Cumhurbaşkanı Erdoğan'dan Balıkesir Belediye Başkanı'na ilişkin ilk açıklama
Cumhurbaşkanı Recep Tayyip Erdoğan, Bakü- Tiflis- Kars Demiryolu Hattı'nın açılışı için gitti Azerbaycan dönüşünde uçaktaki basın mensuplarının sorularını yanıtladı. Cumhurbaşkanı Erdoğan, geçen hafta istifa eden eski Balıkesir Büyükşehir Belediye Başkanı Ahmet Edip Uğur'la ilgili ilk kez konuştu. Uğur'un, 'Tehdit edildim' açıklamasıyla ilgili, 'Bir tehdit varsa ilgili mercileri, gerekirse bizi pekala arayabilirdi. Araması halinde de pekala olayın üzerine gidilirdi' dedi.
Hakan Çelik / Doğan TV Ankara Temsilcisi
Azerbaycan'la ekonomik işbirliği yönünden önemli yol katedildiğini söyleyen Cumhurbaşkanı Erdoğan, FETÖ ile mücadelede de Azerbaycan'la gerekli görüşmelerin yapıldığını açıkladı. Cumhurbaşkanı Erdoğan, gazetecilerin sorularını yanıtladı.
Siz AK Parti Genel Başkanı olarak, teşkilattaki metal yorgunluğu gerekçesiyle bazı değişiklikler yaptınız. Bürokrasi konusunda da ciddi şikayetler var, bu noktada da bir takım adımlar atmayı düşünüyor musunuz?
- Bürokrasiye dediğiniz türden bir çeki düzen verebilmek, 657 ile bağlantılı bir konudur. Bu 657 var olduğu sürece, siz bürokraside arzu edilen türden köklü düzenlemeler yapamazsınız. Sadece birini bir yerden alır başka bir yere koyabilirsiniz. O da köklü bir düzenleme anlamına gelmez. Gerçek manada bir düzenleme, 657’nin tepeden tırnağa değiştirilmesiyle mümkün olabilir. O da tabii ki anayasa değişikliği yetkisi yapabilecek güçte olmakla mümkündür. Temenni ederim ki parlamentoda anayasa değişikliğini yapacak güce sahip oluruz. O vakit bu yönde gerekli adımları atabiliriz.
CHP'li vekil: Balıkesir Belediye Başkanı'nın eşi gözaltına alındı
YÖK’le yapılan bir anlaşmadan söz ettiniz. Yanlış anımsamıyorsam, Azerbaycan’da FETÖ’yle ilintili bir üniversite vardı; onu bilahare bir Azerbaycan kurumu devraldı. Azerbaycan’da FETÖ yapılanmasıyla mücadele açısından genel tabloyu nasıl değerlendiriyorsunuz?
- Azerbaycan bu konuda son derece duyarlı. Azerbaycan, bu hususta hatta oldukça erken tepki veren ülkelerden biridir. Örneğin Kafkas Üniversite’sinde eski kadroların hepsi derhal görevden uzaklaştırıldı, onların yerine yeni bir yönetim kadrosu getirildi. Üstelik bunu, Maarif Vakfı’nın henüz tam anlamda faaliyete geçmediği dönemde yaptılar. Şu anda, Maarif Vakfı ile Azerbaycan Milli Eğitim Bakanlığı tam bir dayanışma içinde çalışıyorlar. Azerbaycan’da ayrıca Türkiye Diyanet Vakfı’na ait son derece başarılı, itibarlı bir lise var. Bu lise TİKA tarafından restore edildi, gayet güzel konuma getirildi. Bu ziyaretimiz esnasında eşim o liseyi ziyaret etti. Kalite itibariyle, vasıf itibariyle şu anda Azerbaycan okulları arasında mezun ettikleri öğrencilerin nitelikleri açısından büyük kabul görüyor. Derece yapan bir okul. Öğrenci sayısının artırılması meselesi vardı. Öğrenci sayısını 100’ün üzerine çıkarma talepleri olmuş. Bunu başkanla konuştuk. Bizim açımızdan engel yok dediler, teşvik ederiz dediler.
-Balıkesir Büyükşehir Belediye Başkanı istifa edeken, ailesiyle birlikte tehdit aldığını iddia etti. Bu konuda değerlendirmenizi alabilir miyiz?
- Sayın Başkanın tehdit edildiğine yönelik bize ulaşan herhangi bir bilgi yok. Ben o açıklamasından dolayı üzgünüm. Kendisi, siyasette bunca zaman tecrübesi olan, belediye başkanlığı yapan biri olarak, o türden bir tehdit varsa nereyi ya da hangi mercileri araması gerektiğini gayet iyi bilir. Bir tehdit varsa ilgili mercileri, gerekirse bizi pekala arayabilirdi. Araması halinde de pekala olayın üzerine gidilirdi. Bizler ima edildiği türden bir tehdit durumunda kendisini herhalde kendisini yalnız bırakacak değiliz. Bırakın Edip Bey’i, kim olursa olsun, birine o tür bir tehdit durumunda gerekli müdahale tabii ki yapılır.
Melih Gökçek'le ilgili karar 2015'te verildi
-Başka belediye başkanlarının da istifalarının istenilebileceği yönünde iddialar gündeme geliyor. Mesela Antalya ya da başka belediyelerde değişiklik olur mu?
- AK Parti olarak biz, kendimizi 2019 Mart’ına nasıl hazırlanacağımızı planlıyoruz. Attığımız adımlar, bu plan çerçevesinde değerlendirilmeli. Diğer siyasi partiler, onların belediye başkanları, benim sorunum değil. Diğer siyasi partiler bu noktada bir sorun, bir sıkıntı görmüyor; bu şekilde devam etmeyi düşünüyor olabilirler. Ama bu sorunlu belediyelere, hukuki anlamda, yargı anlamında herhangi bir müdahale olmayacağı anlamına da gelmez. Neticede hiçbir belediye başkanı layüsel değildir. Milletvekillerinde dokunulmazlık vardı, bu nedenle de laüssal oldukları havasındaydılar. Ama dokunulmazlık kalkınca ne olmaya başlandı? Hesaplar sorulmaya başlandı. Hesaplar sorulmaya başlayınca da bu defa da niçin demeye başladılar. Oysa dokunulmazlığın kaldırılmasını kendileri istemişti. Parlemento dokunulmazlıkları kaldırdı, süreç de başladı. Belediye başkanları için zaten dokunulmazlık yok. Ben de belediye başkanlığı yaptım, 4 buçuk yıl yaptıktan sonra beni de okuduğum şiirden dolayı içeri aldılar, yargıladılar. Öyle veya böyle, içeri girdik. Şu anda da bazı belediyelerin sorunlu olduğuna dair bir çok şey geliyor kulağımıza. O tür sorunlu belediyelerle ilgili olarak, ilgili partiler problemi kendileri çözmek isterlerse zaten gereğini yaparlar. Aksi takdirde İçişleri Bakanlığımızın mülkiye müfettişleri devreye girmek durumunda kalabilir. Bütün belediyeler zaten inceleniyor, takip ediliyor. İncelemeler yapıldığında herhangi bir şey yakalanırsa, öyle bir durumda gerekli müdahale elbette yapılır.
Cumhurbaşkanı Erdoğan'dan CHP'li Tezcan'a tazminat davası
-İstifası istenecek başka AK Partili Belediye var mı anlamında sormuştum...
- AK Parti’nin üzerinde durduğunuz yeter. Biraz da başka yerlere gidin.
Erdoğan: Taciz olursa operasyon yaparız
-PKK ile mücadele açısından, Sincar’ın durumu ne olacak? İran, Irak ve Türkiye’nin ortak plan dahilinde hareket edebileceklerinden söz ediliyor. Bunun bir kurumsal yapıya, bir tür Sadabad Paktı’na dönüşmesi gündeme gelebilir mi? PKK’ya karşı ortak operasyon yapılabilir mi?
- (Cumhurbaşkanı harita üzerinde göstererek anlatıyor) Görüldüğü gibi şu kısım İran. İran ve Irak’la yoğun temas halindeyiz. Şu kısım biliyorsunuz Barzani, burası da KYB kontrolünde. Biz Irak’ın toprak bütünlüğüne önem veriyoruz. Irak, İran, Türkiye olarak bu hususlarda üçlü görüşmelerimiz sürüyor. İbadi’nin Türkiye ziyaretinde de konuştuk bu hususları.
Görüşmeler ve ziyaret akabinde, Halil İbrahim Sınır Kapısı’nın Peşmerge tarafından Irak merkezi yönetimine teslim işlemleri başlatıldı. Bu işlem birkaç günde anca tamamlanır. Bizim İkinci Ordu Komutanımız bölgede, işi takip ediyor. Irak Genelkurmay Başkanı orada. Irak Genelkurmay Başbakanı ile orada görüşmeleri İkinci Ordu Komutanımızla yürütüyorlar. Devir teslim tamamlanınca bu sınır kapısı açılmış olacak. Bu, bizim tarafımızdan özellikle Irak’a insani yardımların ulaştırılması açısından önemli. Halil İbrahim Sınır Kapısı’nın merkezi yönetime tesliminin ardından, Fiş Habur Sınır Kapısı da devreye alınabilir. Böylece Peşmerge devreden tamamen çıkmış olacak ve insani yardımlar gönderilmeye başlanacak. İran’ın o bölgeyle 5 sınır kapısı var. Onlar KYB bölgesinde. Halil İbrahim ve Fiş Habur’da sıkıntı olursa, insanı yardımları İran’daki sınır kapılarından da ulaştırabiliriz. İran da, Irak’tan İbadi de, bunun mümkün olabileceğini belirttiler. Biz Kuzey Irak’taki yerel yönetimi muhatap almadığımız için, insani yardımları merkezi yönetim aracılığıyla ulaştırma düşüncesindeyiz.
Bölücü terörle mücadele açısından Sincar meselesi bizler için elbette önemli. Örgütün ikinci Kandil olarak gördüğü bir yer. Orada olanları Irak merkezi yönetimi de, kendi kontrol mekanizmalarımızla bizler de takip ediyoruz.
Bölgede bizim için önemli bir konu da Telafer’deki Türkmen kardeşlerimizin yerlerine yerleşmelerinin sağlanmasıdır. Telafer’de 400 binin üzerinde Türkmen var, bunların yarısı Şii yarısı Sünni. Bunların 100 bin kadarı bizim topraklara geldi, 100 bin kadarı da Güney’e indi, diğerleri çevrede bölgede duruyor. Gayemiz Türkmen kardeşlerimizin Telafer’de kendi topraklarına yerleşmelerini sağlamak. Bu gerçekleştiğinde, inşallah tam bir dayanışma içinde, Sünni-Şii ayrımcılığı da ortadan kalkmış olacak.
CHP'li vekil Emir'den Gökçek yorumu: Hesabını soracak
Ayrıca Musul açısından Ninova Muhafızları’nın çok büyük önem arz ettiklerini düşünüyoruz.
Irak’ın kuzeyinde Barzani’nin 1 Kasım’da görev teslim etmesi akabinde nasıl bir sürecin başlayacağını hep birlikte göreceğiz. Orada gerçekten yeni bir süreç başlayacak mı başlamayacak mı, göreceğiz. Temennim odur ki federal yapı ile bir bütünleşme olsun. Biz bu tür bir bütünleşmenin tüm Irak halkının lehine olacağını düşünüyoruz. Görüyorsunuz İspanya’daki gelişmeler ortada. Orada neler olduğunu görüyorsunuz. Orada o işin başındaki kişi İspanya’dan kaçıyor. Gittiği yer neresi? Belçika...
-Sincar'la ilgili bir konuyu da merak ediyoruz. Orada PKK'ya bağlı bir unsur olarak Sincar Direniş Birlikleri (YBŞ) var. Bu unsurlara Irak yöneteminin desteğinden, onlara maaş verdiklerinden söz ediliyor. Beştepe'de İbadi'yi kabulünüzde, bu konu da gündeme geldi mi?
- İbadi'nin gündeminde Haşdi Şabi var. Haşdi Şabi, malum gönüllüler ordusu. Bunların ortaya çıkmasına neden olan Sistani'dir. Sistani'nin teşviki ile kuruldukları için, Meclis’ten meşruiyet alma konusunda zorlanmadılar. Oradan meşruiyetini alan Haşdi Şabi'ye de kimse farklı bir şekilde bakmıyor. Çünkü sırtını dayadıkları yer Sistani. Onun için de her türlü desteği alıyorlar. İbadi'yi kabulüm sırasında, bölücü terör örgütüyle mücadele konusu elbette gündeme geldi. Ancak bölücü terör örgütünün Sincar'daki uzantısı gündeme gelmedi. Irak merkezi hükümetinin şu anda PKK'ya karşı bir silahlı girişimi söz konusu değil. Onların şu an öncelikli hedefi DEAŞ. Onlar DEAŞ'ı temizlemeden o türden bir şeye girmek istemiyorlar ama, bölücü terör örgütünün silahtan arındırılması için ne gerekiyorsa yapacaklarını belirtiyorlar. Bizim, elbette illa onların bir şey yapmalarını bekleyecek halimiz yok. Bunu İbadi'ye de söyledim. Biz bölücü terör örgütüne karşı şu anda sınırlarımızda tüm tedbirlerimizi almış durumdayız. Ülkemize yönelik olumsuz bir gelişme ya da oralardan bir taciz söz konusu olursa, sınır ötesinde operasyonlara girebiliriz. Bizim buna mecbur edilmememiz için neler yapılması gerektiğini İbadi'ye anlattım.
-Kuzey Irak’taki gelişmeler farklı duruma yol açar mı? Yani PKK’nın Kuzey Suriye'de yaptığı atraksiyonları Barzani'den sonra Kuzey Irak'ta yapacağına, bunun da Amerikan desteği ile olacağına dair endişeler var. Düşüncelerinizi öğrenebilir miyiz?
- Muhtemel senaryoları bir yana bırakarak, konunun Suriye boyutunu değerlendireyim. Suriye’nin kuzeyinde bölücü terör örgütüne, onun oradaki uzantıları PYD/YPG'ye ABD'nin nereye kadar ya da daha ne kadar destek vereceği hususlarında, biz ABD'li muhataplarımıza a'dan z'ye söylemiş durumdayız. Gelişmelere göre biz de kendi değerlendirmemizi yaparız elbette. Biz Cerablus'ta niye adım attık? Çünkü Cerablus konusunda bize verdikleri sözü tutmadılar. Sözlerini tutmadıkları için de biz oraya girdik (Cumhurbaşkanı tekrar harita üzerinde göstererek anlatıyor). Hakeza Rai'de de verdikleri sözü tutamadılar. Bu defa da Rai'ye girdik, oradan Bab'a indik. Sonra da 2000 km karelik alanı tamamen kontrolümüze aldık. Şimdi İdlip olayı var. İdlip’te şu gördüğünüz sınırların içi bizim tarafımızdan kontrol ediliyor, dışı da Rusya tarafından kontrol ediliyor. İdlib konusunda Rusya ile şu anda bir dayanışma içindeyiz. Bu, Afrin'i de kapsayacak. Çünkü Afrin bizim için her an bir tehdit oluşturabilir. Nerede oluşturuyor? Bir tarafta Oğulpınar öbür taraf Hatay, Antakya. Şu anda buralardan kendi topraklarımıza tehdit var. Bölücü terör örgütü ta başından beri benim Kürt kardeşlerimi sürekli suistimal etme derdinde. Bölücü terör örgütü mensupları, neymiş, kuzeyden Akdeniz'e ineceklermiş. Buna Afrin üzerinden ilerleyerek, İdlib'i işgal ederek yeltenebilirler. Biz terör örgütü mensuplarının bu tür bir girişimine tabii ki izin vermeyiz. Şurada, Lazkiye'de, malumunuz Rusya’nın üssü var, Tarsus’ta deniz üssü var. Rusya’nın buralarda toplam 5 üssü var. ABD'nin de 5 üssü var hava, sekiz tane de diğer üssü var. Bu şekilde buralara yerleşmişler. Bizim, Suriye devleti tarafından davet edilmemiş olmamıza rağmen neden oralarda olduğumuzu soranlara, her zaman söylüyorum: Buralarda bizi taciz eden törer örgütleri var, bu örgütlere karşı biz her an sınır ötesi operasyonlar yapabiliriz.
(Harita üzerinden göstererek anlatmaya devam ediyor) DEAŞ nerede şu an? Şuralara kadar inmiş durumda. Buralardan buralara geldi. Cerablustaydı, oralardan indi. Şu gördüğünüz yerlerde Münbiç... Biz Münbiç’in Arapların yaşadığı bir yer olduğunu, buraya YPG'nin PYD'nin sokulmaması gerektiğini ABD'ye başından beri söyledik. 'Merak etmeyin, bunları temizleyeceğiz' dediler. Bunları Fırat’ın doğusuna sürün dedik, sürmediler. Doğusuna sürülmedikleri gibi, Münbiç şu an tamamen onların kontrolünde. İnsani yardım noktasında bizim elimizde birkaç köy var, Rusya'da birkaç köy var. Münbiç ağırlıklı olarak şu halen onların kontrolünde.
- El Cezire'de bir uzmanın değerlendirmesi ilginçti. Haritaya bakarsak Rakka operasyonu neredeyse iki hafta durdu, ABD kuvvetleri, ellerindeki PKK/PYD unsurlarını Deyrezzor'a indirdi. PYD, Deyrezzor'u adeta törenle teslim aldı. El Cezire'deki uzman, DEAŞ'ın elindeki toprakları devretmesi halinde PYD'nin Akdeniz'e ulaşacağını savunuyor. Ne dersiniz?
-Deyrezzor'dan Akdeniz'e ulaşabilmeleri için kuzeyi kullanmaları lazım. Kuzeyi kullanmaları da bizim onlara yol vememiz halinde olabilir ki, bu da mümkün değil.
- Güneyden ilerleyerek Akdeniz'e ulaşabilirler deniliyor...
- Güneyde karşılarında rejim ve de Rusya var. Onlara ne rejim yol verir, ne Rusya yol verir. Şu anda rejim ABD ile uyum içinde değil ki. DEAŞ'ın oradaki yerleri, Deyrezzor'un olduğu yerler, petrolün en fazla olduğu yerler. Oralar kolay kolay kaptırılmak istenmez.
- ABD'nin bir dışişleri yetkilisi 'DEAŞ'ın Suriye'de işi bitti, yeni hedefi Afrika. Orada askeri gücümüzü artırmalıyız' dedi. DEAŞ çekilirse yeni bir durum ortaya çıkar mı?
- Bu bölgenin DEAŞ'tan temizlenmesi lazım. Bu olmazsa olmaz. deaşın temizlenmesi zaten olmazsa olmaz. Irak'ta şurada iki bin civarında DEAŞ unsuru var. Irak’ta zaten yüzde 10'a falan düştü DEAŞ. Yani şurda iyice tükenmiş durumdalar. Buralardan kaçıyorlar. Öyle veya böyle gidecekler buralardan. Gidecekleri yer Afrika mı olur, ABD mi olur, Avrupa mı olur? Nerelere kaçacaklar göreceğiz. DEAŞ'tan sonra asıl mesele El Nusra gibi yerli terör unsurları olacak. DEAŞ'ta yerli olanlar çok az çünkü. Onlar asıllarına rücu edecekler, diğerleri de çekip gidecek. Biz Irak'ta da Suriye'de de toprak sahiplerinin şehirlerin asli sakinlerinin yerlerine dönebilmelerini istiyoruz. Biz kendilerini desteklediğimiz ılımlı muhaliflerden, Özgür Suriye Ordusu'ndan topraklarına sahip çıkmalarını istiyoruz. Dediğimiz de bu, yaptığımız da bu. Şu anda Rusya ile yürüttüğümüz operasyonların altında yatan gerçek de bu.
- Ekonomiyle ilgili bir sorum olacak. Varlık fonu yerine atama olmadı halen, ne zaman atama olur? Başka değişiklik olacak mı?
- Varlık Fonu ile ilgili atama noktasındaki yetki Başbakan ve hükümete ait. Gerekli çalışmayı yaparlar, bizimle de istişareyi yapmalarından sonra durum netleşir. Şu anda Başbakanın yaptığı hazırlık henüz önümüze gelmedi. Konuyu kendileriyle görüşmüş değiliz. Temenni ederim orada da kısa zamanda atama gerçekleşir. Ama atalarımız, ‘Vekil asil gibidir’ derler. Vekil arkadaşımız, görevinin başındadır. Temennim, başarılı bir şekilde geçiş sürecinin tamamlanması, varlık fonunun gerçek yöneticilerini bulmasıdır.
Cumhurbaşkanı Erdoğan, Anıtkabir Özel Defteri'ni imzaladı
Yerli otomobil start alıyor ne dersiniz?
- Perşembe günü yerli oto ile ilgili lansmanı Külliye’deki kongre merkezimizde yapacağız. Bu konu ile ilgili gerek TOBB, gerek Bilim Sanayi Teknoloji Bakanlığımız çalışmalar yaptılar. Neticece sektördeki en önemli beş kuruluşumuzun bir araya gelmeleriyle, inşallah biz de kendi elektrikli otomobilimizi üretir konuma geleceğiz. Bu beş marka firmamız bu işe el atmış durumda. Lansmanını Perşembe günü yapacağız.
-Büyükada tahliyeleri konusunda Schröder’in arabulucu olduğu iddiası var, doğru mu?
- Schröder, ta şansölye olduğu dönemden beri benim gayet iyi görüştüğüm, dayanışma içinde olduğum bir dostumdur. Zaten kendisi görüştüğüm biridir. Ama görüştüğümüzde, iddianın aksine o tür bir meseleyi görüşmedik. Biz Türkiye-Almanya ilişkilerini, iki ülke arasındaki ilişkilerin nasıl daha uyumlu bir sürece gireceğini, bunun için nasıl ne şekilde mesafe alınabileceğini görüştük. Ama birkaç köşe yazarının, tutup o görüşmeyi, yargıyla alakalı bir süreci etkilemeye yönelik bir teşebbüs gibi sunması hiç yakışık almamıştır. Bunlar herhalde gaipten haber alıyorlar. Eski dostumla yaptığım bir görüşme hakkında yalan yanlış şeyler ileri sürülmesi çok çirkindir. Türkiye bir hukuk devletidir. Yargı, davalarla ilgili, itirazlar dahil her hususu kendisi değerlendirir ve hukukun gereğini yapar. Kaldı ki bahsettiğiniz davada yargının kararının beraat değil, tahliye yönünde olduğunu gördük. Davanın nasıl sonuçlanacağını bilemeyiz. Ama bir görüşme hakkında birilerinin yalan yanlış şeyler söylemesi, aslı astarı olmayan şeyler yazılması, kabul edilebilir bir şey değildir.
- CHP’den size yönelik ağır açıklamalar oldu, bunlarla ilgili soruşturma açıldı. Nasıl değerlendirirsiniz?
- Tekirdağ’da bir belediye başkanının bir terbiyesizlik yapmasıyla başlayan süreci kastediyorsunuz muhtemelen. Eh, genel başkanlarından geri kalacak halleri yok. Keşke bizi o tür hakaretlere cevap vermeye mecbur etmeseniz… Normalde, bir Cumhurbaşkanına o tür hakaretler olduğunda, o partinin genel başkanının müdahale etmesi gerekir. Ama bu yapılmayınca, genel başkan da farklı davranmayınca ister istemez konu yargıya intikal ediyor. Avukatlarım da şahsım da, bu tür insanlara, “İstediğiniz hakareti yapmaya devam edin” diyemeyiz. Hukuk çerçevesinde hukuki haklarımı sonuna kadar kullanırım.
Melih Gökçek istifa konuşmasında beddua etti
- Biz küçük fotoğraflarla uğraşıyoruz. Ama büyük güçler var. Bakü-Tiflis-Kars demiryolunun ardından Tanap gibi çok büyük projeler de geliyor. Çok ciddi işler bunlar. O büyük güçler bunlarla ilgili ne düşünüyor acaba?
- O tür güçlerin bu tür projelerle ilgili ne düşündüğü bizi ilgilendirmez. Bizim ne yaptığımız bizi ilgilendirir. Bir şey doğru ise onu yapmalıyız. Avrupa’nın da doğalgazını petrolünü biz vereceğiz inşallah. Diğer ülkelerle birlikte demiryollarımızı da yapıp yolumuza devam edeceğiz. Doğru bildiğimiz yolda ilerleyeceğiz.
SON DAKİKA
EN ÇOK OKUNANLAR
HABER || İzmir'de 3 polisi yaralamışlardı! Adliyeye sevk edildiler
İstanbul'da yıkım sırasında şok! Yan binanın duvarının olmadığı ortaya çıktı: Yatak odası açıkta kaldı
22 Kasım 2024 cuma namazı vakti saat kaçta? Diyanet İstanbul, Ankara, İzmir cuma saati, öğle ezanı vakti
Ağaca çarpan otomobil ikiye bölündü, sürücü olay yerinde can verdi
'Turuncu' uyarı verilmişti: Sağanak yağış olumsuz etkiledi... İşyerleri sular altında!