Erdoğan'dan 'milli seferberlik' ilanıyla ilgili yeni açıklama
Cumhurbaşkanı Recep Tayyip Erdoğan, Türkiye'ye resmi ziyaret gerçekleştiren Slovenya Cumhurbaşkanı Borut Pahor ile basın toplantısı düzenledi. Vize konusunda AB'ye sert eleştiriler yönelten Erdoğan, "bu yıl sonuna kadar vize sorunun çözülmesi mümkün değil. Türkiye'nin de bir B, C planı olacaktır" dedi. Erdoğan,Muhtarlar Toplantısı'ndaki 'milli seferberlik' ilanına da açıklama getirdi.
Cumhurbaşkanı Recep Tayyip Erdoğan, Türkiye'ye resmi ziyaret gerçekleştiren Slovenya Cumhurbaşkanı Borut Pahor ile baş başa görüşme gerçekleştirdi.
Türkiye'de bir ilk. 40 yıllık Gülsuyu-Gülensu projesine onay çıktı
Oğlunu kemerle döven baba yine serbest
Cumhurbaşkanlığı Külliyesi'ndeki ikili görüşmenin ardından Erdoğan ve Pahor, heyetler arası görüşmelere başkanlık etti.
Erdoğan ve Pahor basın ortak açıklama yaptı
Cumhurbaşkanı Recep Tayyip Erdoğan, Türkiye’ye davet ettiği Slovenya Cumhurbaşkanı Borut Pahor ve heyeti ile yapılan ikili ve heyetlerarası görüşmenin ardından düzenlenen basın toplantısında, AB’nin vize serbestisi ve mülteciler konusunda verdiği sözleri tutmaması durumunda Türkiye’nin de bir B ve C planı olduğunun altını çizdi.
“Türkiye’nin de bir B planı, C planı olacaktır”
Slovenyalı bir gazetecinin AB ile Türkiye arasında mülteciler konusunda yapılan anlaşma sonrasında vize serbesti sözü verildiği, bunun olmayacağının ortaya çıktığı, bu anlaşma uygulanmazsa Avrupa’ya yeni bir mülteci dalgasının gelip gelmeyeceğini sorması üzerine Erdoğan, “Biz vize konusunda beklenen neticeyi alamazsak, aynı şekilde Kızılay’a ödenmesi gereken rakamlar ödenmeyecek olursa, verilen sözler yerine gelmediği taktirde Türkiye’nin de bir B planı, C planı olacaktır. Hakkımızda alınan her karara ‘evet’ demek zorunda değiliz. Çünkü AB’nin bize bugüne kadar kazandırdığı hiçbir şey yok. Bunu da açık ve ret söylemek zorundayım” dedi.
“Bu çağrı milli dayanışma açısından bir çağrıdır”
Daha önceden teröre karşı yaptığı seferberlik çağrısının hatırlatılması üzerine Erdoğan, “Bu birinci derecede milli dayanışma açısından bir çağrıdır. Önce bunu başaracağız. Milli dayanışma açısından atacağımız bu adımla birlikte Türkiye olarak terörle mücadelede gücümüzü derleyip, toparlayıp, pekiştirmemiz lazım. Muhtarlar toplantısında söylediğim ifade çok daha enteresandı, benim bütün muhtarlarım kendi mahallesinde, köyünde kim var, kim yok bunları en iyi bilendir. Muhtarlarımızın dışında bunu en iyi bilen vatandaşımdır. Bunları ilgili mercilere duyurmak suretiyle teröristlerle mücadelemize yardımcı olmalıdır. Sadece devlet teröristle mücadele başarılı olmayabilir” diye konuştu.
“Gerekirse ülkemize alacağız”
İdlib’e gelen Suriyelilerin aylardır neler çektiğinin bilindiğini, çocukların, kadınların, yaşlıların nasıl ıstırap çektiğinin herkes tarafından görüldüğünü söyleyen Erdoğan, “Biz Sayın Başbakan ve bakan arkadaşlarımızla yaptığımız görüşmede şuna karar verdik; biz bu gelenlerin bir kısmını çocuk, yaşlı, hakikaten sıkıntılı konumda olanları gerekirse ülkemiz içine alarak ülkemizdeki konteyner kentlere, varsa evlere yerleştirmek suretiyle onlara huzurlu bir imkan sağlayalım. Bunu insan hakları meselesi olarak görüyoruz. Bazı batılı ülkelerin ‘1 kişi dahi gelse almam’ dediği ortamda biz 1 kişi değil bin kişi dahi gelse almakta kararlıyız. Ben o betonarme apartmanların yığınları içinden çıkartılan çocukları gördüğüm zaman bir baba olarak içim kan ağlıyor. Sorumluluk makamında olan bir insan olarak bunlara ne yapmamız lazım, bunun için adım atmamız lazım. Hiç gecikmeden bunu konuştuk, TOKİ olarak bu çalışmayı yapacağız, konteyner kentlerimizi yoğunlaştıracağız, bu insanları daha uygun yerlerde yaşatmanın mücadelesini vereceğiz” şeklinde konuştu.
"Bin 150 sivil ve yaralı geldi"
Erdoğan şöyle konuştu: Az önce Sayın Obama ile uzunca bir görüşmemiz oldu, kendileriyle yaptığımız görüşmede de sadece Suriye değil aynı zamanda Irak'taki gelişmeleri de ele aldık, Irak konusunu da görüştük. Çünkü bölgede şu anda sadece Suriye yok, aynı zamanda Irak var. Irak'ta da özellikle Telafer ve Sincar'da istenmeyen bir durum olması halinde buradaki sorumluluğumuzun ne denli önemli olduğunu da kendilerine ifade ettim. Kendileri, 'Biz nasıl yardımcı olabiliriz?' dediler, ben de kendilerine nasıl yardımcı olabileceklerini ayrıca ifade ettim.
Bu saat itibarıyla takriben bin 150 sivil ve yaralı tahliye edilerek İdlib'e gelmiş bulunuyor. Ateşkes ve tahliye sürecini yakından takip etmeye devam ediyoruz, devam edeceğiz. Tabii oradaki sayı bu kadar küçük değil, sayı çok çok büyük. Temenni edelimki bundan sonraki süreçte tekrar bir kesintiye uğramaz.
SON DAKİKA
EN ÇOK OKUNANLAR
Yolda yatan köpeği ezdi: 10 saatlik kamera incelemeleri sonucu yakalandı!
HABER || İzmir'de 3 polisi yaralamışlardı! Adliyeye sevk edildiler
İstanbul'da yıkım sırasında şok! Yan binanın duvarının olmadığı ortaya çıktı: Yatak odası açıkta kaldı
22 Kasım 2024 cuma namazı vakti saat kaçta? Diyanet İstanbul, Ankara, İzmir cuma saati, öğle ezanı vakti
Ağaca çarpan otomobil ikiye bölündü, sürücü olay yerinde can verdi