Karabağ zaferi öğrencilere anlatıldı
Karabağ zaferinin 2'nci yıldönümü, İzmir'deki Azerbaycan panelinin gündemindeydi. Panelde "tek millet, iki devlet" vurgusu öne çıktı.
Ege Üniversitesi'nde Azerbaycan Cumhuriyeti İstanbul Başkonsolosluğu, Türk Dünyası Araştırmaları Enstitüsü ve Türkiye Mezunu İşadamları ve Ziyalılar Platformu iş birliğinde '44 Günlük Vatan Savaşı: Büyük Zafere Giden Yol' paneli düzenlendi. Düzenlenen panele, Azerbaycan Cumhuriyeti İstanbul Başkonsolosu Nermine Mustafayeva, İzmir Vali Yardımcısı Fatih Kızıltoprak, Ege Üniversitesi Rektör Yardımcısı Prof. Dr. Mehmet Ersan, Ege Üniversitesi Türk Dünyası Araştırmaları Enstitüsü Müdürü Prof. Dr. Nadim Macit, Milli Savunma Üniversitesi Kara Harp Okulu Öğretim Üyesi Prof. Dr. İbrahim Ethem Antur, Ankara Üniversitesi Dil ve Tarih Coğrafya Fakültesi Öğretim Üyesi Prof. Dr. Toğrul İsmayıl, akademisyenler ve öğrenciler katıldı. Ege Üniversitesi Türk Dünyası Araştırmaları Enstitüsü, Türk Dünyası Sosyal, Ekonomik ve Siyasi İlişkiler Anabilim Dalı Başkanı Prof. Dr. Vefa Kurban'ın moderatörlüğünde gerçekleştirilen etkinlikte Azerbaycan ve Türk halkının kardeşliğinin altı çizilirken, 'Tek millet iki devlet' vurgusu yapıldı. Öte yandan, panelde Ermenistan işgalinden kurtarılan Karabağ bölgesinde yaşanan 44 günlük mücadele hakkında üniversite öğrencilerine bilgi verildi.
"AZERBAYCAN TÜRKÜ OLMAK GURUR VERİCİDİR"
Panelde konuşma yapan Azerbaycan Cumhuriyeti İstanbul Başkonsolosu Nermine Mustafayeva, "Bugün zaferimizi konuşmak için geldik. Kanı toprağa karışan üç bine yakın evladımız kendi canlarını vatan için kurban verdiler ve bu zaferi bize bahşettiler. Onların her birini buradan anıyoruz ve hepsiyle gurur duyuyoruz. Bir Azerbaycan Türkü olmak çok gurur vericidir. Biz hepimiz artık çok güçlü bir halkın, devletin vatandaşlarıyız. 30 yıl boyunca Azerbaycan halkı Karabağ sorununu barışla halletmeye çalıştı. Biz bunu ümit ettikçe Ermenistan hukuku hiçe saydı. Saldırgan siyasetlerini devam ettirdiler. Biz adaleti kendimiz sağladık. Topraklarımızdan annelerinin kucaklarında kaçmak zorunda kalanlar, askerlerimiz, yiğit oğlanlarımız yeniden topraklarına dönmek ümidiyle yaşadılar ve bunun için ölümü göze aldılar. O topraklarda zamanında yaşamış veya hiçbir zaman o topraklara ayak basmamış olsalar da devletine sadakatle bağlı olan bir nesil yetişti. Ben de o kuşağın bir temsilcisiyim" dedi.
"BİR GÜN GELECEK, O TOPRAKLARI GERİ ALACAĞIZ DEDİK"
Azerbaycan'da yaşayan gençlerin Karabağ konusunda ümidini kaybetmediğini belirten Mustafayeva, "Hiçbir zaman gençlerimiz benim gibi umudunu kaybetmedi. 'Bir gün gelecek biz o toprakları geri alacağız' diye düşündük. O an, cesur ordumuz ve Cumhurbaşkanımız ile 30 yıl sonra geldi. Azerbaycan ve Türk halkının birliği, kardeşliğiyle topraklarımızı aldık. Bu zafer, barış, istikrar ve gelişme için yeni bir dönem açtı. Şimdi bu fırsatları değerlendirme zamanı. Azerbaycan o topraklara yeni bir hayat getiriyor. Binalar, tüneller, okullar, havaalanları inşa ediliyor. Mecburi göçmenlerimizi yeniden kendi evlerine döndürmek için çaba sarf ediyoruz. Oraya yeniden barış getirmeye çalışıyoruz. Bizim bütün çabalarımız devletimizin büyümesi, güçlenmesi yolunda olmalıdır. Azerbaycan tarihindeki en şerefli ve güçlü dönemini yaşıyor. Bugün burada konuşmacılarımız zaferi ve sonraki süreci konuşacaklar. Umarım gençlerimiz çok şey öğrenecek" açıklamalarında bulundu.
"TÜRKİYE, KARDEŞ ÜLKEMİZ AZERBAYCAN'IN YANINDA YERİNİ ALMIŞTIR"
Ege Üniversitesi Rektör Yardımcısı Prof. Dr. Mehmet Ersan, "Birinci Dünya Savaşı'nın ardından Sovyet Birliği'nin böl ve yönet siyaseti ile Azerbaycan içinde oluşturduğu özerk yapı, Sovyet Birliği'nin dağılmasıyla Azerbaycan ve Ermenistan arasında çatışmanın adı oldu. Hukuka aykırı bir şekilde Karabağ'da işgal gerçekleştirildi. 1994 yılında Rusya'nın arabuluculuğuyla ateşkes ilan edilse de bir barış anlaşması imzalanamadı. Aslında Karabağ sorunu uluslararası toplumun gözünün önünde çözümsüzlüğe terk edildi. Bu çözümsüzlükte Ermenistan taciz ve saldırılarını sürdürdü. Ermenistan'ın yeniden sıcak çatışma içeren saldırılarına başlaması ve Azerbaycan'ın kendi topraklarını savunmak için karşılık vermesi sürecinde Türkiye, Ermenistan'ın zulmü karşısında kardeş ülkemiz Azerbaycan'ın yanında yerini almıştır" ifadelerini kullandı.
"TEK DEVLET, İKİ MİLLET" VURGUSU
Ege Üniversitesi Türk Dünyası Araştırmaları Enstitüsü Müdürü Prof. Dr. Nadim Macit, 44 günlük mücadele sonrasında Türk dünyasının yeniden dirildiğini belirtip, şu ifadeleri kullandı:
"Bu süreçte oluşan 'tek devlet, iki milleti' yürekten tebrik ediyoruz ve kutluyoruz. Türk Dünyası Araştırmaları Enstitüsü uzun yıllardır Türk dünyası ve dünyanın her tarafındaki öğrencilere Türkçe öğretiyoruz. Bir dil öğretmenin stratejik anlamdaki önemi ortadadır. Türk dünyasının her meselesini Türkoloji olarak görüyoruz. Sadece meseleye dil açısından bakmıyoruz. Bu çerçevede özellikle son zamanlarda rektörlüğümüz ve hocalarımız ile birlikte Türkiye- Azerbaycan- Özbekistan ilişkileri ve üniversiteler arası geliştirilen akademik iş birlikleri takdire şayandır."
"SERMAYE DEĞİŞİKLİĞİNİN OLDUĞU SÜREÇLER SAVAŞ SÜREÇLERİDİR"
Küresel sermayenin tarihsel olarak yer değiştirdiği süreçlerin aynı zamanda savaşların habercisi olduğunu ifade eden Prof. Dr. Macit, "Dünya sistemlerini analiz eden değişik düşünürlerin de ifade ettiği gibi sermayenin büyük bir kısmı daha önce batı ülkelerindeydi. Şimdiyse bu oran değişmiştir. Batı dünyası hakim olma sürecini kaybetmektedir. Buna rağmen batı hala güçlüdür. Bu sermaye kayışının olduğu süreçler savaş süreçleridir. Üçüncü dünya savaşı için bulunduğumuz Mezopotamya ve İslam dünyasının sıcak bölge olacağı öngörülmektedir. Enerji havzalarının bu coğrafyada bulunması, enerjideki yeni gelişme ve anlaşmalar bu coğrafyayı iktisadı manadaki zenginliğin potansiyeli olarak görmektedir. Enerjinin taşınması konusunda Türkiye köprü ülkedir. Bu coğrafyanın sürekli olarak bir savaşın mahzeni olma durumu var" ifadelerini kullandı.
"BU BİR KARDEŞLİK VAZİFESİDİR"
Tarihsel süreçle ilgili bilgi veren Milli Savunma Üniversitesi Kara Harp Okulu Öğretim Üyesi Prof. Dr. İbrahim Ethem Antur, "Ermeniler Ruslardan aldığı destekle birlikte Türklerin toprağına, ocağına göz dikmeye başladı. Kafkaslarda da Müslüman- Ermeni çatışmaları başladı" dedi. Azerbaycan'a Türkiye'nin verdiği destekten söz eden Prof. Dr. Antur, "Türkiye çok şey yaptı. Yapması da gerekirdi. Bu bir kardeşlik vazifesidir. Türk ordusu orada asker yetiştirdi. Oraya giden Türk subayları Azerbaycan ordusuna askeri doktrini öğretti. Bugün bile Kara Harp Okulu'nda öğrenciler askeri anlamda modern eğitimle donanıyorlar. Azerbaycan ve Türkiye zamanın geldiğini biliyordu. Ermeniler bunu bir türlü anlayamadılar. İkinci Karabağ Savaşı'nda Azerbaycan ordusu, Türk ordusundan da edindiği tecrübenin etkisiyle zaferi elde etti. Karabağ Savaşı'nda yeni bir savaş teknolojisi uygulandı. Burada Anadolu Türkleri savaşmadı, ihtiyaç da yoktu. Azerbaycan yiğitleri yetişmişti. Azerbaycan yiğitleri muhteşem bir başarı elde ettiler. Azerbaycan anaları aynı Türkiye'deki analar gibi 'Vatan sağ olsun' dediler. Karabağ Zaferi'nden sonra artık askeri iş birliklerinin önü açıldı" açıklamalarında bulundu.
"AZERBAYCAN, TÜRK ORDU MODELİNİ KABUL ETTİ"
Ankara Üniversitesi Dil ve Tarih Coğrafya Fakültesi Öğretim Üyesi Prof. Dr. Toğrul İsmayıl, "Ermeni Devleti'nin kurulmasının sebebi Türklerdir. Biz izin verdik. İyi niyetten dolayı, barış olsun diye. Ermeniler bu iyi niyeti yanlış anladılar ve toprak koparmaya çalıştılar. Karabağ Savaşı aslında 1800'lerden başlayarak devam ediyor. Kafkaslardaki Türkler bir yaşam mücadelesi veriyor. Azerbaycan ise savaştan daha ziyade ciddi bir anti-terör operasyonu yaptı. Savaşlar, devletler arasında olur. Azerbaycan topraklarında yaşayan Ermeniler o topraklardaydı. Azerbaycan 'Ben kendi topraklarımda operasyon yapıyorum' dedi. Azerbaycan, bir tane Ermeni sivile dokunmadı. Azerbaycan ordusu disiplinli bir şekilde savaşı yürüttü. Şuşa Beyannamesi iki devleti birlikte hale getirdi. O süreçten sonra Azerbaycan, Türk ordu modelini kabul etti. 'Bir millet, iki devlet, tek ordu' gerçekliği kabul edildi" dedi.
"DÖNECEKLERİNİ BİLİYORLARDI"
Karabağ Savaşı'nın başarılı olmasının sebeplerinden söz eden Prof. Dr. İsmayıl, "Azerbaycanlılar hiçbir zaman unutmadı ki, bu topraklar onların tarihi vatanıdır. Azerbaycanlılar evlerinden çıkarken anahtarlarını aldılar. Döneceklerini biliyorlardı. Ermeniler kaçarken evleri yaktılar. Bu hakkı olan insanların dede topraklarına dönme hakkıdır. Azerbaycan Türklerinin zaferinin ikinci sebebi, 30 yılda Azerbaycan Türklerinin vatana dönüş meselesi için hazırlanmasıdır. Vatan ve Karabağ meselesi gelince siyasi tartışmalar bir kenara atıldı. Devlet ve ordu bir bütün haline geldi. Ermeni tarafında siyasi istikrarsızlık vardı. Üçüncü mesele ise jeopolitik dengelerin değişmesiydi" ifadelerini kullandı.
Öte yandan, günümüzde yaşanan Rusya- Ukrayna Savaşı'na da değinen Prof. Dr. İsmayıl, "Rusya, kendi stratejik ilişkiler kurduğu ülkelerle yolları kapattı. Bunlar hep bizim için bir fırsat. Türk dünyası daha da yakınlaşıyor. Enerjiyle birlikte demiryollarının önemi artıyor. Türkiye- Azerbaycan birliklerinin gittikçe güçlenmesi gurur vericidir. Bizim güçlü olmamız için bilim ve teknolojiye sahip olmamız lazım. Bugün zaten tarih bize yeni bir ders veriyor" diye konuştu.
SON DAKİKA
EN ÇOK OKUNANLAR
Yangın tatbikatında Oscar'lık performans! Hastane çalışanları zor durumda kaldı
Son dakika haberi: Meteoroloji uzmanı hafta sonu için uyardı: Sağanak, sel, su baskını...
SON DAKİKA! Van'da kaybolduktan sonra cansız bedeni bulunmuştu: Rojin Kabaiş'in ölüm nedeni belli oldu
Etki ajanlığı nedir, ne demek? Etki ajanı kime denir?
Feci ölüm: Tamir ettiği asansörün altında kaldı | SON HABERLER