rize'nin evladıyım' diyor. Doğru ama Rize'nin çayını bile beğenmiyor, kilosu 500 liraya beyaz çay içiyor. O artık yorgun, kibirli bir adam. Bu Erdoğan'dan millete hayır gelmez. O millete tepeden bakan bir adam. Oysa ben diyorum ki size, Allah'ın izniyle Cumhurbaşkanı olduğumda nasıl bir Cumhurbaşkanı olacağım? 1- Halkını bilen bir Cumhurbaşkanı. 2- Hakkını bilen bir Cumhurbaşkanı. 3- Haddini bilen bir Cumhurbaşkanı olacağım. Ama aynı zamanda da haddini bilmeyenlere haddini bildiren bir Cumhurbaşkanı olacağım. Yine nasıl bir Cumhurbaşkanı olacağım? Söyleyeyim. Ayırmayacağım, kayırmayacağım, savurmayacağım. Kimseyi ayırmayacağım. Benim defterimde Alevi-Sünni, sağcı-solcu, başörtülü-başı açık, Türk-Kürt, AK Partili-CHP'li ayrımı yok. 81 milyonun Cumhurbaşkanı olacağım. Hepinizin.
'Projem 3 B'
Projem 3 B. 1- Hemen barışacağız. 2-Ekonomik olarak büyüyeceğiz. Türkiye'yi bir hukuk devleti yapacağız, demokrasimiz kökleşecek. O demokrasi ortamında yatırımlar artacak. Bereket fışkıracak topraklarımızdan, fabrikaların dumanları tütecek ve gençlerimiz geleceğe güvenle bakacak. 3-Adil bölüşeceğiz, adil. Yani yiğit kuru soğana muhtaç olmuşsa burada barış, huzur olmaz. Biz bu ülkenin sokaklarında kardeşlik türkülerini hep birlikte söyleyeceğiz.
'Her şeyi biliyor. Doğuştan doktor'
Sizlere seçildiğimde ilk 100 gün içinde neler yapacağım anlatacağım. Dün Hatay'da, Antalya'da, bugün Çorlu'da Allah'ın izniyle Cumhurbaşkanı olduğumda ilk 1 haftada başlayıp, 100 günde tamamlayacağım işleri söyledim. Yemini ettim, saat tutun kenara yazın. Bir hafta içinde başlayacağım. OHAL'i hemen, 48 saatte kaldıracağım. Devam ediyorum: Merkez Bankası Başkanı parti genel merkezlerinde ağırlanmayacak. Merkez Bankası'nın yönetimi bağımsız olacak, siyaset bulaşmayacak. PKK, IŞİD, FETÖ gibi terör örgütleriyle amansız bir mücadele edeceğiz. Türkiye 2002'de Dünya Kupası'nda üçüncüydü, şu anda Dünya Kupası'na katılamıyoruz. Neden biliyor musunuz? Futbol Federasyonu'na, kulüplerin seçimlerine müdahale etti. Her yere burnunu soktu. Spor da siyasallaştı. Arkadaş her şeyi biliyor. Kendinize dikkat edin. Bir gün İstanbul'da arkadaşın biri, 'Oyumu sana vereceğim' dedi. Neden dedim. 'Senin mitinginde birisi bayıldı, Erdoğan'ın mitinginde de birisi bayıldı. Sen, 'doktor arkadaşlar müdahale edin' dedin. Erdoğan 'Kafasına su dökün' dedi. Her şeyi biliyor. Doğuştan doktor. Jinekolog. Her şeyi biliyor. Mimar, mühendis. Her şeyi biliyor da ortada diploma yok ne yazık ki. Yandaş yazarlardan biri 'Diploma vardı ama FETÖ'cüler çaldı' dedi. FETÖ'cüler de açıklama yaptı, 'Çalmaya gittik ama bulamadık'. Sporda bu Pasolig uygulaması niye geldi? Çünkü protesto etmesinler diye. Pasolig'i hemen kaldıracağız. Suriye'ye büyükelçi atayacağız. Barışacağız ve Suriyelileri davulla, zurnayla memleketlerine göndereceğiz. 40 milyar dolar parayı Suriyelilere harcayacağımıza Çorlululara, Lüleburgazlılara, Keşanlılara, Tonyalılara, Viranşehirlilere harcayacağız. Böyle bir şey yok.
'Yargıdaki düzenlemelere hemen başlayacağız'
Yargıdaki düzenlemelere hemen başlayacağız. Herkesin saygı duyduğu, güvendiği, inandığı, bağımsız, tarafsız yargı düzeni kuracağız. Hak arama ve özel hayatın gizliliğini güvence altına alacağız. Size söz veriyorum. Benim Cumhurbaşkanlığımda 100 gün içinde hiç kimsenin telefonu dinlenmeyecek.
(Bu sırada sahneye küçük bir kız çocuğu gelerek İnce'ye gül verdi) Eyvah eyvah... Gel kız gel, nereye gidiyorsun? Adını söyle.
'Askeri liselerin hepsini açacağım'
KHK'larla işten atılanlar var. KHK'larla işten atıldığı halde hakkında dava açılmamış olanlar var. Bunlar varsa dava açılmışsa, sonucunu bekleyeceğiz. KHK'larla işten atılıp, haklarında dava açılmayanları hemen işine döndereceğiz. Askeri okullarda 'FETÖ'cü var' diye kapattılar. Hakimlerin 3'te biri FETÖ'cü çıktı, o zaman hukuk fakültelerini de mi kapatacağız? 100 gün içinde başta Kuleli olmak üzere hepsini açacağım söz.
'Medyayla ilgili yasal düzenlemeler yapacağız'
Medyayla ilgili yasal düzenlemeler yapacağız. Medya borazan olmayacak. Dünya Türkiye'deki seçimle ilgileniyor. Büyükelçiler benden randevu istiyor. Hatırı sayılır 50 ülkenin 50'si de 'ne oluyor' diye randevu istedi. Hatta şöyle diyorlar, 'Ezber bozan bir adam var'. Ama Türkiye'de medya korkudan görmüyor. Bu pazar günü Binali Yıldırım ne olacak? Kenara. Başbakanlık kalmayacak değil mi? Ben konuşurken televizyonlar beni kesiyor, yayını kesiyor, Binali Yıldırım'a bağlanıyor. Binali Yıldırım Cumhurbaşkanı adayı mı? Hayır. Ben Cumhurbaşkanı adayıyım. Benim yayınımı kesip, Binali Yıldırım'a bağlanıyorsun Türk medyası, utan mıyor musun bundan? Şu TRT var ya, TRT'yi adam edeceğiz. Bu TRT borazan. Türkiye Radyo Televizyonu değil, Tayyip Radyo Televizyonu. Benim de borazanım olmayacak.
Kamuda yükselmeyi objektif kriterlere bağlayacağız. Yani birisi müdür, kaymakam, genel müdür, müsteşar olacağı zaman, onun mezhebi, kimliği, cinsiyeti, sağcılığı solculuğu, başı örtülü başı kapalı asla bakılmayacak. Sadece liyakata bakılacak.
100 gün içinde öğretmenlere, polislere, hemşirelere ve din görevlilerine 3600 ek göstergeyi vereceğiz.
Ekonomiyi düzenleyen temel kurumların özerkliğini sağlayacağız.
Kamu bankalarını yeniden düzenleyeceğiz. Ziraat Bankası, Halk Bankası, Eximbank, Kalkınma Bankası'nı yeniden düzenleyeceğiz. Ziraat Bankası kredilerinin yüzde 80'ini çiftçiye verecek, medya patronlarına değil. Halk Bankası kredilerinin yüzde 80'ini esnafa ve KOBİ'lere verecek. Eximbank ve Kalkınma Bankası turizme de verecekler ve oradaki 6 aylık süreyi de uzatacağız. Bunların hepsini yapacağız.
Seçilir seçilmez Avrupa'daki başkentleri ziyaret edeceğim. Türkiye'nin AB hedefine hızla ulaşmak için çabalayacağım.
Erdoğan'ın böldüğü üniversiteleri yeniden birleştireceğim. Okullar için zorunlu bağış kalkacak. İlkokul 1'den doktora sınavına kadar hiçbir sınavdan ücret alınmayacak. 19 Mayıs, 29 Ekim'de üniversite öğrencileri 500 lira gençlik ve Cumhuriyet bursu karşılıksız olarak alacaklar.
Kamuda mülakatı kaldıracağız. Asgari ücret 2 bin 200 lira olacak. Çiftçiye mazot 3 lira, fındık 15 lira, en düşük emekli maaşı 1.500 TL olacak. Kurban Bayramı'nda emeklilere bin lira deyip kandırmayacağız. Kurban Bayramı'nda emeklilere bir asgari ücret vereceğiz. Emeklilikte yaşa takılanların sorununu 100 gün içinde çözeceğiz. Çocuk bezinde KDV indirimine gideceğiz.
Spor yönetimini özerkleştireceğiz. Yaşlılık, eğitim yardımı gibi, dul yardımı gibi, muhtaç asker ailesine yardım gibi yardımları alan gariban yurttaşlarımızın hepsine hemen zam yapacağız.
'Milletin parasını har vurup harman savurmayacağım'
Bu kampanyada hepiniz biliyorsunuz ki, bu zorlu süreçte siyasetçi vaatte bulunur. Diyeceksiniz ki, 'Bir sürü ekonomik vaatte bulundun, parayı nereden bulacaksın?' Bunu sormak vatandaşın hakkıdır. Bakın anlatayım parayı nereden bulacağım. Bu 16 yılda Kamu İhale Kanununu 186 kere değiştirdiler. Bu ne demektir biliyor musunuz? Çaldılar, çaldılar. Ben çalmayacağım kasa para dolacak. 16 yılda Suriyelilere 40 milyar dolar harcadılar. Ben harcamayacağım, millete vereceğim o parayı. Çünkü Suriyeliler barış ortamında ülkelerine dönecek. Başka nereden bulacağım? 2 milyar dolar sarayına harcadı. Cumhurbaşkanı olduğumda o sarayı gençlere bilim merkezi olarak vereceğim. Şatafat, debdebe, lüks olmayacak. Milletin parasını har vurup harman savurmayacağım, hesap vereceğim size.
'Türkiye'yi kuran Selanikli sen kimsin!'
Yalova'da bir milletvekili adayı var. Duydunuz mu marifetlerini? 'Göçmenler ezik olur' diyor. Sen kimsin densiz! Selanik'ten, Kırcaali'den, Kosova'dan bu topraklara gelenlerin ataları turistik seyahat için mi gitmişti oralara? Evladı Fatihan, Osmanlı fethettiği için oralara cengaverlerini gönderdi. Topraklar kaybedilince geri gelmeye mecbur kaldı. Sen kimsin haddini bileceksin. Daha önce de bir milletvekili adayı bu lafı etmişti, daha sonra belediye başkanlığı seçiminde sandığa gömdük bunları. Türkiye'yi kuran Selanikli sen kimsin! Böylelerine haddini bildirme vaktidir.
Bu seçim önemli bir seçimdir. Söz verdiniz üç kişiyi ikna edeceksiniz. Bu işi başaracağız. Ben de 24'ünden sonra, hepiniz gelmeyin ama şöyle küçük bir heyet sizi Çankaya Köşkü'ne bekliyorum. Sizler Cumhuriyetçi, yurtsever insanlar o sandıkları patlatacaksınız. Sizden rekor bekliyorum. Yüz deme şimdi, atma. Yüz olmaz. 70 mi? 70'in üstü, kabul mü, söz mü, tamam mı? Helal olsun size. Çok teşekkür ediyorum. Kendimi size, sizi Allah'a emanet ediyorum."
'Bir selfie çekelim'
"Bir selfie çekelim" diyerek meydandakilerle birlikte selfie çeken Muharrem İnce konuşmasını tamamladı.
SON DAKİKA
EN ÇOK OKUNANLAR
Üşümeye hazır olun! Marmara’da hava sıcaklıkları 10 ila 12 derece azalacak
Son Dakika Haberleri... Rusya’da Yakalanan Berat Can Gökdemir’in Türkiye’ye İadesi Talep Edildi
SON DAKİKA... "Türkiye altında kalabilir" deyip uyardı: 7.2 büyüklüğünde deprem bekliyoruz
Bursa'da yarın okullar tatil mi 22 Kasım 2024? Valilikten açıklama geldi mi?
İstanbul'da lodos: Dev dalgalar oluştu, Kalamış Sahili göle döndü