CHP'nin adayı Muharrem İnce'den seçim sonrasında ilk açıklama
CHP'nin cumhurbaşkanı adayı Muharrem İnce, partisinin genel merkezinde basın açıklama yaptı, şunları söyledi: Seçimin sonucunu kabul ediyorum. Bu böyledir. Eğer bir yarışa girerken karşınızdakini kutlayamıyorsanız o yarışa girmeyeceksiniz. Yeniden hazırlanacaksınız. Bir sonrakinde galip geleceksiniz. Arada 10 milyon fark var. Bunları görmek istedim. Kaçtığımız yok, tehdit edildiğimiz yok. Bunların hepsi palavradır. Sadece tweet'lerle öğrenilmesi doğru olmamıştır. O konuda bir hatam oldu."
CHP'nin Cumhurbaşkanı adayı Muharrem İnce, dün Yalova'da oyunu kullandıktan sonra Ankara'ya gitmiş ve YSK'nın önünde bir açıklama yapmıştı.
CHP'den seçim sonucu açıklaması
Ardından seçim sonuçlarının Anadolu Ajansı'nın verileriyle TV ekranlarına yansımasıyla birlikte CHP'li yöneticiler, manipülasyon iddialarında bulunmuş, Muharrem İnce de Twitter hesabından açıklama yapmıştı.
İnce'den: Erdoğan'ın kazandığını kabul ediyorum
İnce, Twitter'dan "Anadolu Ajansı manipülasyon yapıyor, Erdoğan’ın yüksek oy aldığı yerlerin sonuçlarını öncelikli veriyor. Sandık görevlilerimize sesleniyorum moralinizi bozup asla sandıkları terk etmeyin" mesajını paylaşmıştı. Ardından saat 23.50 sıralarında bir açıklama daha yapan İnce, "Yüksek Seçim Kurulu’nun geçici seçim sonuçlarını ilan etmesinden sonra bir açıklama yapacağım" duyurusunda bulunmuştu.
Kamera karşısına geçip açıklama yapmayan İnce son olarak da saat 01.00 sıralarında, yine Twitter'dan "Bugün saat 12.00’de CHP Genel Merkezi’nde basın toplantısı düzenleyeceğim" açıklamasında bulunmuştu.
TRT kamerası toplantıdan çıkarıldı
Muharrem İnce, seçimin kesinleşmemiş sonuçlarının açıklanmasının ardından partisinin genel merkezinde kameraların karşısına geçti. Açıklamasına başlarken, "Benim mitinglerime yer vermeyen TRT'nin burada ne işi var. 3 büyük ilde miting yapacağım, devletin televizyonu 1 dakikasını bile göstermeyecek. İş olsun diye burada. Bu tavrım siz emekçilerle ilgili değil. Size çıkışta kahve ısmarlayabilirim" diye başlayan İnce'nin açıklamaları satır başlarıyla şöyle:
'Sosyal medyadaki tehdit iddiaları asparagas'
Sosyal medyada dolaşan asparagas haberlerle başlayayım. Bunların hepsi yalandır. Böyle bir şey yoktur. Beni tehdit edecek adam da henüz yeryüzüne gelmedi. Ama böyle bir şey olmadı. Yok eşimi kaçırmışlar, yok albaylar beni rehin almışlar. Bunlar birkaç hasta, şizofrenin ciddiye alınmayacak şeyleri. Bunları bir kere kapatalım. Birincisi bu. İkincisi 15 milyon yurttaşım bana oy verdi. Hedefimiz bu 15 milyonu 30 milyon yaptı. Eğer 15 milyon insan oy veriyorsa bu kısa sürede 30 milyon yapılabilir. Bunu herkesin böyle bilmesi lazım.
Erdoğan'a tavsiyelerde bulundu
Sayın Erdoğan'a bugünden sonra artık AK Parti Genel Başkanı gibi davranmayın. Tavsiye ederim, 81 milyonun cumhurbaşkanı olun, hepimizin cumhurbaşkanı olun. Bu gerginliğe son verin, kucaklayın herkesi. Ben seçilseydim böyle yapacaktı. AK Parti Genel Merkezine gelip çay içecektim, herkesi kucaklayacaktım.
'Her şeyiyle adaletsiz bir seçim olmuştur'
Ülkemizin ve demokrasimizin ve bizlerin gelecekteki yaşamını derinden etkileyecek bir seçim yaşadık. Bu seçim ilan edilme biçiminden, sonuçlarının açıklanmasına kadar, her şeyiyle adaletsiz bir seçim olmuştur. Her şeyden önce seçime kan bulaşmıştır. Suruç'ta ve Erzurum'da yaşananlar bu seçimi, kanın bulaştığı bir seçim olarak tarihteki yerine kaydetmiştir. Yaşamını yitirenlere Allah'tan rahmet dileyerek, yakınlarına başsağlığı diliyorum. Yaralananlara da acil şifalar diliyorum.
'Açıklanmaya muhtaç noktalar bulunmaktadır'
Seçim sonuçlarına dönük açıklanmaya muhtaç noktalar bulunmaktadır. 16 Nisan referandumunda hayır ve evet bloku olarak şekillenmesi ortaya çıkmıştır. Bu seçimde hayır blokunun 16 Nisan'da aldığı sonucun gerisinde bir sonuç alması açıklanmaya muhtaçtır.
'Tutanaklar ile YSK'nın açıkladığı sonuçlar arasında anlamlı bir farklılık yok'
Seçim sürecinde oylara müdahale edildiğini, sandıklarda çeşitli usülsüzlükler yaşandığını gördük. Görevli arkadaşlarımız bunlarla cansiperane mücadele etti. Onları kendi adıma kutluyorum. Seçimde her sandıkta ıslak imzalı tutanak tutulur. Bizim görevlilerimizin altında imzası bulunur. Bizim için gerçek sonuçlar bu tutanaklardır. Bize ulaşan bu tutanaklar ile YSK'nın açıkladığı sonuçlar arasında anlamlı bir farklılık yoktur. Olan farklılıklar toplam sonucu değiştirecek nitelikte değildir. Dolayısıyla seçim sonuçlarını kabul ediyorum.
'Yeni rejim Türkiye için büyük bir tehdit'
Seçim öncesinde ve sonrasında yaşadıklarımıza dair elbette söyleyeceğimiz çok şey var. En başta söyleyeceğimiz bugünden itibaren uygulamaya giren yeni rejimin Türkiye için ne kadar büyük bir tehlike olduğudur. Devlet ile partinin hatta bir kişinin hem devlet, yürütme hem yasama, hem yargı haline gelmesi başlı başına bir beka sorunudur. Türkiye için büyük tehlike olmaya devam edecektir. Bunu yaşayacağız ve bedelini ne yazık ki hepbirlikte ödeyeceğiz.
'Tam anlamıyla bir tek adam rejimine geçilmiştir'
Türkiye demokratik değerlerle bağını koparmıştır. 143 yıldır inişli çıkışlı sürdürdüğü parlamenter sistemle bağını koparmıştır. Bir süre daha kurallara ve kurumlara bağlı bir toplum olmayacağımız ne yazık ki anlaşılmıştır. Toplumsal barışımızı tehdit eden faktörler iş başında olmaya devam edecektir. Tam anlamıyla bir tek adam rejimine geçilmiştir. Keyfiliğin, nobranlığın önünde, sistemin içinde bir mekanizma yoktur. Geleceğimize dair her zaman büyük endişelerimiz ve kaygılarımız olmaya ne yazık ki devam edecektir.
'Mücadele etmeye, halkımızla bütünleşmeye devam edeceğiz'
Biz durum her ne olursa olsun mücadele etmeye, halkımızla bütünleşmeye devam edeceğiz. Bu seçim sürecinde yaklaşık her 3 vatandaşımızdan birinin oyunu almış birisi olarak, tüm vatandaşlarımızın takdirini kazanmak için çalışmaya devam edeceğim.
'Sorunların nedeni olanlardan çözmesini beklemek işin doğasına aykırı'
Cumhurbaşkanı adayı olduğum andan itibaren ortaya çıkan heyecan, inanç, birlik olma arzusu güçlü bir hareket olmuştur, olmaya devam edecektir. Bize düşen söylediklerimizin takipçisi olmak ve seçimde birlikte yaşadığımız heyecanı, inancı büyüyerek devam ettirmektir. Türkiye Tayyip Erdoğan ve kadrolaıyla, yönetim anlayışıyla içinde bulunduğumuz koşullarda yaşamını sürdüremez. Kendileri sorunların nedenidir. Sorunların nedeni olanlardan çözmesini beklemek işin doğasına aykırıdır.
'Türkiye herkesin Türkiyesi olana kadar mücadelemiz sürecek'
Önümüzdeki yerel seçimlere kadar süreci çok iyi değerlendirmek gerekir. Halkımızla buluşmaya devam etmeliyiz. Bu seçimden kendi adıma beni aday yapan partime ve tüm seçmenlerimize dönük sayısız dersler bulunmaktadır. Yapılan her şey bir şekilde eksiklikler bulunabilir. Yapılacak şey eksiklerimizi gidermektir. Yapılan her şeyde yanlışlar bulunabilir, bize düşen yanlışları düzeltmek olmaktır. Bize duyulan güveni güçlendirmek, güvensizlikleri ortadan kaldırmak zorundayız. Türkiye herkesin Türkiyesi olana kadar mücadelemiz sürecektir. Bu süre içinde birbirimize güvenmek en büyük gücümüz olacaktır. Birbirimize güvendiğimizde çok şeyler yapabileceğimizi bu seçim göstermiştir.
'Sizlerin bana güveni sürdüğü sürece ben bu mücadeleyi sürdüreceğim'
Ülkemizin geleceği için hissettiğimiz kaygıları dünden daha fazla hissetmeye devam etmeliyiz. Geleceğimizi kazanmak için herkesle birlikte olmaya, aynı kaygılarda buluşmaya devam etmeliyiz. Benim gündemim Türkiye'dir. Hepimizin gündemi Türkiye olmaya devam etmelidir. 15 milyon insan bana güvenip oy vermiştir. Gençlerin payının çok büyük olduğunu biliyorum. 50 günlük kampanya yerine, 500 günlük, 5 bin günlük kampanya yapmalıyız. Sizlerin bana güveni sürdüğü sürece ben bu mücadeleyi sürdüreceğim.
50 günlük kampanyada bizlere o sıcaklarda, Ramazan ayında, o meydanlarda beni yalnız bırakmayan yurttaşlarımıza, bayraklarımızı asan gençlerimize, broşürlerimizi dağıtan kadınlara, mitinglerimizi izleyen basın mensuplarına, güvenliğimizi sağlayan güvenlik mensuplarına, o esnada çocuğunu uyuturken seçim şarkımızla çocuğunu uyandırdığımız annelere, görüntü ve gürültü kirliliği verdiklerimizin hepsine teşekkür ediyorum, onlardan özür diliyorum. Aynı kararlılıkla bugünden itibaren çalışmaya devam edeceğimi bildiriyorum."
Soruları yanıtladı
Muharrem İnce daha sonra basın mensuplarının sorularını da yanıtladı ve şunları söyledi:
Parti içi konuları tartışmayacağım. Boşuna yorulmayın. İstediğiniz kadar sorun, cevap vermeyeceğim. Mücadele etmek için illa milletvekili olmak gerekmez. 16 yıl milletvekilliği yaptım zaten. Siyasi mücadelenin çok çeşitli yolları vardır. Siyasi kadrolarda bulunmuş insan onun yolunu bulacaktır.
Ben tek başıma CHP'ye akıl verecek konumda değilim. Tam tersine dediğim de ortak akılla iyi hareket edilmeli, iyi bulunmalıdır. Ben buradan CHP'ye yön biçecek değilim.
'Vatandaşlarımızın bunu bir tweet ile öğrenmemesi gerekirdi'
Bir hatam oldu kabul edeyim. Ben İsmail Küçükkaya'ya arkadaşça bir mesaj attım, haber yapacağını tahmin etmedim. Benim gibi deneyimli bir siyasetçinin bunu düşünmesi gerekirdi. Vatandaşlarımızın bunu bir tweet ile öğrenmemesi gerekirdi. Ama emin olun onu haber yapacağını düşünmediğim için... Çünkü takip ediyordum sonuçları, ıslak imzalı tutanakları, her şey netleşsin ondan sonra açıklama yapacaktım. Onu bekledim. Yoksa özel bir şey yoktu, çıkacaktım sonuçları bekliyordum. Demek ki gazetecilerle dost olurken daha dikkatli olmak gerekiyormuş. Hata benim böyle bir şey yapmamam gerekiyormuş. Özür diliyorum bunun için.
'Sonucu kabul ediyorum, arada 10 milyon fark var'
Ben çıkacaktım medyanın karşısına, hatta 5'e 10 kala YSK'nın önüne gittim, yakın bir noktadaydım, takip ediyordum. Şu da bir gerçek, oy çalmışlarmış mıdır? Evet çalmışlardır. 10 milyon çalmışlar mıdır, hayır. Seçimin sonucunu da kabul ediyorum. Bu böyledir. Eğer bir yarışa girerken karşıdakini kutlayamıyorsanız o yarışa girmeyeceksiniz. Yeniden hazırlanacaksınız. Bir sonrakinde galip geleceksiniz. Arada 10 milyon fark var. Bunları görmek istedim. Kaçtığımız yok, tehdit edildiğimiz yok. Bunların hepsi palavradır. Sadece tweet'lerle öğrenilmemesi doğru olmamıştır. O konuda bir hatam oldu.
CHP'nin yanlışları var mıdır, vardır. Medyanın önünde CHP'nin yanlışlarını tahmin etmeniz lazım. Bu konulara girmeyeceğim.
Kemal Kılıçdaroğlu ile telefonda konuştuk, yüz yüze gelmedik, yüz yüze geleceğiz tabii.
Onlar benimle birlikte yürüdüğü sürece ben varım, ben devam edeceğim. Bitirmiş değilim, siyaset uzun vadeli, uzun nefesli bir iştir. Ben dün akşam kesinleşmesini istedim, bunun için çıkmadım insanların karşısına. Korktuğumdan değil. Durumu görmek istedim. 50'nin altına düşüp ikinci tura kalması ihtimal dahilindeydi. Bunu görmek istedim. Diğer muhalefet partileri çok düşük aldı. Onlar biraz daha oy alsaydı zaten seçim ikinci turdaydı. Benim söylemem şık olmaz bunu, utanırım böyle şeyleri söylemeye, 8-9 puan fazla oy almışız. 77'den beri, 41 yıl sonra 30 puan barajını geçmişim. Ben söylemeyeyim bunu ayıp olur.
'Bana 'yürü önümüzden' derlerse ben yürümeye hazırım'
Diğer muhalefet partileri de 10'un üzerinde olsaydı zaten seçim ikinci turdaydı. Diğer her şey gerçekleşti zaten. Bunu başarabiliriz. 30 barajını yıktık, 50 barajını da yıkabiliriz. Ben buradayım. Bana 'yürü önümüzden' derlerse ben yürümeye hazırım.
Türkiye'nin bu gidişattan dışarı çıkması, bir nefes alması lazım. Önümüzdeki süreçte Türkiye'nin nasıl daraldığını, kuşatıldığını göreceğiz. Buradan bir parti, dar bir kadroyla mümkün değildir. Dikkat edin sandıklara baktığınızda bütün kesimlerden oy almışız. Kim geliyorsa aklınıza. Türkiye'de siyasi yelpazede kim varsa, bizim Cumhurbaşkanlığı adaylığımıza oyu yansımış. CHP'nin oyu full yansımış. 30'un içinde ülkücüler var, HDP'liler, AK Partililer, İYİ Partililer var. İyi incelerseniz hepsini görürsünüz. Bunu büyütmemiz lazım. Hepimizin Cumhurbaşkanının doğru bir slogan olduğunu bir kera daha gördük.
(Yabancı bir basın mensubunun, İngilizce sorduğu soru üzerine) Tercümanımız var mı? Yoksa Erdoğan gibi 'One minute' İngilizcesiyle devam etmeyelim.
'Çık ara bir durum var'
Elimizde sonuçlar varsa, buradan sonuç belliyse, yenilgiyi kabul edip etmemek sizin elinizde değil ki. Elinizdeki tutanaklarda yenilmişseniz, yenilmişsinizdir. 'Bunu kabul etmiyorum, sokaklara çıkalım'... Bu demokrasi değildir ki. Ama şu olur, tartışmalı bir şey olur, 50,1 olur, bin oy çalarlar, 'sokaklara çıkalım' doğrudur. Açık ara bir durum var. Bunu kabul etmeyeceksin, neyi kabul edeceksin? Bu demokrasiye, millet iradesine saygısızlıktır. Ben o noktada değilim. Galip gelmiştir. Galip geldiğinde kutlayamıyorsan yarışa girmeyeceksin.
'Dün akşam Erdoğan ile değil, tutanaklarla uğraşıyordum'
(Bir gazetecinin Erdoğan'ın kendisiyle ilgili 'Siyasetten silinecek' dediğini aktararak sorması üzerine) 41 sene sonra 30 barajını aşan bir Muharrem İnce, siyasetten silinir mi, devam mı eder? Dün akşam Erdoğan ile uğraşmıyordum. Tutanaklarla uğraşıyordum. Görüşmedim. (Tebrik) etmedim, ederim zamanı var. Daha sonra.
'41 yıllık, 30 barajını aştık'
Bir; 'Tayyip Erdoğan ile Abdullah Gül kavga etsin, bizim oyumuz artsın'. Ben bu mantıkta birisi değilim. İki, 'kaybettik, ona çamur atayım, kutlamayayım, kabul etmeyeyim'. Bu mantıkta da değilim. Ben gereğini yaparım. O gereği nedir? Kazanmak için iyi bir hazırlık yapmanız lazım. O hazırlığı yeniden yapacağız. 50 günlük bir kampanyada 41 yıllık, 30 barajını aştık. 500 günlük bir kampanyada neler yapabileceğimizi herhalde milletimiz takdir eder.
CHP'nin 'Demirtaş'a özgürlük' diye söylemi olmadı. CHP'nin Türkiye'ye özgürlük söylemi oldu ama özel bir şahsa yönelik bir söylemi olmadı. Ben duymadım.
Seçimin öncesindeki tahmini neydi onu anlattı
İlk turda hedefim 35'ti. Şöyle düşünüyordum. CHP'nin bir 25 bandı vardı, hani ekonomide bir orta gelir tuzağı var ya, 10 bin dolar, CHP de bu 25'i aşamıyor. Benim kendime koyduğum hedef 35'ti. Birinci turda bu 35'i aşarsam ikinci turu alırım diyordum. Buna yaklaştık fakat ben İYİ Parti ve HDP'nin de 12 bandında oy alacağını düşünüyordum. Saadet Partisi'ni 3 görüyordum. 'Üçü 27'yi toplar, geriye 73 kalır, bunu 73 paylaşırız' diyordum. 'İkinci turda da diğer muhalefetle bir araya gelerek seçimi alacağız' diyordum. Buna inandım ben. Bugün olsa yine aynı şeyi düşünürdüm, böyleydi. Diğer muhalefet partileri tahminlerimin çok altında kaldı. Biz de 35'e gelemedik ama psikolojik barajı aştık.
Adaylık sırasında Sayın Akşener'i, Sayın Karamollaoğlu'nu, Sayın Demirtaş'ı, Sayın Erdoğan'ı ziyaret ettim. Bu tür insani şeylerden çekinmem. Siysasetin normalleşmesi lazım derken bundan söz ediyorum. Bu tür insani şeylerden özel bir anlam çıkmaz.
Yalova küçük bir Türkiye'dir. Rize gibi bir biçim değildir. Rizelilikle Yalovalılık aynı şeyde birleşmiyor.
'Tükiye bölünmez'
Hiçbir sitemim yok. Hayır Türkiye niye bölünsün. Türkiye bölünmez. Dün görüşlerine hiç katılmadığım Erdoğan bile güzel bir şey söyledi. Dedi ki, 'Bizde katılım yüzde 80'ler üzerinde. Yüzde 30'larda katılım olan ülkeler bize demokrasi dersi vermesin'. Kendi göbeğimizi kendimiz keseceğiz."
SON DAKİKA
EN ÇOK OKUNANLAR
Bursa'da yarın okullar tatil mi 22 Kasım 2024? Valilikten açıklama geldi mi?
İstanbul'da lodos: Dev dalgalar oluştu, Kalamış Sahili göle döndü
Kahvehanede dehşet anları! Pompalı tüfek ile gelip tetiğe bastı
SON DAKİKA! İzmir'de polislere kurşun yağdırıp 3 memuru yaralamıştı: İlk ifadesi ortaya çıktı!
SON DAKİKA HABERİ... İstanbul'a kar yağacak mı? Prof. Dr. Orhan Şen yanıtladı