MHP Genel Başkanı Devlet Bahçeli’den S-400 yorumu
Milliyetçi Hakeket Partisi Genel Başkanı Devlet Bahçeli, partisinin düzenlediği 'Hemşehri Dernekleri Kahvaltı' programında ABD'nin S-400 konusundaki tavrına değinerek "Türkiye kendi milli menfaatleri doğrultusunda S-400 alması gerekiyorsa alacaktır, bu iş bitmiştir buna karar verecek tek mercii yine Türkiye’nin kendisidir. Ülkemiz ABD’nin ne sömürgesi ne de eyaletidir." dedi.
Bahçeli, Ataköy'deki bir otelde, hemşehri dernekleri temsilcileriyle bir araya geldi.
Türkiye'nin farklı illerinden gelerek İstanbul'a yerleşen vatandaşların, aynı zamanda kendi memleketleriyle bağlarını koparmadıklarını belirten Bahçeli, aynı zamanda 3 kıtanın sevdalılarının da İstanbul'da buluştuğunu söyledi.
Hep birlikte Türkiye olarak anıların, acıların bir olduğunu ifade eden Bahçeli, hemşehri duygusunun çok güçlü ve özel bir bağ olduğunu dile getirdi.
Bahçeli, hep birlikte büyük bir aile olunduğunu vurgulayarak, "Temiz bir vicdanın, temkinle pekişmiş bir vazife şuurunun, sağduyu ve teenniyle perçinlenmiş birlik ve beraberlik ruhunun başarılı olması kaçınılmaz bir hayat gerçeğidir. İnanırsak, iddialarımızı fikir, çalışma ve samimiyetle desteklersek yapamayacağımız şey yoktur. Emanete riayet edip ehline teslim edersek manevi vebalden kurtulmuş oluruz." ifadelerini kullandı.
23 Haziran'da kardeşliğin ve huzurun kazanması arayışında olduklarını dile getiren Bahçeli, "23 Haziran'da milli birlik ve dayanışma ruhuyla birlikte hemşehrilik duruşunun öne çıkması, ağırlıklarından kurtulması amacındayız. Milli beka hasımlarının, ülkemizin istikrarına göz koyanların, milli varlığımıza diş bileyenlerin fırsat bulamayacağı bir neticenin 23 Haziran'da çıkmasını ümit ediyoruz." diye konuştu.
Cumhur İttifakı'nın etle tırnak gibi olduğunu ifade eden Bahçeli, konuşmasını şöyle sürdürdü:
"Cumhur İttifakı'na gölge düşürmeye yönelik girişimler beyhudedir. Fikirsiz, samimiyetsiz, köksüz ve vicdansız zihniyet sahiplerinin attıkları nutuklar da kendileri gibi boşlukta kalmaya mahkumdur. Cumhur İttifakı İstanbul'u ehline emanet etmek için seferberlik başlatmıştır. Cumhur İttifakı İstanbul'a sahip çıkmaya kararlıdır. Cumhur İttifakı, İstanbul'u yüceltmeye yeminlidir. İstanbulluların tecrübeyi bağrına basacağından ve İstanbul'a yakışır bir hizmet için Cumhur İttifakı'nın adayı Sayın Binali Yıldırım'ı Büyükşehir Belediye Başkanı seçeceğinden de zerre şüphem yoktur."
31 Mart’taki seçimlerde kuşkulu oy pusulalarının bulunduğunu belirten Bahçeli, "Görünen odur ki, İstanbul seçimlerine şaibe bulaştıranlar CHP'nin adayına sıkı sıkıya sarılmışlar, umut bağlamışlardır. İstanbul'un iradesi alenen karalanmıştır. Göz göre göre İstanbullulara ihanet edilmiştir. 23 Haziran, bu şaibelerin ortadan kalktığı, çalınan oyların sahibine teslim edildiği, maşeri vicdanın huzura ve rahata erdiği bir seçim olacaktır. İstanbul hak ettiği değere kavuşacak, 31 Mart'tan bu yana İstanbul'u oyalayanlardan sandıkta hesap sorulacaktır." şeklinde konuştu.
"CHP'nin HDP'ye teşekkür mesajları unutulmuş değildir"
31 Mart seçimleri öncesi "Yerel seçimlerin bekayla ne ilgisi var?" şeklinde eleştiride bulunanlara yanıt veren Bahçeli, şunları aktardı:
"31 Mart sonrası terör ini Kandil'in 'CHP'li belediyeler bizim taleplerimizi yok sayamazlar' yönündeki tehditlerine hala bir cevap verebilmiş değillerdir. 31 Mart öncesi 'HDP ile ittifak yapmıyoruz' diyen CHP'nin 31 Mart sonrası HDP'ye teşekkür mesajları unutulmuş da değildir. Terör örgütünün sözcülerinden gelen beyanatlar 23 Haziran seçimlerinin bir beka seçimi olduğunu doğrulamaktadır. HDP Eş Genel Başkanının yenilenen İstanbul seçimlerinde CHP'nin adayının 250 bin oy farkıyla kazanacağını söylemesi kirli bir tezgahın ifşasıdır."
CHP adayının mağdur edildiğini söyleyenlerin, hakkı olmadığı halde hanesine 16 binden fazla yazılan oyu da görmeleri gerektiğini söyleyen Bahçeli, "23 Haziran’da İstanbullu kardeşlerim, sandık başına giderken yaşanan skandalları, oy hırsızlıklarını, zillet ortaklığını, FETÖ'nün 'her şey çok güzel olacak' sözünü elbette dikkate alıp oylarını kullanacaklardır. Bu tezgahı kim ya da kimler kurmuştur? Bu organize usulsüzlükte kimlerin payı, parmağı ve dahli vardır? İstanbul'a bulaşan şaibenin arkasında hangi güçler bulunmaktadır? PKK ve FETÖ iltisak ve irtibatları eninde sonunda belli olacaktır." diye konuştu.
15 Temmuz darbe girişimi karşısında milletin kahramanca duruş sergileyerek darbeye izin vermediğinin altını çizen Bahçeli, bu durumun 15 Temmuz'un arkasındaki isimleri çılgına çevirdiğini söyledi.
O güçlerin, hedeflerine tankla, topla ulaşamadıklarını belirten Bahçeli, aynı güçlerin, siyasi, sosyal, ekonomik ve diplomatik dayatmalarla hedeflerini elde etmek istediklerini ifade etti. Bu durumun Türkiye'nin bir beka sorunu ile karşı karşıya olduğunu gösterdiğini aktaran Bahçeli, zalimlerin hedeflerine ulaşıncaya kadar ülkeyle ve milletle uğraşmaya devam edeceklerini anlattı.
Bahçeli, "Bizim de bu gerçeklere göre hareket etmemiz, sorumlu davranmamız, duyarlı olmamız, birlik ve beraberliğimize sahip çıkmamız gerekmektedir. 15 Temmuz hain ve kanlı FETÖ darbe girişiminden sonra güçlü ve hızlı karar alabilen bir hükümet sistemine ihtiyaç olduğunu ifade ettik. Adalet ve Kalkınma Partisi ile birlikte Cumhurbaşkanlığı Hükümet Sistemini hayata geçirip 16 Nisan halk oylamasıyla sizlerin onayına sunduk. Dayatmalarla karşımıza çıktılar. Ülkelerinde ikamet eden vatandaşlarımızla buluşmamızı engellediler. Bakanlarımız ile vatandaşlarımız arasında set çekmeye yeltendiler. Bunların hepsinin bir amacı vardı, tam bağımlı ve emperyalistler tarafından sömürülmeye hazır bir Türkiye hayali ve hedefiyle üzerimize geldiler." ifadelerini kullandı.
CHP İstanbul Büyükşehir Belediye Başkan Adayı Ekrem İmamoğlu'nun, Ordu-Giresun Havalimanı'nda yaşadığı durumla ilgili konuşan Bahçeli, şunları söyledi:
"CHP adayı nereden güç almaktadır ki, Ordu Valisine pervasızca küfür savurabilmiştir? CHP adayı İstanbul için oy kullanacak bir seçmene nasıl olur da 'beyni uyuşmuş' diyerek hakaret edebilmiştir? CHP'nin İstanbul adayı CHP'den daha çok başka yerlerin kontrol ve güdümüne girmiştir. Pervasızlığı bu yüzden, hiddet ve öfkesi de arkasında duran karanlık ellerin verdiği öz güvendendir. Aziz milletimiz CHP'nin adayının gerçek yüzünü 31 Mart'tan sonra görmüş ve öğrenmiştir. Her şerde bir hayır vardır. İstanbul için hayırlı olan da 23 Haziran günü yapılacak olan seçimdir. Tecrübe, bilgi birikimi, siyaset ve devlet adamlığı, cahil cesaretine galip gelecektir. Yalancıların zaferi gerçekler ortaya çıkana kadardır. İstanbul için vakit Binali Yıldırım vaktidir. İstanbul Cumhur İttifakı'yla zincirlerinden kurtulacaktır."
"Buna karar verecek merci yine Türkiye'nin kendisidir"
Türkiye'nin Rusya'dan S-400 hava savunma sistemi alımına ilişkin açıklamalarda bulunan Bahçeli, konuşmasını şöyle sürdürdü:
"NATO şemsiyesi altında ittifak hukukumuzun bulunduğu ABD, ülkemizin Rusya'dan S-400 savunma sistemi almasına neden karşıdır? Türkiye'nin savunmasız kalması ABD'nin işine nerede ve nasıl yarayacaktır? ABD'nin ülkemize yönelik savurduğu tehditler hepinizin malumudur. Ülkemizin temmuz ayı sonuna kadar S-400 anlaşmasından çekilmesini istemekte ve aksi halde siyasi ve ekonomik yaptırımlarla tehdit etmektedir. Suriye'nin kuzeyinden askerlerini çekeceğini ifade ettiği halde bunu yapmayan, sınırımızın yanı başında teröristleri silahlandıran ABD nereye varmayı istemektedir?
"Ülkemiz bölgesinde güçlü ve bağımsız karar alabilen, bu kararları tavizsiz bir şekilde uygulayabilen dirayete sahiptir. Bizim vatanımıza, bekamıza, geleceğimize göz diken hiçbir güce ne eğecek başımız ne de eyvallah edecek sözümüz vardır. Türkiye kendi güvenliği ve milli menfaatleri doğrultusunda S-400 alması gerekiyorsa alacaktır. Bu iş bitmiştir. Buna karar verecek tek merci yine Türkiye'nin kendisidir. Ülkemiz ABD'nin ne sömürgesi ne de eyaletidir."
SON DAKİKA
EN ÇOK OKUNANLAR
Batman'da terör propagandasına tokat gibi cevap: Burası Türkiye!
İzmir için KRİTİK uyarı: Su seviyesi yüzde 10'ların altına inebilir!
EN SON HABER | Kayıp iş insanının cansız bedeni ormanda bulundu: Ortağı tutuklandı!
Henüz 17 yaşında 70 suçtan kaydı var: Defne Hakim 'Ah' ederek paylaştı!
SON DAKİKA | Abdulkadir Selvi yazdı: Yeni bir 'kara harekatı' yolda mı?