Hrant Dink cinayeti sanığı jandarma görüntü tutanağını reddetti
Hrant Dink'in öldürülmesine ilişkin jandarma ve emniyet görevlilerinin yargılandığı davada savunma yapan Astsubay Yavuz Karakaya, görüntü inceleme tespit tutanağında cinayet işlendiği sırada orada bulunduğuna ilişkin iddiayı reddetti, "Ortada olmayan bir görüntüden dolayı suçlanıyorum. Tutanaktaki görüntüdeki şahısların bir kısmına emekli, bir kısmına da FETÖ'cü denilmiştir. Bu tutanağı hazırlayan arkadaşlar, görüntüde emekli olarak belirttikleri şahısların emekli olduklarını ense tıraşından mı anladılar?" dedi.
Agos Gazetesi Genel Yayın Yönetmeni Hrant Dink'in öldürülmesine ilişkin Fetullahçı Terör Örgütü (FETÖ) elebaşı Fetullah Gülen, eski savcı Zekeriya Öz, gazeteciler, jandarma ve eski emniyet görevlileri ile ana dava hükümlülerinin de aralarında bulunduğu 9'u tutuklu, 10'u firari 85 sanığın yargılandığı davanın 20. duruşması başladı.
Dink davasında tutuklu sanıkların tahliye talepleri reddedildi
İstanbul 14. Ağır Ceza Mahkemesi'ndeki duruşmaya, dönemin İstihbarat Dairesi Başkanı Ramazan Akyürek ve Trabzon İl Jandarma Komutanı Albay Ali Öz ile eski jandarma ve emniyet görevlilerinin de aralarında yer aldığı 5 tutuklu sanık katıldı. 13 tutuksuz sanığın da hazır bulunduğu duruşmaya, 3 tutuklu veya hükümlü sanığın Ses ve Görüntü Bilişim Sistemi (SEGBİS) ile katılımı sağlandı.
Dink suikastı sanığı Trabzon jandarması: 'Evine gittim, birlikte dolaşıyorduk'
Duruşmada, eski emniyet müdürü Ali Fuat Yılmazer'in, savunma hazırladığı için duruşmaya katılamayacağını belirten bir mazeret dilekçesi gönderdiği ifade edilirken, celse arası gelen evraklar okundu.
Savunması sorulan dönemin tutuklu sanıklarından İstanbul İl Jandarma Komutanlığı görevlisi Astsubay Yavuz Karakaya, 15 Temmuz öncesine kadar Jandarma Genel Komutanlığı'nda çalıştığını belirterek, hakkındaki suçlamalardan bahsetti. Diğer sanıklar Yusuf Bozca ve Ogün Samast'ın soruşturma ve dava aşamasında verdikleri ifadelerle kendisini suçladıklarını aktaran Karakaya, ayrıca bu dosyada yer alan görüntü inceleme tespit tutanağında, cinayetin işlenmesi sırasında orada bulunduğunun iddia edildiğini ancak kesinlikle orada bulunmadığını öne sürdü.
Ogün Samast'ın 9 yıldan sonra verdiği ifadelerinin çelişkili olduğunu, doğru olmadığını ileri süren Karakaya, Samast'a bugüne kadar neden bunlardan bahsetmediğinin sorulması gerektiğini söyledi. Karakaya, şöyle devam etti: "İstanbul TEM ekiplerince cinayet mahallindeki Akbank güvenlik kameralarının incelenmesine ilişkin hazırlanan tespit tutanağında, bir grup jandarma personelinin bulunduğu iddia edilmiş ve bu şahıslar da sanık Yusuf Bozca'ya onaylattırılmaya çalışılmıştır. Ortada olmayan bir görüntüden dolayı suçlanıyorum. Tutanaktaki görüntüdeki şahısların bir kısmına emekli, bir kısmına da FETÖ'cü denilmiştir. Bu tutanağı hazırlayan arkadaşlar, görüntüde emekli olarak belirttikleri şahısların emekli olduklarını ense tıraşından mı anladılar? 30 yıldır jandarma görevlisiyim böyle bir şeye hiç şahit olmadım."
Tutanaktaki bilgilerle Ogün Samast'ın ifadelerinin çelişkili olduğunu ve Samast'ın olay mahallinde bulunan araç için "siyah renkli" dediğini ancak polis tutanağında araçla ilgili "açık renkli gri araç" tanımlaması olduğunu belirten Karakaya, "9 yıl önceki görüntülerin yeniden yorumlanması ve Ogün Samast'ın ifadeleriyle bizler bugün davaya dahil edilip suçlanıyoruz." ifadesini kullandı.
Olay yerinde olduklarını reddettiler
Duruşmada dönemin İstanbul İl Jandarma İstihbarat Şube Müdürlüğü'nde görevli tutuksuz sanıklar Ali Barış Sevindik, Hacı Şefik Şimşek, Metehan Kadir Yıldırım ve Miktad Özbek de savunma yaptı ve cinayet günü olay yerinde olmadıklarını belirttiler.
İstanbul 14. Ağır Ceza Mahkemesi'nde öğleden sonra görülen duruşma sanık ifadeleriyle devam etti. Dönemin İstanbul İl Jandarma İstihbarat Şube Müdürlüğü görevlisi sanıklardan Ali Barış Sevindik ifadesinde, cinayet sırasında olay yerinde olmadığını ve görüntülerde tespit edilen kişi de olmadığını söyledi.
Sanık Hacı Şefik Şimşek ise Hrant Dink'in katledildiği caddeye hiç gitmediklerini söyleyerek, "Ne Hrant Dink'i, ne de Agos Gazetesi'ni biliyordum. Dink cinayetinde toplu iğne ucu kadar ne bir bilgim, ne de görgüm vardır. Görüntülerdeki kişiler ne ben, ne de İstanbul İl Jandarma'dan değiller. Halen Edirne Uzunköprü İlçe Jandarma Komutanlığı'nda muvazzaf olarak çalışıyorum. El konulan silahımın iadesini istiyorum" diye konuştu.
Diğer sanıklar Metehan Kadir Yıldırım ve Mikdat Özbek de suçlamaları kabul etmeyerek beraatlarini istediler. Duruşma, sanık savunmlarına devam edilmek üzere yarına bırakıldı.
Dava süreci
Dönemin özel yetkili İstanbul 14. Ağır Ceza Mahkemesi, 19 sanığın yargılandığı davada 17 Ocak 2012'de verdiği kararla tutuklu sanık Yasin Hayal'in, "Hrant Dink'i tasarlayarak öldürmeye azmettirmek" suçundan ağırlaştırılmış müebbet, yazar Orhan Pamuk'u tehdit etmekten 3 ay ve "ruhsatsız silah bulundurmak" suçundan da 1 yıl hapisle cezalandırılmasını, "silahlı terör örgütü yöneticisi olmak" suçundan ise beraatini kararlaştırmıştı.
Tutuklu sanıklardan Erhan Tuncel'in de 10 yıl 6 ay hapisle cezalandırılmasına hükmederek tahliyesine karar veren heyet, sanıklardan Ersin Yolcu'yu 12 yıl 6 ay, Ahmet İskender'i 13 yıl 4 ay ve Salih Hacısalihoğlu'nu 2 ay 15 gün hapisle cezalandırmış, bütün sanıkların "silahlı terör örgütü üyeliği" suçundan beraatine hükmetmişti.
- Bozma kararı
Yargıtay 9. Ceza Dairesi de "örgüt" yönünden verilen beraat kararını bozarak, sanıkların "silahlı terör örgütü" değil, "suç işlemek amacıyla oluşturulan örgüt" üyesi oldukları gerekçesiyle yargılanmalarına hükmetmişti.
"Kasten öldürmeye azmettirme'' ve "Orhan Pamuk'u tehdit" suçlarından sanık Yasin Hayal'e verilen mahkumiyet kararını onayan daire, Yasin Hayal hakkında ''silahlı terör örgütü kurma, yöneticisi olma'' suçundan verilen beraat kararını ise ''suç örgütü kurma ve yönetme'' suçundan mahkumiyet gerektiği için bozmuştu.
Sanıklardan Erhan Tuncel'in ''patlayıcı madde imal etme'' suçundan mahkumiyet kararını onayan Yargıtay 9. Ceza Dairesi, ''kasten öldürmeye azmettirme'' suçundan beraat hükmünü ise sanığın Dink'in öldürülmesi suçuna yardım suretiyle iştirak etmesi sebebiyle mahkumiyeti gerektiği için bozmuştu.
"Silahlı terör örgütü yöneticisi olma'' suçundan beraat kararı da ''suç örgütü üyesi olma'' suçundan mahkumiyeti gerektiği gerekçesiyle bozulan Tuncel hakkında, Trabzon'da 24 Ekim 2004'te McDonalds'ın bombalanması olayında, ''genel güvenliği kasten tehlikeye sokma, mala zarar verme ve 6 ayrı kasten yaralama'' suçlarından verilen mahkumiyet kararı da bozulmuş, bu eyleminin ''6 ayrı kasten öldürmeye teşebbüs'' suçunu oluşturacağına karar verilmişti.
- Dava yeniden İstanbul 14. Ağır Ceza Mahkemesi'nde
Yargıtay kararının ardından davanın yeniden görülmesine İstanbul 14. Ağır Ceza Mahkemesi'nde başlanmış, bu mahkemede 6 duruşma yapıldıktan sonra dosya, Terörle Mücadele Kanunu'nun (TMK) 10. maddesiyle görevli ağır ceza mahkemelerinin kaldırılması üzerine İstanbul 5. Ağır Ceza Mahkemesi'ne gönderilmişti.
İstanbul 14. Ağır Ceza Mahkemesi, kamu görevlilerine ilişkin iddianameyi kabul ettikten sonra dava dosyasını, Ogün Samast, Yasin Hayal ve Erhan Tuncel'in de aralarında bulunduğu, haklarındaki hükümler Yargıtay tarafından bozulan 8 sanıklı ana davayla birleştirilmesi için İstanbul 5. Ağır Ceza Mahkemesi'ne sevk etmişti. Bu mahkemenin heyeti, "Birleştirme kararında muvafakat talep edilmediği, mahkemenin terör suçlarına bakmakla görevli olmadığı, ana davada yargılamanın ileri aşamaya geldiği ve bu davada yargılananlarla yeni davada yargılanacak kamu görevlileri arasında ortak sanık bulunmadığı" gerekçeleriyle dosyayı İstanbul 14. Ağır Ceza Mahkemesi'ne iade etmişti.
Mahkemeler arasındaki uyuşmazlığın giderilmesi için dosyaların gönderildiği Yargıtay 5. Ceza Dairesi, iki dosyayı birleştirip, davaların İstanbul 14. Ağır Ceza Mahkemesi'nde görülmesine karar vermişti.
İstanbul 14. Ağır Ceza Mahkemesi, FETÖ elebaşı Fetullah Gülen, eski savcı Zekeriya Öz, gazeteciler ve jandarma görevlilerinin de aralarında bulunduğu 50 sanık hakkında Hrant Dink cinayetine ilişkin açılan yeni davanın, aralarında Ogün Samast, Erhan Tuncel, eski emniyet müdürleri Ramazan Akyürek, Ali Fuat Yılmazer, Coşkun Çakar'ın da yer aldığı 35 sanıklı ana dava ile birleştirilmesine hükmetmişti.
- Kamu görevlisi sanıkların iddianamesinden
Davaya eklenen iddianamede, eski emniyet müdürleri Ramazan Akyürek, Ali Fuat Yılmazer ve Coşgun Çakar'ın, "tasarlayarak kasten öldürmek" suçundan ağırlaştırılmış müebbet, diğer suçlardan da çeşitli hapis cezalarına çarptırılması talep ediliyor.
Dönemin Trabzon İstihbarat Şube Müdürü olan Emniyet Genel Müdürlüğü İstihbarat Daire Başkanı Engin Dinç ve eski İstanbul İstihbarat Şube Müdürü Ahmet İlhan Güler'in de "kasten öldürmenin ihmali davranışla işlenmesi ve görevi kötüye kullanma" suçlarından 15 yıl 6 aydan 22'şer yıla kadar hapisle cezalandırılması istenen iddianamede, dönemin İstanbul Emniyet Müdürü Celalettin Cerrah, İstihbarat Daire Başkanı (İDB) Sabri Uzun,Trabzon Emniyet Müdürü Reşat Altay, Trabzon Emniyet Müdürlüğü İstihbarattan Sorumlu Müdür Yardımcısı Hasan Durmuşoğlu, Trabzon İstihbarat Şube Müdür Yardımcısı Ercan Demir, Trabzon İstihbarat Şube Müdürü Faruk Sarı, İDB Şube Müdürü Yunus Yazar, İDB C Şube Müdür Yardımcısı Ali Poyraz, İDB'de görevli komiser Yılmaz Angın, Hamdi Egbatan, Mehmet Akif Yılmaz, Serkan Şahan ve Ömer Faruk Kartın, İDB C Büro Şube Müdür Yardımcısı Tamer Bülent Demirel ve Osman Gülbel, komiser yardımcısı Özkan Mumcu, Trabzon'da polis memurluğu yapan Muhittin Zenit, Mehmet Ayhan, Onur Karakaya ve Mehmet Uçar ile eski mülkiye müfettişi Şükrü Yıldız hakkında da benzer suçlardan farklı oranlarda hapis cezaları isteniyor.
- FETÖ bağlantılı iddianameyle sanık sayısı 85'e çıktı
Yargılama devam ederken Dink cinayetine ilişkin soruşturma yürüten İstanbul Cumhuriyet Başsavcılığı Terör ve Örgütlü Suçlar Bürosu savcılarından Gökalp Kökçü, yeni bir iddianame hazırladı.
FETÖ elebaşı Fetullah Gülen, eski savcı Zekeriya Öz, kapatılan Zaman gazetesinin Genel Yayın Yönetmeni Ekrem Dumanlı, gazeteciler Adem Yavuz Arslan, Ercan Gün ile meslekten ihraç edilen Tuğgeneral Hamza Celepoğlu, dönemin Trabzon İl Jandarma Komutanı Ali Öz, Trabzon Jandarma İstihbarat Şube Müdürü Metin Yıldız ve İstanbul Jandarma İstihbarat görevlisi Yüzbaşı Muharrem Demirkale'nin de aralarında bulunduğu 51 sanık hakkında hazırlanan iddianamede, cinayetin FETÖ ile bağlantısıyla ilgili, "Dink cinayeti, Fetullah Gülen'in sapkın dini inançları referans alınarak başka bir düzen getirmek için FETÖ/PDY'nin şiddet içeren bir başlangıç eylemidir." gibi ifadeler kullanılıyor.
Tüm sanıklar hakkında "anayasal düzeni ortadan kaldırmaya teşebbüs etme" suçundan ağırlaştırılmış müebbet istenen iddianamede, Gülen ile Öz ve jandarma görevlilerinin de aralarında olduğu 40 sanık hakkında ise ayrıca "kasten öldürmeye iştirak'' suçundan müebbet hapis cezası talep ediliyor.
Dink cinayetine ilişkin ana davayla birleştirilmesi talebiyle İstanbul 14. Ağır Ceza Mahkemesi'ne gönderilen 50 sanığın yer aldığı 3. iddianame, eksiklikler bulunduğu gerekçesiyle iade işlemlerinin ardından 29 Mayıs 2017'de kabul edildi. Heyet, 2 Haziran 2017'de 50 sanıklı yeni iddianameyle 35 sanıklı ana dava dosyasının birleştirilmesine hükmetti, Fetullah Gülen'in gıyaben tutuklanmasına, Ekrem Dumanlı ve Zekeriya Öz'ün de aralarında bulunduğu 6 sanık hakkında da yakalama emri düzenlenmesine karar verdi.
SON DAKİKA
EN ÇOK OKUNANLAR
İstanbul'da yıkım sırasında şok! Yan binanın duvarının olmadığı ortaya çıktı: Yatak odası açıkta kaldı
22 Kasım 2024 cuma namazı vakti saat kaçta? Diyanet İstanbul, Ankara, İzmir cuma saati, öğle ezanı vakti
Ağaca çarpan otomobil ikiye bölündü, sürücü olay yerinde can verdi
'Turuncu' uyarı verilmişti: Sağanak yağış olumsuz etkiledi... İşyerleri sular altında!
SON DAKİKA... 18 gün sonra cansız bedeni bulunmuştu! Rojin Kabaiş'in babası: Otopsi raporunda 'suda boğulma' yok!