Bahçeli'den 'baraj sorunu' yanıtı: 'Yüzde 50+1 olduğunu ne zaman idrak edecekler'
MHP Genel Başkanı Devlet Bahçeli, AK Parti ile ittifakın nedenlerini anlattı, "Baraj sorunu yaşadığımızı söyleyenler acaba barajın yüzde 50+1'e çıktığını ne zaman idrak edecekler. Davamızın büyüklüğü oy oranıyla, oy sayısıyla değil, hedeflerimizin yüksekliğiyle ölçülür. Erdoğan'ı destekleyeceğimizi açıkladık. Siyasi akıl bunu gerektiriyordu, ülkemizin gerçekleri bunu işaret ediyordu. Milletvekili genel seçimlerinden çok başarılı bir şekilde çıkıp TBMM'de yerimizi alacağımızı, gelecek iktidarın iklim ve iradesinde söz sahibi olacağımızı kararlılıkla duyuruyorum" dedi.
MHP Genel Başkanı Devlet Bahçeli Antalya'da düzenlenen partisinin il ve ilçe başkanları toplantısında konuştu. Konuşmasının başında millieytçiliğe ve milliyetçi harekete dair tanımlar yapan Devlet Bahçeli, "Milliyetçi Hareket Partisi haysiyet ve huzura ebedi çağrıdır. MHP milli birlik ve kardeşliğe evveli ve ebedi derin olan bağlılıktır. MHP, vatana, millete ve bayrağa eşsiz sevgi ve bağlılıktır. MHP şühedaya vefanın, milete bekanın, onurlu davetidir. Çatlamış dudakların, boş midelerin, kırılmış hayallerin, karanlık köylerin, çıplak tepelerin, yoksul toplumun yarısını üzerine kumar oynayan milletin yegane umudu MHP'dir" diye konuştu.
"Bir tarafta toprağı seyreden tok insanlar, öte yanda toprağı yoğuran aç insanlar. Bu çelişkinin aşılması lazımdır. Bir yanda emek veren, ter akıtan, helal lokması için çırpınan milyonlar, diğer yanda da milletin sırtından geçinen, fil dişi kulelerinde vicdanen ve fikren sefalet, fiziken de sefahat içinde yaşayan küçük bir azınlık ve kaymak tabaka. Bu açmazın da giderilmesi şarttır" ifadelerini kullanan MHP lideri Bahçeli'nin konuşması satır başlarıyla şöyle:
İttifaka Saadet'i de dahil etme formülü
'1 Kasım'dan sonra acizlik göstermedik'
"49 yıllık siyaset mücadelemizde pek çok zorlukla karşılaştık ancak Türk milleti için yaptığımız ve yapacağımız fedakarlıklarda hiçbir zaman sınır tanımadık, hiç de nokta koymadık. Eğilmedik, bükülmedik, gecikmedik. Düşmedik, üşenmedik, dinlenmedik. Yılgınlık akıntısına şuurumuzla direndik, yozlaşma akınına gururumuzla direnç gösterdik. Şiddetli operasyonlara karşı devasa bir duruş sergiledik, seviyesizliklere karşı seviyeli bir durduk. İftiralara karşı davanın iffetini koruduk. Özellikle 1 Kasım 2015 milletvekili genel seçiminden sonra akla hayale gelmeyecek saldırılarla karşılaştık. Hamdolsun teslim olmadık, acizlik göstermedik. Oyunları bozduk, oyuncuları bozguna uğrattık. Bunu hep birlikte yaptık, hep beraber başardık.
AK Parti - MHP ittifakında formül bulundu: Çatı aday
Ayrılıp İYİ Parti'yi kuran muhaliflere sert sözler
'Paradigma değişikliği' dediler, 'iktidar olacağız' dediler, 'Böyle gitmez' dediler, tertemiz arkadaşlarımızı istismar ederek, topladıkları imzalarla kapımıza dayandılar. Hiç yaşanmamış, hiç rastlanmamış rezillikleri sergilediler. Ahlak gözetmediler, anlayış göstermediler. Yetmedi tarlalara üşüşüp olağanüstü kongre derdine kapıldılar, yetmedi tellere tutunup temellerimizi dinamitlemeye kalkıştılar. Otellerde toplandılar, dedikodu yaptılar, fitne kazanı kaynattılar. Amaç milli şuuru köreltmek, milliyetçi hareketi karartmaktı. Amaç Türk milletinin son kalesini kapatmak, son siperini karartmaktı. Başardılar mı? Hayır. Sonuç aldılar mı? Elbette asla. Her zaman dediğim gibi davamız dualıdır, himaye Allah'tandır. Destek aziz Türk milletindedir.
'Okyanus ötesi', 'kurultay bezirganları'...
Böyle bildik, buna inandık, üç hilal okyanus ötesinin eline düşemezdi, çok şükür düşmedi. Üç hilal kurultay bezirganlarının kontrolüne giremezdi, çok şükür girmedi. Ülkülerinde fazilet sahibi dava insanları gecenin en zifir anında ortaya çıkarak hezimet arayanları sindirdi. Bu süreçte umutsuzluğa kapılanlar oldu. Gelişmeleri dikkatle takip edip stratejik suskunluk dönemine girenler oldu. Kozlar paylaşıldıktan, yeni şartlar oluştuktan sonra ileri atılmak üzere pusuya yatanlar oldu. Farklı arayışlara açık veya gizli yönelenler oldu. İkbalin kaygısıyla arayışa yönelenlerle, sadakati yalnızca dilinde, samimiyeti yalnızca yüzünde bulunanlar oldu. Yaşanan ne varsa davamızın vicdanında saklıdır. Kim ne yaptıysa, hangi ilişki ağlarına girip, hangi çıkarların cazibesiyle hareket ettiyse, geldiğimiz bu aşamada tüm netliğiyle açıktadır. Dava adamlığı karşılıksız adanmayı gerektirir, yüksek ruh, ahlak, sadakat, mertlik ister. Dünyevi arzulara aldanmayı, dayatmalara ise boyun eğmeyi reddeder.
'Yanlışa düşenleri yeniden kazanacağız, ihanet edenleri dünya durdukça affetmeyeceğiz'
Türk milleti milletçe MHP'den gelecek bir sese, yükselecek bir iradeye kilitlenmiştir. Yürüyüşümüzü bozacak hiçbir düzensizliğe, iç huzur ve düzenimizi bozacak hiçbir dengesizliğe müsaademiz söz konusu olamayacaktır. Hizipçilik yapan, huzursuzluk çıkaran, ekipçilik ve dar kadroculuktan medet uman kim olursa olsun gözümüz üzerindedir. Merhamet, meşruiyet ve muhabbetten ayrılmadan önümüze bakacağız. Küskünlükleri, dargınlıkları gidereceğiz. Gaflete kapılıp, yanılıp yanlışa düşen sonra da vicdanen pişmanlık duyan, safiyane ve dürüst bir şekilde hatasını kabul edenleri yeniden kazanacağız. Ancak bu davaya ihanet etmişleri, mahkeme kapılarında, korsan kurultay salonlarında her kepazeliğin başını çekmişleri dünya durdukça affetmemiz söz konusu dahi olmayacaktır. Trenden inenler indikleri yerde kalmıştır. Rüzgarla savrulanlar, gaza gelip sivrilenler kaybetmişlerdir. İpli saplısını bilmeyiz, cambazı cümbüşü tanımayız. Yapılanları unutmadık. Hakaret ve hainlikleri hiç ama hiç aklımızdan çıkarmadık.
Tarihi ve talihli fırsatlar
MHP'nin önünde 4 siyasi olay, 4 siyasi dönüm noktası bulunmaktadır. Bunlardan ilki 18 Mart 2018'de yapacağımız büyük kurultayımızdır. Önümüzdeki siyasi seçim ve tercihler oldukça önemlidir. Tarihi ve talihli fırsatlardır. Türkiye'nin talihini belirleyecektir. Şunu özellikle belirtmek isterim ki, MHP ağır tahbiratlara karşı Türk milletinin güvencesi, derin stratejik çatışmaların yaşandığı bugünkü ortamda Türk devletinin ön siperi, Türk milletinin düştüğü bugünkü küresel sarmaldan çekip çıkaracak son imkanı, ölüm karşısında sınav vermiş bir kutlu dava olarak Türk milletinin ülkü yolunda son umududur. Milliyetçi hareket, yeni bir dünya, yeni bir Türkiye için büyük buluşmayı gerçekleştirme kararındadır.
'Türkiye'nin toparlanması için biz de katkı veriyoruz'
Dayatmalar tutmamış, milliyetçi, ülkücü irade taviz vermemiştir. Onur ve omurgalarını kaybedenlerin merkez iddiasıyla siyasette boy göstermeleri, CHP ve HDP limanına yanaşmaları trajik ve patolojik bir yol kazası olarak her daim hatırlanacaktır. 18 Mart olağan büyük kurultayımız milli duruş, şühedaya vefa, millete beka kurultayıdır. Huzur ve beka için güçbirliği diyoruz. Türkiye'nin toparlanması için biz de katkı veriyoruz. Büyük kurultayımız Çanakkale ruhuyla temellenecek, milli mücadele mirasıyla şekillenecektir. Bu kurultayımız 2019'daki diğer üç siyasi olayın, üç stratejik dönüm noktasının hazırlığına ve hedef planlamasına sahne olacak, şahitlik edecektir.
'AK Parti ile kurmuş olduğumuz milli ittifakın yıpranmasına izin vermeyeceğiz'
İkinci siyasi olay da 2019'un Mart ayında yapılacak mahalli idareler seçimidir. Bu seçimde en makul, muhkem sonucu almak, mevcut belediyelerimizi muhafaza ederek, üzerlerine yeni ilaveler yapmak gayemizdir. Partimiz mahalli idarelerde markadır. Dürüst ve temiz yönetim anlayışımızla milletimiz belediye yönetimlerindeki çalışkanlığımızı ve kucaklayıcı vasfımızı görmüş ve tanıklık etmiştir. Mahalli idareler seçimlerinde AK Parti ile kurmuş olduğumuz milli ittifakın yıpranmasına, olası siyasi kamplaşma ve kutuplaşmalara izin ve meydan vermeyeceğiz. Hassas propaganda sürecini, ilkeli ve ittifakın ahlaki doğasına muvafık bir şekilde yürüteceğiz. MHP 2019'un Mart ayında yörenin şartlarına, vatandaşlarımızın ihtiyaç ve eğitimine göre tavır ve tutum alacaktır.
15 Temmuz darbe girişimi
2019 yılında yaşanacak üçüncü ve müteakiben dördüncü siyasi olay da cumhurbaşkanlığı seçimi ve milletvekilliği genel seçimidir. MHP, Türkiye'nin gerçeklerini okumuş, milletimizin arayış ve özlemlerini beka üzerinden yeniden yorumlamıştır. Türk siyasetinin akışını etkileyen, dinamiklerini ve parametrelerini değiştiren çok vahim ve vahşi bir darbe ve işgal teşebbüsü 15 Temmuz'da gerçekleşmiştir. FETÖ, şark meselesinin bu çağdaki adı, kanlı emperyalizmin 21. yüzyıldaki tecellisi olarak Türk milletine ihanet etmiş, küresel efendileri adına istilayı denemiştir. Karşımızdaki terörizm dehşeti farklı boyutlarıyla devam ederken Türk vatanını bölme ve ele geçirme emeli sönmüş değildir. Nitekim terörizm şehit kanıyla suladığımız toprakları ve mücavir bölgeleri sömürmenin, ele geçirmenin bugünkü kanlı ve ölümcül vasıtası olmuştur. Geçmişte sözde uygarlık götürüp yer altı ve yer üstü kaynaklarını ülkelerine getiren zalimler şimdi de yeni dünya düzeni maskesi, terörle mücadele kisvesi görünümü altında ülkeleri hizaya getirme, direnişlerini kırma, köklerinden koparma taktikleriyle ayın oyunu oynamaktadır. Bugün emperyalizmin gözü Afrika'nın okyanus kıyısından Doğu Türkistan havzasına buradan Pasifik'e kadar uzanan engin coğrafyalara odaklanmıştır. Bunun için dünya coğrafyasında, Avrupa ve Asya'nın kesiştiği alanda kilit ve stratejik önem sahibi Türkiye'nin çözülmesi, parçalanması ve dağıtılması, bunlar olmuyorsa denetim ve kontrolü amaçlanmaktadır.
'Yenikapı'da yeni bir ruh doğdu, ortak olduk, bu kapıdan içeri girdk'
Türk milletinin bekası müdafaa edilecekse ki bu mecburidir, bunun gerekleri yerine getirilmelidir. Bu kapsamda hükümet etme sisteminin revizesi geniş ve katılımcı bir mutabakata dayanması gerekiyordu. Edirne düşerken tartışmalara boğulan meşruiyet meclisi gibi olamazdık. 'Edirne'yi Enver alacağına Bulgar alsın' diyen soysuz anlayışın, bugünkü iz düşümünde yer alan soysuz anlayışa itibar edemez, iddialarına inanamazdık. Mustafa Kemal'in Anadolu'da kaybetmesini dilek ve temenni ederek, İstanbul'da göğüslerinde nişan ve madalyalarla caka satan nazırlarına, devrin siyaset ve devlet adamlarına benzeyemezdik. 15 Temmuz FETÖ darbe girişiminden kısa bir süre sonra 7 Ağustos 2016'da Yenikapı'da yeni bir ruh doğdu ve Türk milleti için yeni bir kapı açıldı. Biz bu ruha ortak olduk, bu kapıdan içeri girdk. Başka türlüsünü yapmamız da kendimizi, ülkülerimizi, gayemizi, inkar olurdu.
AK Parti ile oturup konuştuk uzlaşmaya vardık
AK Parti ile oturup konuştuk yeni bir hükümet sistemi üzerinde uzlaşmaya vardık. Çünkü bekamız anormal tehditler altındaydı, bir olmalı, beraber hareket etmeliydik. Saldırılar artacak, tehditler yoğunlaşacaktı. Kaldı ki vatanı kaybettikten sonra neyin siyasetini yapacağız. Devlet gittikten, millet bölündükten sonra iktidarın ne anlamı olacaktır. Cumhurbaşkanlığı hükümet sisteminin yeşerip, billurlaşması bu anlayış ve kavrayış içerisinde vücut bulmuştur.
'Barajın yüzde 50+1'e çıktığını ne zaman idrak edecekler?'
Türk milleti 16 Nisan 2017'de cumhurbaşkanlığı hükümet sistemine evet demiştir. MHP, yeni hükümet sisteminin içinde başından sonuna kadar vardır ve paydaşıdır. Baraj sorunu yaşadığımızı söyleyenler acaba barajın yüzde 50+1'e çıktığını ne zaman idrak edeceklerdir? Yüzde 10'u ağızlarında sakız gibi çiğneyenler, korktuğumuzdan, gerilediğimizden dolayı ittifaktan medet umduğumuzu yüzsüzce diline dolayanlar 15 Temmuz FETÖ ihanetinin yarım kalmasından içten içe üzülen kokuşmuşlardan başkası değildir. Bunlar eski Mısır'da yaşasalar Hazreti Musa'ya karşı Firavun'da birleşirlerdi, bunlar Kerbela'da olsalar Yezid'in yanında saf tutarlardı. Bunlar Haçlı Seferlerine katılıp Türk ve Müslüman kanı dökmek için vampir gibi ileri atılırlardı.
'Davamızın büyüklüğü oy oranıyla ölçülmez'
'MHP'nin baraj sorunu yok' diyorum kalın ve kabuk tutmuş kafaları almıyor. MHP büyüyor, güçleniyor. Milletin takdir ve teveccühü yükseliyor' diyorum, üç maynunu oynuyorlar. Kıskananlar çatlasın. Çekemeyenler patlasın diyorum. Çatlaya çatlaya, patlaya patlaya dağıldıklarını, un ufak olduklarını görmüyor, göremiyorlar. Bizler siyaseti siyaset olsun diye değil milletimize ve ülkümüze hizmet için yapıyoruz. Davamızın büyüklüğü oy oranıyla, oy sayısıyla değil, hedeflerimizin yüksekliğiyle ölçülür diyoruz. Bilinmelidir ki, MHP nereden kaynaklanırsa kaynaklansın küçük siyasi hesapların kendi ayaklarına pranga vurmasına müsaade etmeyecektir.
'Gelecek iktidarın iklim ve iradesinde söz sahibi olacağız'
Milli bekamızın tehdit altında bulunduğu bir dönemde Türkiye Cumhuriyeti'nin üçüncü evresine geçmiş bulunuyoruz. Cumhurbaşkanlığı hükümet sisteminin kurum ve kurallarıyla kökleşmesi, yerleşmesi, tam olarak oturması maksadıyla 3 Kasım 2019'da Sayın Recep Tayyip Erdoğan'ı destekleyeceğimizi açıkladık. Siyasi akıl bunu gerektiriyordu, ülkemizin gerçekleri bunu işaret ediyordu. Ülkemiz için böylesi uzlaşma vasatında buluşmamız lazımdı. Yaptığımız da budur. Milletvekili genel seçimlerinden çok başarılı bir şekilde çıkıp TBMM'de yerimizi alacağımızı, gelecek iktidarın iklim ve iradesinde söz sahibi olacağımızı kararlılıkla duyuruyorum."
SON DAKİKA
EN ÇOK OKUNANLAR
TOKİ 250 bin konut başvurusu ne zaman, nasıl yapılır, şartları neler? TOKİ 250 BİN KONUT BAŞVURUSU 2025 E-DEVLET EKRANI!
İlk Kez Konuştu: Umut'a Görüntüleri Sordum, Bana Dedi Ki...
SON DEPREMLER LİSTESİ 23 ARALIK 2024: Deprem mi oldu, nerede, kaç şiddetinde? Kandilli Rasathanesi açıkladı: Kahramanmaraş, Mardin, Bilecik...
Erzurum'daki Çığda Ölen Milli Judocu Emre, Son Yolcuğuna Uğurlandı: İkizi Tabutun Başından Bir An Olsun Ayrılmadı...
Kabine Toplantısı saat kaçta? Kabine Toplantısı gündem maddeleri neler? Memur ve emekli zammı, 2025 asgari ücret zammı...