Davutoğlu: ''Meydanı boş bırakmamak için Paris'e gittik''
Ahmet Davutoğlu Grup Toplantısı'nda konuştu. Başbakan Davutoğlu, iç ve dış politikaya dair konuştu. Charlie Hebdo katliamını kınamak için Paris'e gitmesini eleştirenlere, ''Biz terörün her türlüsüne karşıyız'' diye cevap verdi.
Davutoğlu'nun konuşmasından satır başları...
Bilim ve Teknoloji Yüksek Kurulu, YÖK, Genelkurmay, Savunma Sanayi Müsteşarlığı, üniversitelerimizin bir masa etrafında oluştuğu bu kurul 1983'te kuruldu. 19 toplantı gerçekleştirdik 12 yılda. 12 Eylül dönemi 28 Şubat dönemi insanların kıyafetleriyle uğraşırken, 19 yılda sadece 9 kez toplanabilmişti. Salı günü aldığımız kararla 6 ayda bir toplanacak. İşte aradaki zihniyet farkı bu.
Yök'e Zeliha Koçak'ın atanması
Zeliha Koçak'ı YÖK üyeliğine Bakanlar Kurulu kontenjanından atadık. Bu atama yeni Türkiye'nin sembolik bir anlamını da ortaya koydu. Biz insanların kıyafetleriyle değil, beyinlerindeki bilim anlayışıyla üniversitelerimizi ihya etme düşüncesindeyiz. Zeliha hanım, yaptığı bilimsel çalışmalarla YÖK üyeliğine atanma konusunda gerçek bir ehliyet sahibidir. Başı örtülü başı açık bütün kadınlar yanyana yeni Türkiye için çalışacaklar.
Milli muharip uçak savaş uçağıyla ilgili olarak bir proje olarak alınan karar çerçevesinde, savaş uçağı projemizin milli savaş uçağı projemizin tasarım aşamasına geçilmiş bulunuyor. Yine uydu fırlatma sistemi, bu projenin ivme katılması konusunda prensip kararı aldık. Milli piyade tüfeğinde de seri üretime geçiyoruz. Türkiye'nin de ortağı olduğu F35'ten, önümüzdeki yıllarda toplam 100, dört savaş uçağı daha sipariş etme kararı aldık. Artık savunma sanayi millidir, milli olacaktır.
Hiçbir namerdin önünde boyun eğmeyecek Türkiye
Gerçek cumhuriyetçilik ancak ve ancak Türkiye'nin kendi milli sanayisini kurmakla mümkün olur. Bahçeli yine iddialarda bulundu. Kendi başbakan yardımcılığı döneminde, Türkiye bırakın kendi tankını uçağını, başka ülkelerin envanterinden çıkan silahların peşindeydi, tank modernizasyonu için İsrail'e muhtaçtı. Şimdi hiçbir namerdin önünde boyun eğmeyecek bir Türkiye var.
Beni alnımdan öpen...
Mazlumlara dönük olarak... Benim alnımdan öpen ki, Arap dünyasında bu minnet göstergesidir, o küçük yavrucuk Rua. 2005'te Hama'da doğdu. Annesi hava saldırısında gözünün önünde hayatını kaybetti. Babaannesi ve yaşlı bir hanım üç kardeşiyle Türkiye'ye sığındı. Malatya'da şimdi mülteci kampında yaşıyor. Şimdi Rua'nın bu hikayesini bilen için Türkiye'nin Suriye politikasını eleştirebilmek mümkün mü? Evet biz yetimlere öksüzlere mazlumlara sahip çıktık.
Cumhurbaşkanı Recep Tayyip Erdoğan, AFAD tarafından misafir edilen çocukları kabul etmiş, Rua El Yusef Cumhurbaşkanı Erdoğan'ı da alnından öpmüştü.
Yeni doğan bebeklere AFAD ismi
Suruç'ta, yeni doğan bebeklere verilen AFAD ismi oldu. Çünkü Türkiye'ye girdiklerinde AFAD'ı gördüler. Türkiye'ye ilk geldiklerinde yazıyı gördüler ve orada esenlik buldular. Ben tekrar bu gayretleri gösteren AFAD yetkililerine teşekkür ediyorum.
Verdiğim talimat açıktı
2002'de yurtdışındaki temsilcilerinin sayısı 163'tü, şimdi 228. Yani yüzde 40-50 civarında arttı. Sadece temsilcilik sayısı olarak artmadı. Dün Almanya'da her bir başkonsolosluğumuzu yeniden tanzim ettik. Yeni binalar aldık. Her binanın iftihar edilecek bir bina olması gerektiğini düşünerek yaptık. En fazla temsil edilen altıncı büyük ülkeyiz. Bu anlamda dünyanın her yerinde bayrak dalgalandıran altıncı büyük ülke olarak, 2023 hedeflerini çok önceden gerçekleştirmiş olduk. Verdiğim talimat açıktı, arkanızda çok köklü bir millet olduğunu unutmayın. Bize artık mazeret ve zaman kaybı söz konusu değildir. 24 saat yetişmiyorsa 25'nci saati bulacaksınız. Ama tek bir dakikayı dahi kaybetmeye izin vermeyiz. Nerede olursa olsun mutlaka aktif olacaksınız. Kim ne diyecek diye beklemeden Türkiye ne diyor diye dünyaya haykıracaksın. Biz takip eden bir ülke değiliz.
Çalışan kadınlar için devrim mahiyetinde reform
Uyuşturucuyla mücadele, bedelli askerlikle ilgili, iç güvenlikle ilgili, öğretmen atamalarla ilgili kasım aralık ayında çok önemli açıklamalarda bulunmuştuk. Geçtiğimiz hafta ailenin ev dinamik nüfusun korunması başlığı altında, aile ve çalışan kadınlar için devrim mahiyetinde reforma imza attık. Büyük ülkeler nüfusunu büyük bir kaynak olarak görürler. Eğer bir ülkenin uzun dönemli gelişme trendini anlamak isterseniz nüfusuna bakabilirsiniz.
Genç nüfusumuz artsın
Petrol bitebilir, kaynaklar tükenebilir, tükenmeyen tek kaynak var o da insan kaynağı. 2013 yılında 65 yaşı 10,3'e, 2050'de yüzde 20'ye çıkacak. Burada yapılacak iki yol var. Eski Türkiye'de olduğu gibi aman nüfusun artmasını durduralım, az nüfusla mümkün olduğu kadar orta gelişmişlikte kalalım. Okullar olmasaydı ne güzel idare ederdim diye ifadeyi, 80'li 90'lı zihniyet böyle bir zihniyete dayanıyordu. Biz ise tam tersini söylüyoruz. Nüfusumuz artsın. Genç nüfusumuz artsın. Daha çok nüfusla daha büyük milli gelir üzerinden milli geliri artıralım. Bu anlamda çalışan kadınları, annelik ve kariyer aşkı arasında tercih yapmak zorunda bırakmayan insani bir reform planladık. Dünyaya örnek olacak bir reformu gerçekleştirdik.
Teröre karşıyız
Terörün herhangi bir şekilde İslamla veya herhangi bir dinle yan yana anılmasına izin vermeyeceğiz. Dün Sayın Merkel ile yaptığımız toplantıda söylediğim gibi Neo- Naziler vatandaşlarımızı katlettiğinde Katolik terörü demedik. Buna da İslam terörü demeyeceğiz. Biz tiranlığa, zorbalığa hep karşı çıktık, çıkacağız.
Kim olursa ne olursa olsun her türlü teröre, barbarlığa, zulme karşı çıkmaya devam edeceğiz. Devlet terörü uygulayanlara karşı çıkacağız. Gazze'ye ve Beşar Esad'ın yaptığına devlet terörü demeye devam edeceğiz. Bazıları İsrail tarafından bazıları Suriye'ye destek veriyor, sessiz kalıyor. Bazıları DEAŞ'a karşı susuyor. Bunlara karşı susmayan tek ülke Türkiye tek hareket AK Parti hareketi oldu.
Dün yabancı basınla yaptığımız mülakatta söylediğim gibi dünyaya nasıl barış gelir, Fransa'da yürüyen dünya liderleri Gazzeli çocuklar için de omuz omuza yürürse o zaman barış gelir. Pakistan'da öldürülen çocuklar bu liderler bir araya gelirse o zaman barış gelir, Somali'de açlık karşısında oraya giderse o zaman barış gelir. Suriye'deki zulme karşı rejimi de eleştirirse o zaman dünyaya barış gelir. Ama eğer katledilen Müslümansa, Afrikalıysa, Doğuluysa ve sessiz kalınıyorsa tek başına kalınır.
Biz her yerde Paris'te de Şam'da da Bosna'da da tek yürekle konuşmaya devam edeceğiz. Bizim yüreğimiz bütün çocukları kucaklayacak kadar engindir.
Bugün ağırladığımıuz Mahmud Abbas, özgür bir filistinin başkentinde bu dünya liderleri yürüdğünde o zaman barış gelecek. Başkenti Kudüs olan Filistin'de yüründüğünde barış gelecek.
Biz samimiydik, İsrail'in başbakanı gayri samimiydi
Bazıları bizim neden İsrail'in başbakanıyla yan yana yürüdüğümüzü sorguluyorlar. Biz meydanı onlara bırakmayacağız. Bizim orada olmamız ne kadar samimiyse onların orda olmaması gayri samimidir. Bunu dünyaya haykırdık.
Biz Asyalı olduğumuz kadar Balkanlıyız, Afrikalıyız...Biz Paris'te bulunduğumuzda Avrupalı, Semerkant'ta Hoca Ahmet Yesevi'nin öğrencileri olarak konuşuruz.
Avrupaya mesajımız şuydu: Biz Avrupalıyız, olmaya devam edeceğiz, Avrupa'nın meselesi bizim meselemizdir. İslam Avrupa'ya dışarıdan gelmiş bir din değildir. bu anlamda İslam Avrupa'nın asli unusudur. Gerek Hollande gerekse Merkel'e teşekkür ediyorum. Hollande terörün İslamla özdeleştiremeyeceğini söyledi. Merkel'de aynısını söyledi.
PEGİDA gibi cahiller bilmelidir ki avrupa tarihi osmanlı arşivleri olmadan yazılamaz, anlaşılamaz. İbni rüşd olmasaydı rönesans olmazdı.
Müslümanlık Avrupa'ya sonradan gelmiş bir din değildir
İbn-i Sina Avrupa'ya ışık saçtı. işte bu kültürün uyanmasında islamın doğrudan katkısı vardır. Şuanda Avrupa'da 45 milyon müslüman yaşıyor.
İşte onun için bizim oradaki mevcudiyetimiz bunu haykırmak için vardı, biz Avrupa'yız. Avrupa'da Müslümanlara yönelik ırkçı yaklaşımlara izin vermeyeceğiz.
Pazartesi günü sabahı vatandaşlarımız ve Müslümanlar, bir Fransızla karşılaştıklarında başlarının eğilmemesi için, Müslüman liderler de var diyebilmeleri için, onlar için biz paris’teydik. Berlin’de de söyledim. Gün başımızı dik tutma günüdür. İnsanlık vicdanı adına sesimizi yükseltme günüdür. Taşıdığınız Ahmet Muhammed ismiyle gurur duyun. Çünkü bu katillerin öldürdüğü bir polisin adı da Ahmet’ti.
Berlin’de Mevlana camiini ziyaret ettim. Kundaklanan yakılan camii… bundan sonra hangi cami olursa olsun, gidecekler ve dayanışma gösterecekler. Ta ki Avrupa’daki hiçbir Müslüman kendisini garip hissetmesin. İşte küresel mesaj olarak teröre karşı insani vicdan olarak oradaydık.
Emek Sineması'yla ilgili karar mahkemeden çıktı
Beyaz Saray'dan "Paris'teki yürüyüş" açıklaması
SON DAKİKA
EN ÇOK OKUNANLAR
Dikkat! Meteoroloji il il uyardı: Lapa lapa kar geliyor! Don, tipi, buzlanma...
KENDİ ELLERİYLE YAPTI! Yatağa bağımlı 47 yıllık eşi için binanın dışına asansör
Yolda yatan köpeği ezdi: 10 saatlik kamera incelemeleri sonucu yakalandı!
HABER || İzmir'de 3 polisi yaralamışlardı! Adliyeye sevk edildiler
İstanbul'da yıkım sırasında şok! Yan binanın duvarının olmadığı ortaya çıktı: Yatak odası açıkta kaldı