hourSON DAKİKA
left-arrowright-arrow
weather
İstanbul
down-arrowup-arrow

    HDP'den İstanbul'da "Hayır" mitingi

    { title }

    SONRAKİ VİDEO

    Halkların Demokratik Partisi, Kadıköy'de hayır mitingi yaptı. Yoğun güvenlik önemleri altında yapılan mitinge, HDP Grup Başkanvekili Filiz Kerestecioğlu, HDP Ankara Milletvekili Sırrı Süreyya Önder ve Eski Mardin Belediye Başkanı Ahmet Türk yaptıkları konuşmalarda referandumda hayır oyu kullanılmasını istediler.

    Haberin Devamıadv-arrow
    Haberin Devamıadv-arrow

    Kadıköy yeni salıpazarı alanında yapılan mitinge katılanlar önce polisin, ardından da partililerin aramasından sonra alana alındılar. Polis, miting alanı ve çevresinde yoğun güvenlik önlemi alırken, miting alanını da bariyerlerle çevirdi.

    Çeşitli sanatçı guruplarının sahne aldığı mitinge, HDP Grup Başkanvekili Filiz Kerestecioğlu, HDP Ankara Milletvekili Sırrı Süreyya Önder, HDP Iğdır Milletvekili Pervin Buldan, HDP İstanbul Milletvekili Garo Paylan, partililer ve çeşitli partiler ve sivil toplum kuruluşlarından isimler katıldı.

    Konuşmasıda isim vermeden Cumhurbaşkanı Reep Tayip Erdoğan'ı eleştiren Ketestecioğlu, "Muktedir halkın vekillerinin dokunulmazlığını kaldırmaya, kendi yardımcılarına ve kendisine ömür boyu dokunulmazlık getirmeye çalışıyor" dedi.

    'Anayasanın tek gayesi yargılanmalarını önlemektir'

    Buna hayır diyeceklerini söyleyen Kerestecioğlu, şöyle konuştu: "Buna hayır diyeceğiz. Çünkü biliyor ki o muktedir en ufak bir kıvılcım çaksa en önce kendi iktidarı sarsılacak ve buradan barışın alevi yükselecek. Usulsüzlüğe, yolsuzluğa bulaşanlar yargılanacaklar, geri kalanlar da bunca canın vebalini taşıdıkları için aslında bir daha siyasetten emekli olup halkın önüne çıkamaz hale gelecekler. İşte bu Anayasa'nın tek gayesi bunu önlemektir, yargılanmalarını önlemektir. Biz buna hayır diyeceğiz."


    HDP Ankara Milletvekili Sırrı Süreyya Önder ise şunları söyledi: "Bu referandum eşgenel başkanlarımız Sayın Figen Yüksekdağ, Sayın Selahattin Demirtaş, milletvekillerimiz, belediye başkanlarımız, belediye meclis üyelerimiz, paritililerimiz tarihin gördüğü en büyük zorbalıkla tutsak edildikleri gün kaybedildi zalimler açısından. Bu, hiçbir ankette çıkmayacak bir şeydir. Kendisine güvenen ve bizden çekinmeyen bir insan, bir hükümet, bir iktidar bu zulmü yapabilir mi. Telaşlarının anketlerde görünür görünmez en büyük belirtisi budur. Zulmün artsın ki zeval bulasın derler Anadolu'da. Zulümleri artıyor zevalleri yakındır. Demokratik yollarla bu cevabı ayın 16'sında hep birlikte vereceğiz."

    'Yenikapı'dan beddua etmeden geçiyoruz'

    Önce 1 Mayıs alanımızı, Taksim'i yasakladılar. Ardından Nevroz alanımızı şu gördüğünüz beton hırsızlarınaÿ peşkeş çektiler. Denizden çalarak kendilerine Yenikapı'da kaçak bir yer yaptılar. Biz oraya bırak miting yapmayı, geçerken oradan beddua etmeden geçmiyoruz. Denizlerin, ırmakların, suların, balıkların, kuşların hakkını gasp ettikleri için beddua etmeden geçmiyoruz, dolayısıyla miting için hiç gitmeyiz. Şimdi yaya ulaşımının en güç olduğu yeri bize vermişler. Bir asfalt kenarı, şantiyelerin ortası. Ama yanyana durana, direnene hiçbir engel kar etmemiştir tarihte, bugün de kar etmeyecek. Çünkü yanyanayız, omuz omuzayız."

    'Oylanan savaş mı barış mı meselesidir'

    "Biz İmralı ile görüşebilenler, Sayın Öcalanla barış mesaisi yürütenler, bu barış nihai hedefine ulaşana kadar bu irademizden asla vazgeçmeyeceğiz. Barış bu topraklarda, eşitli, özgürlük bu topraklarda egemen olana kadar bu kararlılığımızdan bir milim geri adım atmayacağız. Telaşları da bundan. Aslında oylanan evet ya da hayır değildir. Oylanan savaş mı barış mı meselesidir. Çünkü hiçbir gerekçesi yokken masayı deverin, bu ülkede Kürt de yoktur Kürt sorunu da yoktur diyen zihniyet bu savaş politikasını fütursuzca devam ettirebilmek için hesap verilemez, hesap sorulamaz bir yere gitmek istiyor. Hayır dediğimizde barışa evet demiş olacağız. Hep birlikte gece demeden, gündüz demeden ev ev, dükkan dükan, köşe köşe, sokak sokak gezeceğiz, hayırı çok net bir şekilde çıkaracağız. Gık diyecek halleri kalmayacak bir netlikte çıkaracağız.
    Uzun zamandır siyasetin içinde olduğunu syleyen eski Mardin Belediye Başkanı Ahmet Ahmet Türk ise şunları söyledi:

    'Bu referanduma evet dersek cizre'deki vahşeti inkar etmiş oluruz

    "Uzun yıllardan beri siyasetin içindeyim. 12 Eylülleri, 1990ları, 94, 95teki vahşetleri gördük. Kürtleri sindirme ve susturma politikalarına rağmen, gün geçtikçe Kürtlerin özgürlük, demokrasi ve barış talebi dünyanın gündeminde yerini aldı. Sizler, duruşunuzla demokrasiye, özgürlüğe sahip çıktınız."

    "Faşizm bütün halkları ezer. Bugün yürütmek istedikleri siyaset, tüm halkların muhaliflerin, demokratların, vicdan sahibi insanların susturulması anlamına geliyor. Bugün yeni bir dönemin içine giriyoruz. Adeta tüm toplumu, bireyleri esir almak siyaset mantığıyla karşı karşıyayız. Şu anki referandum, tekçiliği esas alan, özgürlüğü kısıtlayan, halkların taleplerini yok etmeye çalışan bir politika olarak karşımıza çıkıyor."

    "Cumhurbaşkanının söylediği her şey kanun olarak görülüyor. Bunu yasalaştırarak herkesi esir almaya çalışan bir referandum olarak değerlendirilmesi lazım. Türkiye geleceği için çok önemlidir, esasta Kürtler için daha önemlidir. Bu referanduma evet dersek Cizredeki vahşeti inkar etmiş oluruz, evet dersek Şırnakta, Silopide, Surda, Geverde yaşanan vahşete onay vermiş oluruz. Partimizin genel başkanları zindanlarda. 85 belediyemizin eş başkanları zindanlarda. Bu referandumda hayır demek; Diyarbakır zindanlarına dönüştürülmek istenen cezaevlerine hayır demek, tutuklamalara hayır anlamına geliyor."

    Sıradaki Haberadv-arrow
    Sıradaki Haberadv-arrow