hourSON DAKİKA
left-arrowright-arrow
weather
İstanbul
down-arrowup-arrow

    Cumhurbaşkanı Erdoğan: 'İhya dönemi yaşıyoruz, kriz filan yok'

    { title }

    SONRAKİ VİDEO

    Cumhurbaşkanı Recep Tayyip Erdoğan, "Şimdi ihya dönemini yaşıyoruz. Kriz filan sakın ha bunlara aldırmayın, bunların hepsi manipülasyondur, bizde kriz filan yok, evel Allah güçlenerek geleceğe yürüyoruz. Daha da güçleneceğiz" dedi.

    Haberin Devamıadv-arrow
    Haberin Devamıadv-arrow

    Cumhurbaşkanı Recep Tayyip Erdoğan Gaziler Günü nedeniyle Cumhurbaşkanlığı Külliyesi'nde düzenlenen törende konuştu. Erdoğan'ın konuşması satır başlarıyla şöyle:

    "Ülkemizin ve milletimizin bekası için canlarını ortaya koyarak yürüttükleri mücadele sonunda gazilikle şereflenen tüm kardeşlerime şükranlarımı sunuyorum. Bu vesileyle Cumhuriyetimizin banisi Mustafa Kemal Atatürk'e Gazi ve Müşir unvanı verilişinin yıl dönümünü tebrik ediyorum. Bin yıldır milletimizin bekası, vatanımızın bütünlüğü, devletimizin yaşaması için bu toprakları teriyle, gerektiğinde kanıyla ıslatmış tüm ecdadı tazimle yad ediyorum. Ülkemize gaziler ve şehitler kazandıran tüm anneleri, babaları hürmetle selamlıyorum. Bu uğurda kimi eşlerini, kimi babalarını, kimi kardeşlerini, kimi kardeşi mesabesindeki arkadaşlarını kaybeden tüm vatandaşlarıma da milletin evinden saygılarımı iletiyorum.

    Haberin Devamıadv-arrow
    Haberin Devamıadv-arrow

    Cumhurbaşkanı Erdoğan: Suriye'de herkes parselasyonu yapmış

    Her gazimiz her şehidimiz milletimizin ortak değeridir. Esasen bu millet topyekun gazi bir millettir. Onun için İstiklal Şairimiz ne diyor? 'Şüheda fışkıracak toprağı sıksan şüheda / canı cananı bütün varımı alsın da Hüda / etmesin beni tek vatanımdan dünyada cüda'. Bu topraklar böyle bir toprak. Bu topraklarda boşluk yok. Her tarafta şehitlerimizin, gazilerimizin kanları var. Ecdadımız Anadolu'ya gelirken yüreğinde imanı, bir elinde mesleği, bir elinde kılıcıyla bu toprakları baştan sona fetih ve imar etmiştir. Ve biz Alparslanla başladık, Osmangazi ile yürüdük ve Mustafa Kemal ile Cumhuriyet'i kurduk. 

    Şimdi ihya dönemini yaşıyoruz. İşte bu ihya dönemini hep beraber sürdüreceğiz. Kriz filan sakın ha bunlara aldırmayın, bunların hepsi manipülasyondur, bizde kriz filan yok, evel Allah güçlenerek geleceğe yürüyoruz. Daha da güçleneceğiz.

    'Bu ülkede bundan sonra Türk Lirası geçer'

    AVM'lerde, şurada burada manipülasyon yapanlara da aldırmayın. Bunda sonra bu ülkede dolarla, Avroyla şununla bununla kira mira yok. Bu ülkede bundan sonra Türk Lirası geçer. Aksi takdirde bunun bedelini öderler. Burası Türkiye, burası Amerika değil. Dolayısıyla burada Türk lirasının hükmü vardır. Türk Lirası ile beraber mağazanı kiraya verirsin, alışverişini de yaparsın. Zaruretler ayrı konulardır. Bu adımı bu şerefli millet şerefiyle attı, şerefiyle kazandı, şerefiyle de tarihini yeniden ihya ve inşa etmeye devam edecektir. 

    Haberin Devamıadv-arrow
    Haberin Devamıadv-arrow

    Cumhurbaşkanı Erdoğan: Bu bizim krizimiz değil

    'İşte inlerine girenler burada'

    Ne zaman vatan tehlikeye düşse millet olarak hep birlikte kıyam etmiş, bir set gibi düşmanın karşısında durmuş, gerektiğinde bir sel gibi üzerinden aşıp geçmişizdir. Türkiye'nin son 34 yılı neredeyse kesintisiz şekilde terörle mücadeleyle geçmiştir. Ülkemizin hiçbir şehri, hiçbir beldesi yoktur ki, teröre kurban vermemiş, şehidi, gazisi olmamış olsun. Ülkemizin dört bir tarafında bunu görürüz. Askerlerimiz, polislerimiz, güvenlik korucularımız dağları, ovaları, sınır boylarını, sınır ötelerini teröristlere dar ederken hiçbir fedakarlıktan kaçınmamışlardır. Hatırlayın hep şu ifadeyi kullandım: 'İnlerine gireceğiz' dedim. Girdik mi inlerine? Girdik. İşte o inlere girenler burada. Sizlere şahsım ve milletim adına teşekkür ediyorum. Sizler hiçbir zaman yılmadınız, 'acaba bu inin içinde ne var' diye düşünmediniz, oraya 'ya Allah Bismillah' dediniz girdiniz ve oraları onlara zindan ettiniz. Ve böyle de devam edeceğiz. Bu Gabar'da, Kato'da, Afrin'de, Cerablus'ta böyle oldu. Türkiye'mizin dört bir yanının dışında da böyle oldu. Kandil'de böyle oldu, Sincar'da böyle oldu, böyle olacak. Buralarda durmak yok, yola devam edeceğiz.

    Haberin Devamıadv-arrow
    Haberin Devamıadv-arrow

    'Haydi meydanlara' dedik, milyonlar döküldü'

    Teröristlerin hain saldırılarının karşısında dünyada başka bir örneği olmayacak şekilde vakur bir duruş sergileyen halkımız, hainlerin emellerine ulaşmalarına izin vermemiştir. Milletimizin ülkesine ve ülkesine sahip çıkma konusunda asırlardır sergilediği onur duruşun son örneğini 15 Temmuz'da hep birlikte yaşadık. Sadece telefondan sizlere 'Haydi meydanlara, sokaklara caddelere' dedik. Allah bu milletten razı olsun, milyonlar meydanlara döküldü. Ne olacak diye düşünmediler, sadece vatan, millet dediler. Meydanlarda F16'lara, helikopterle yapılan atışlara, tanklara, toplara karşı... Ellerinde onların hiçbir silah yoktu, benim vatandaşımın elinde sadece bayrak vardı. Çünkü benim milletim şunu biliyordu, 'Bayrakları bayrak yapan üstündeki kandır, toprak eğer uğrunda ölen varsa vatandır'. Bunu biliyordu öyle yürüyordu. Fazla sürmedi, 16 saatte bu millet o FETÖ denilen alçak, hain terör örgütüne karşı zaferle elhamdülillah kucaklaştı. Bu millet böyle bir millet. Bu millet bu destanı Çanakkale'de de yazmadı mı? Yazdı. Bütün dünya, Batı karşısındaydı ama bizim Mehmedimiz, 14 yaşından tut o civanlar, o kınalı ellerle Gazi Mustafa Kemal'le beraber Çanakkale'deydi, Kocatepe'deydi. Oradan saldırıya geçen bütün müttefiklere karşı. O günün şartları içerisinde neyimiz vardı? Seyit Onbaşı, onun pusulası falan yoktu ama 250 kiloluk mermiyi 'ya Allah' dedi ateşledi ve 'her şeyi halledecek' dedikleri o malum gemiyi sulara gömdü. Çünkü 'imandır o cevher ki ilahi ne büyüktür, imansız olan paslı yürek sinede yüktür'. Bu mesele, idrak çok önemli. Buradan 15 Temmuz şehitlerimizin yakınlarına ve gazilerimize bir kez daha en kalbi şükranlarımı sunuyorum. Şehitlerimize Allah'tan rahmet diliyorum. 

    Haberin Devamıadv-arrow
    Haberin Devamıadv-arrow

    'Biz zaten emanetçi değil miyiz?'

    Şehitlerimizin ve gazilerimizin yaptıkları fedakarlık karşısında devlet olarak bize düşen emanetlerine sahip çıkmaktır. Biz zaten emanetçi değil miyiz? Kimin emanetçisi? Sizin. Sizin verdiklerinizi yerinde kullanmak suretiyle bu emanete sahip çıkmak. Yaptığımız iş bu. Bunu yapmaya da devam edeceğiz. Şehit yakınlarımıza ve gazilerimize verilecek hizmetleri en iyi şekilde yürütmek üzere gerekli birimleri kurduk. 

    Devletlerin ve milletlerin uzun yolculuklarında bir dönüm noktası vardır. Bizim için Malazgirt, Söğüt'te dikilen çınar, Fatih'in İstanbul'u fethi, Çanakkale ve oradaki kararlılığın devamı olarak gördüğüm Kurtuluş Savaşı bir dönüm noktasıdır.  Son yıllarda yaşadığımız hadiselerin de ülkemiz ve milletimiz için işte böyle önemli bir dönüm noktası olduğuna inanıyorum. Türkiye önce içeriden sonra dışarıdan kuşatılarak karanlık bir meçhule doğru itilmeye çalışılmıştır. Milletimiz bu oyunu görmüş, istiklaline ve istikbaline sahip çıkarak kendisine başka bir istikamet çizmiştir. Ülkemizi köşeye sıkıştırmak için atılan her adım, kurulan her tezgah, oynanan her oyun, önümüzde daha büyük kapıların açılmasıyla neticelenmiştir. Bir kapı kapanır, Allah başka yerden başka kapılar açar, hiç endişe etmeyin. Unutmayın her doğum gibi bu yeni sürecin de elbette sancıları vardır. Her kutlu doğum sancılı olur. Unutmayın. Bu süreçte kimi zaman şehitlerimizin ardından ağladık, kimi zaman gazilerimizin acılarını paylaştık. Kimi zaman uğradığımız zararların üzüntüsünü yaşadık, dost bildiklerimizin, müttefik gördüklerimizin ihanetlerinin şaşkınlığıyla etrafımıza bakındık. Kimi zaman da en zor günlerimizde yanımızda olanların memnuniyetiyle tebessüm ettik. Ama hiçbir zaman yeise kapılmadık, umudumuzu kaybetmedik, mücadeleden vazgeçmedik. 

    İdlib mutabakatı: 'Barışa atılan bir adımdır'

    Bugün Türkiye kendi topraklarında 3.5 milyon Suriyeliyi misafir etmekle kalmıyor, bu ülkenin sınırları içinde milyonlarca kişinin güven ve huzurunu sağlayabiliyorsa işte bu duruşun sayesindedir. Az önce Savunma Bakanım ifade etti, Sayın Putin’le Soçi’de yaptığımız görüşmelerde İdlib’le ilgili o barış sürecini nasıl başlattığımızı ifade ettiler. Her iki tarafın savunma bakanları artık o belgeye imzayı attılar. Dedik ki, 'Bu İdlib’de kan dökülmesin, gözyaşı dinsin'. Onun için de ne gibi atmamız gerekiyorsa, bu adımları atalım. Onun için de 12 madde sıralandı, imzalar atıldı. Bu, sınırlarımızın ötesinde barışa atılan bir adımdır. İnşallah bunun devamı gelir. Bize kurulan tuzakların nasıl dönüp hainlerin başına musallat olduğuna hep beraber şahit olduk."

    Sıradaki Haberadv-arrow
    Sıradaki Haberadv-arrow