DSP'nin Ankara adayı Haydar Yılmaz, 40 programında soruları yanıtladı
Demokratik Sol Parti'nin (DSP) Ankara Büyükşehir Belediye Başkan Adayı Haydar Yılmaz, CNN TÜRK'te 40 programında Buket Aydın'ın sorularını yanıtladı..
DSP'nin Ankara Büyükşehir Belediye Başkan Adayı Yılmaz, 40 programında Buket Aydın'ın sorularını yanıtladı.
Haydar Yılmaz'ın açıklamalarından öne çıkan başlıklar şöyle:
- DSP'den aday olmanızın sebebi CHP'de aradığınız konumu bulamamanız mı?
Haydar Yılmaz: Hiç alakası yok. Yani bu soruyu duymak bile istemiyorum. Neden duymak istemiyorum? Benim koltuk sevdam yok, bu koltukları zaten yaşadım. Ayrıca burada bir koltuk yok ki. Ben ‘Bu ilkeleri aradığım bir parti arıyorum’ diyorum. Bunu da Demokratik Sol Parti'de buluyorum ve buradan siyasetime devam edeceğimi söylüyorum. Yıllarını vermiş bir Haydar Yılmaz olarak buradan devam edeceğim diyorum. Yani bunu özellikle Cumhuriyet Halk Partisi yönetiminin bu şekilde açıklaması çok üzücü. Çünkü Cumhuriyet Halk Partisi'nin bir geleneği vardı. Bu gelenekleri de Cumhuriyet Halk Partisi'nin tabanın özümsemiştir. Yıllarca ön seçimi geleneği vardı. Bu Ecevit zamanında vardı. Atatürk'ten bu tarafa çok partili döneme geçtikten sonra bu ilkeler devam edip gidiyordu. Ama bu yönetimle, bu kadroyla ile birlikte bir şey düşünür hale geldiler. İlkesi kalmadığı gibi sadece kendi yakınlarını, kendi adamlarını atayan, bu belediye meclis üyeliğine kadar indi. Bunu herkes biliyor. Böyle olunca da zaten ben ve benim gibi emek vermiş insanlar, bir arayış içerisine girmek durumundaydı. Tüm arkadaşlar için söylüyorum. Partinin tabanını da üst yönetimden ayırıyorum. Partinin tabanı hala bizim gibi düşünüyor. Yüzde seksen, yüzde doksan bizim gibi düşünüyor. Ama partinin tavanında sorun olduğu için parti paramparça.
- DSP Belediye seçimlerinin neresinde? Yarışınız sadece CHP'yle mi?
Haydar Yılmaz: Biz Demokratik Sol Parti olarak tüm vatandaşlarımızdan hiç ayrım yapmaksızın oy istiyoruz. Bizim CHP diye bir problemimiz yok veya bir başka sorunumuz yok. Asıl bunların sorunları var. Belki rastlanmışsınızdır, bizim pankartlarımız ve afişlerimiz asıldığı günden itibaren kesiliyor. Bir saat neredeyse bırakılmıyor, asıldığı andan itibaren. O da yetmiyormuş gibi başka partilerin logosunu getirip bizim afişlerimize yapıştırıyorlar. ‘Bunun için çalışıyor, onun için çalışıyor’ diye. 21. yüzyılda yaşıyoruz. Allah'ını seversen ya demokrat olduğunu söyleyen, sosyal demokrat olduğunu söyleyen bir oluşum bunları yapabilir mi? Bunları kim kesiyor? Bu afişlerimizi kim kesiyor? Şimdi bizim karşımızda gözüken iki aday var. Bu iki aday bu afişleri görmüyorlar mı, görüyorlar. Peki, bununla ilgili kendi insanlarına ‘Arkadaşlar bunu yapmayın, Bu yazıktır.’ demiyorlar mı? Şimdi düşünebiliyor musunuz bunu söylemeyen insanların eline, bu çeteleşmenin eline yarın belediyeler geçerse ne olur? Ama biz öyle bir şey demiyoruz. Biz diyoruz ki, ‘Kesinlikle Demokratik Sol Parti de böyle bir şey olmaz. Biz ‘Akılla yöneteceğiz, bilgiyle yöneteceğiz, bilimle yöneteceğiz, sanatla yöneteceğiz’ diyoruz. Türkiye'nin başkenti Ankara'yı gelişmiş ülkelerin başkentleri gibi bir noktaya taşımak istiyorsanız, burada bir akıl lazım. Projelerinizi açıklayabilirsiniz. Dersiniz ki ‘Benim şöyle projelerim var’. Bunu başka ülkelerden de alıp getirip oraya uygulayabilirsiniz. Hatta hiç oralara gitmeden, internetten de yapabilirsiniz. Fakat hala bizim afişler kesilmeye devam ediyor ve bundan son derece üzüntü duyuyorum.
Fatih Sultan Mehmet, ‘Aklı öldürürsen, ahlakta ölür. Akıl ve ahlak öldüğünde millet bölünür. Kadıyı satın aldığın gün adalet ölür. Adaleti öldürdüğün gün devlet ölür’ diyor. Biz akıl diyoruz. Belediyede özellikle çok önemlidir. Akılla yönetirsiniz, projeleri yaparsınız. Eğer yeşil alanınız kaldıysa, bıraktılarsa. ‘Ankara bir köy gibi’ diyorum. En yakınımızdaki Ukrayna'ya gidin, Kiev'den buraya geldiğin zaman, burası köy gibi yüksek binaların yükseldiği bir şehir. İsviçre'ye giden aynı şekilde. Bunları yaparsınız ama akıl, bilim, sanat dediğiniz zaman bu başka bir şey.
- "DSP, CHP'li küskünlerin adresi oldu" iddiaları için ne diyeceksiniz?
Haydar Yılmaz: Ben, hiç kimseden küskün değilim. Benim yıllarca içinde bulunduğum parti, yönetim kadrosu, tabandan bahsetmiyorum, üyesinden bahsetmiyorum, onların hepsi ile birlikte çalıştım. Hepsine saygım var. Buradan hepsine de saygılar sunuyorum. Ama tavan tamamen ortadan kayboldu. Çatısı yok çatısı. İlkeleri yok. Bunu gören arkadaşlarımızın tamamını o şekilde suçlayarak, ‘Makam için gittiler, koltuk için gittiler’ diyorlar. Zaman zaman ısrarla diyorlar ki, ‘Oradan oraya gitmeleri etik değil’. Peki, bir başka partiden gelip buraya genel başkan olmak etik miydi? O nasıl bir şey? Bir başka yerlerden aday olacaksınız. Arkasından da Cumhuriyet Halk Partisi'ne geleceksiniz. Yönetimde olanlar da var aynı şekilde. Buraya geldiğimiz zaman bu etik ama ilke arayışı içerisine giren insanlar, bu arayışta bulduğuna gittiği zaman bu etik değil. Buna gülerim. Böyle bir şey söz konusu değil. Demokratik Sol Parti olarak hiçbir partiyle bizim kavgamız da yok sorunumuzda yok. Biz seçim yapıyoruz. Türkiye'ye doğru mesajlar veriyoruz. Benim adaylığım açıklanalı 15 gün oldu. Diğer adaylar çıkalı 6 ay olmuştu. 15 gün içerisinde alacağımız oya bir baksınlar. Vatandaşın bize güvenine baksınlar. Buna baktıkları zaman görecekler. Vatandaş arayış içerisinde. Yani görmüşler şimdiye kadar. Birisi ‘Gönül’ diyor, birisi ‘Derman’ diyor. Birisinde gönül kalmamış, hizmet yapacak gönül kalmamış. Birisinde de derman yok. Biz akıl diyoruz, bilgi gidiyoruz. Bizim farkımız bu. Demokratik Sol Parti'nin farkı bu. Akılla, bilimle, sanatla yöneteceğiz ki bu çok önemlidir. Kentleri, başkenti böyle yönetmek durumundayız. Gönülle, dermanla değil.
- CHP'nin oylarını böldüğünüzü düşünüyor musunuz?
Haydar Yılmaz: Bu soru çok enteresan bir soru. Ben kimin oyunu bölüyorum? Ankara'da iki dönemdir iki tane ülkücü var, sol yok. Bu sefer baktığımızda iki tane sağcı var. Ben Haydar Yılmaz olarak hem ilkelerimi arıyorum, hem de Ankara'nın böyle olmayacağını düşündüm. İnsanımız bu duruma yoğun bir şekilde itiraz ediyordu. Bir ülkede sağ-sol görüş elbette ki olacaktır. Ancak burada kim kimin oyunu bölüyor. Benim oyumu kimse bölmüyor. İki sağcı birbirinin oyunu bölecekler. Benim oyum sabit. Sol olarak bir tane ben varım. Şunu kesinlikle belirtmek istiyorum. Adayların kişilikleri ile ilgili bir şey söylemek istemiyorum. Adaylar uygun olduğu yerden aday olmalı. Geçen dönem aday oldu ve insanlar buna itiraz etti. Sonra istifa edip gittiler. Bu kez yine aynı şekilde Ankara'yı sol adaysız bırakmanın vebali, günahı CHP'nin üst yönetimine aittir. Yüzde 80 insan bu durumdan hala rahatsız. Kim kimin oyunu bölüyormuş?
Bir başka partiden adaysınız partiyi bırakıp bu partiye geçiyorsunuz, o zaman oy bölmemiş mi oluyorsunuz? Ya da Hatay'da AK Parti'nin Belediye Başkanı'nı görevdeyken alıyorsunuz, kendiniz aday gösteriyorsunuz. O zaman siz de AK Parti'nin oyunu bölüyorsunuz. Kendi hatalarını bizim üzerimize yılmaya çalışıyorlar bu çok büyük bir hatadır. Vatandaşlarımız bize atılan iftiraları, afişlerimizi ve pankartlarımızı kestiklerini görsün istiyorum. Madem korkuları yok, neden pankartlarımızı kesiyorsunuz? Burada bir çeteleşme var. Neden korkuyorsunuz? 21. yüzyılda, Türkiye'nin başkenti Ankara'da yarışıyoruz. Falanca yerin köyünde yarışmıyoruz. Apartmana başkan da seçmiyoruz. Ankara'yı Türkiye'nin başkentini Avrupa kentleriyle yarışır hale getirecek, sanattan, kültürden, akıldan bahseden bir Haydar Yılmaz var. Öbürlerinde böyle bir şey yok. Onun için biz yolumuza devam ediyoruz ve kimsenin oyunu bölmüyoruz.
- Sizin söyleminize göre CHP yönetiminin "Solu paramparça etmesi”nin sebebi nedir?
Haydar Yılmaz: Adaydan belli. Yaptığım açıklamalarda adayın kişiliği ile ilgili bir şey söylemiyorum, kesinlikle böyle bir şey söz konusu değil. Ankara'da CHP'nin solcu bir adayı, sosyal demokrat bir adayı veya benim dışımda solcu bir aday varsa ben adaylıktan derhal çekileyim. Böyle bir şey söz konusu değil, olmadığı için ben adayım. Ankara solsuz kalamazdı. Şimdiye kadar geriye doğru Ankara, İstanbul ve İzmir'e baktığımız zaman yıllarca solcu belediye başkanları yani sosyal demokratların işidir belediyecilik. Buradan baktığımız zaman bu sefer de Ankara'da da boş geçemezdik. Her iki arkadaştan da deneyimliyim. Ben Ankara'nın içerisinde çalışmalar yaptım. Bu arkadaşlardan biri nedense Kayseri'den buraya geliyor, diğeri de 200 km mesafedeki Beypazarı'ndan geliyor. Ben Ankara'nın göbeğinde, kentin merkezinde İlçe Başkanlığı yaptım, İl Başkanlığı yaptım, Belediye Başkanlığı yaptım. Çeşitli yerleri gezerken yanımdaki arkadaşlara sokak sokak sayıyorum, bana "Başkan sen bunları nereden biliyorsun?" diyorlar. Ben bu sokaklardan defalarca geçtim. Vatandaş Haydar Yılmaz'ın nasıl bir siyaset izlediğini biliyor. Her tabandan çok ciddi anlamda oy alan bir insanım. Buna rağmen siz bunların hiçbirini yapmıyorsunuz. Sevgili Cumhuriyet Halk Partisi'nin üyeleri bunu çok önemsedikleri için tekrar söylüyorum. Ön seçim yapılmış olsaydı. Partili bunu istiyordu ben bugün partimden ayrılmamıştım. İlkelerimizi savunarak yolumuza devam edecektik. Hiç olmazsa ‘İlkemizin birisi devam ediyor’ diyecektik. Bunu yapmayacaksın, soldan bir aday göstermeyeceksin. Bizim yapacağımız başka bir şey kalmamıştı ki... Yoğun bir talep üzerine ben vatandaşın adayı olarak seçime giriyorum. Şimdi karşımda iki tane aday var. İki tane büyük partinin adayı onlar. Ben halkın adayıyım, vatandaşın adayıyım, solun adayıyım, onların adayıyım. Yansız, yönsüz hizmet eden bir Belediye Başkanı adayıyım. Onun için varım ve tüm vatandaşlardan oy istiyorum.
SON DAKİKA
EN ÇOK OKUNANLAR
Ankara'da korkunç kaza! Önüne gelene çarptı
KABİNE TOPLANTISI GÜNDEM MADDELERİ | Kabine Toplantısı ne zaman, YARIN MI? Asgari ücret, Suriye’deki gelişmeler...
Kayak Merkezlerinde Yılbaşı Yoğunluğu
100 Binde 1 Görülüyor: Doktorlara Ameliyatta 'Mide' Şoku!
Bu Kaçıncı? Fenomenin 'Estetik' Ölümü Sonrası Aynı Soru Gündemde: Her Estetik Güvenli Mi?